Sendikal anlayışımız
Bunu şuraya not edin, ben Öz-Büro İş Sendikası üyesiyim, yasal süre içerisinde de üye olmaya devam edeceğim.
Çalıştığım kurum itibariyle yıllarca Tez-Koop İş Sendikası üyesiydim, hatta bir dönem yöneticilik de yaptım.
Delege seçimlerinden itibaren hepsi hile, yalan dolan ile başlayıp devam eden bir süreç sendikacılık.
Yapılan kavgalardan, edilen küfürlerden bahsetmeye gerek yok sanırım.
Bugüne kadar sendikacılığı en iyi geçmişte sol görüşlü sendikaların yaptığı da bir gerçek.
Öz-Büro İş Sendikası’nı tercihim, başta Baki Gülbaba ve Alper Gökçek olmak üzere üst düzey yöneticilerinin seviyeli ve terbiyeli üsluba sahip olmaları.
İşleyiş ve yasal süreçler olarak hepsi aynı düzenlemeler çerçevesinde hareket ediyorlar.
Yöneticilik yaptığım süre içerisinde en çok önemsediğim konu sendikal eğitimlerdi. Bunu hiçbir zaman başaramadım.
Nasıl başarabilirdim ki, bilinçli sendika üyesini yönetmek çok zordur. Bunu da hiçbir sendikacı istemez.
Kolay mı insanları sokağa çıkarıp, kontrol etmek, emeklerinin karşılığını söke söke aldırtma?
Söke söke alırız naraları sadece 1 Mayıs işçi bayramına has slogandan ibaret.
Söke söke alacak güçleri olsaydı Ergün Atalay kapalı sandığı açık mikrofona değil açık bütün mikrofonlara bunu haykırırdı.
Güçlü olabilmeleri için üyeleri her konuda bilinçlendirmeleri gerekiyor ki bunu da hiçbir zaman yapmıyorlar.
Öz-Büro İş Sendikası’nın eğitim konusundaki faaliyetlerini çok bilmiyorum açıkçası.
Alper beyin sosyal medyadaki performansını gün be gün takip ediyorum ve oldukça başarılı buluyorum.
Zaman zaman kendisine sorulan tüm sorulara beyefendi üslubunda tatmin edici cevaplar veriyor.
Hükümetin sendikası diye lanse edilen öz-büro iş söke söke alır mı?
Yanlış anlaşılmasın, söke söke almaktan kastımız meydanları yakıp yıkmak değil hiç şüphesiz.
Eğitilmiş, donanımlı üye profiliyle elbette ki bu başarılabilir.
Eğitim her şeyin başı ve şart.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.