. Görüntü ayarlarından ekran arayüzlerini seçin.
İnsanlığın hangi yüzünü görmek istiyorsanız ona tıklayın.
Yine de bir şeyler göremediyseniz fabrika ayarlarına dönüp
sıfırlamanız gerekebilir.
Yukarıdan aşağısı nasıl görünüyor bilinmez ama sayın
cumhurbaşkanı ülkeyi ya net göremiyor ya da danışmanları
yanlış bilgilendirerek insanları gül gülistan gösteriyorlar
olmalı ki önerdiği çözümler insanlığa hayır getirmiyor.
Şekilden şekile evrilen insanlık ana ekranlarında
kaybolduğu gibi arayüzlerin de dahi bulunamaz oldu.
Cumhurbaşkanına haksızlık da etmemek lazım, geçmişin
yanlışlarını düzeltmek için geçmişteki insan üzerinden
çözüm öneriyor. İnsanlar geçmişteki insanlar değil, level
atladılar ama arayüzleri gerçek sanıp çözüm öneriyor.
Bilenler bilir, doksanlı yıllarda batının etkisi ve teşvikiyle
uydurdukları nüfus planlaması kapsamında, özellikle doğu
ve güney doğuda ücretsiz korunma aparatları
dağıtıyorlardı. Tabi vatandaş da ne olduğunu bilmediği için
garibim balon zannedip çocuklara veriyorlardı oynasınlar
diye. O dönem baya bi alay konusu da olmuştu hani!
Gel zaman git zaman şartlar değişti, insanların hayat
anlayışı değişti yaşam koşulları değişti, internet ve sosyal
medya sayesinde insanlar rahatına düşkün hale geldi, artık
çocuk yapmak, onlarla uğraşmak istemiyor rahatından taviz
vermemek için. Bırakın kendilerinin çocuk yapmasını etrafta
çocuk diye bir canlı görmeye bile tahammülleri yok.
Yıllardı benim de savunduğum bir de gerçekliğimiz var.
Etrafımız ateş çemberi ve ne zaman nerede ateşin bizi
bulacağı da belirsiz. Cumhurbaşkanı da bu gerçeği bildiği
için iktidarının ilk yıllarından itibaren en az üç çocuk diye
sürekli telkinler de bulundu. Hatta bir ara bunu altıya bile
çıkarmıştı.
Baktı ki vatandaşlarından tık yok, çocuk yapmaya niyetleri
de yok o da vites yükseltip avantajlı bir sürü teşvikler
getirdi. Özellikle kamuda çalışan kadın personelin ayak bağı
olmasın diye kreş ve gündüz bakım evlerinin sayıları
artırıldı. Çalışan annelere iş yerlerinde ücretsiz olarak bu
imkanlar sunuldu.
Karılı kocalı çalışanlar olayın rahatını görünce çocuk
yapmaktan iyice uzaklaştıkları gibi bunları gören diğer
kadınlar ağırlaşan hayat şartlarını öne sürerek kocalarına
destek olmak için bir bir iş hayatına atıldılar. Lakin üst sınıf
insanların ki kadar olmadı hayatları. Bir de çocukla mı
uğraşacaklardı. Sal gitsin sokağa dönemi de bitti. Büyükler
için güvenli olmayan sokaklar çocuklar için hiç güvenli
değildi.
Nasıl olsun ki? Bizim çamurda toprakta oynadığımız
ortamlar yok artık. Her yer beton yığını, sokaklar
arabalardan geçilmiyor. 60 lı yıllarda Avrupalıların
mülteciler için yapıp karga tulumba içine tıktığı
apartmanları sınıf atlama sandık. Toprak kerpiçten gece
kondularımızdan bir bir vaz geçip hepimiz lüks olduk.
Gözü doymayan müteahhitler de az çakallık yapmadılar o
dönemlerde. Kat mülkiyeti kanunlarındaki çoğu mevzuata
uymayarak kapalı otopark alanlarını bile daireye
dönüştürerek ekstra kar sağladılar. Sadece zemine sıfır
daireler değil bahçe diye yaptıkları alanlara dahi sıfır
daireler yaparak bahçeyi işlevsiz hale getirdiler. Orası da
çocuklara yassak. Apartuman sakinlerimiz sekinetini
bozdurmak istemiyor.
Ahlaken olgunlaştırılmayan topluma neyi çözüm olarak
önerseniz tutmuyor. Masum olarak dünyaya gözünü açan
çocuklar sağlıklı ortamlarda gelişip büyüyemediği içinde
hissettiği eziklikle ülkeyi savunmak için düşündüğünüz
askerlikten kaçmanın yollarını arıyorlar. Devlete gelir kapısı
görülen bedelli askerlik bunlara da kaçış yolu oluyor. Bu
işte ya garibanın çocuğuna ya da vatan sevdalısı
gönüllülere kalıyor.
Duyduk ki üç çocuk annelerine KPSS’siz memuriyet hakkı
tanımak için yeni bir öneri getirilmek hedefleniyormuş.
Eğitimi kesintisiz 12 yıla çıkararak erkelerin zanaat
öğrenmesinin önüne geçtik. Her ile üniversite, ilçelerine
yüksek okullar açarak askerlikten kaçmak isteyen erkekleri
de oralara doldurduk. Ama aynı oranda iş sahaları
oluşturamadık. Mevcut iş alanlarını da kadınlara tahsis etti
mi erkeklere de ev de üç çocuğa bakma görevini verirseniz
işlem tamam.
Allah aşkına yapmayın, aldığınız kararlara saygı duyuyoruz
elbet. Lakin bunu ailenin doğal yapısını bozmadan yapın.
Bakın, zaten toplumda akrabalık, komşuluk kadirşinaslık
adına hiçbir şey kalmadı aileyi de bu cendereye sokarsanız
yandı gülüm keten helva. Bir hilal uğruna batan güneşler
yerine para uğruna batan toplum, yıkılan aileler dağılan
yuvalar toplulukları oluştuğunu görün artık.
Bu yazıyı bitiremeden PKK’nın kendini fesih ettiği ve
silahları bırakacağı haberleri geldi. İyi bir gelişme, umarım
önceki çözüm sürecine benzemeden sağ salim sonuç alınır.
Üçüncü tarafların kesinlikle kabul edilmemesi devlet
ricalimizin geçmişten ders aldığı gözlemleniyor. Lakin bu
kararlarla tehlike tam anlamıyla geçti demek de doğru
olmaz. Çünkü örgüt zaten taşerondu, asıl ağa babaları ne
hamle yapacak onu da görmek lazım.
Dolaysıyla yıllardır ön gördüğümüz etrafımızdaki ateş
çemberi yok oldu anlamına gelmiyor bu kararlar. Dünya
konjektöründeki siyasilerin nerede, ne zaman nasıl bir
hamle yapacakları hiç belli olmaz, olmuyor da. Avrupa’nın
hamisi ABD Trumpla birlikte husumetli hale geldi. Çin ile
başlatılan ekonomik dalaşma yerini yumuşamaya bıraktı.
Esed sonrası Suriye de beklentiler yüksek fakat İsrail de
boş durmuyor. Anlık değişebilen dünya siyasetinde hiçbir
şey hafife almaya gelmez. Biz içeriyi sağlam tutup sağlıklı
kararlar almak zorundayız.
Hiçbir şey göründüğü gibi değil, arayüz görüntülerine
aldanıp ayarlarla oynamayın.
Hadi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile....