"İnsan kendini bilseydi, Rabbi'ni bilirdi."
— Münir Derman Hazretleri
İnsanoğlu yaratılmışların en şereflisidir. Kur’ân’da Rabbimiz şöyle buyurur:
“Andolsun, biz insanı en güzel biçimde yarattık.”
(Tin Suresi, 4)
Ama bu güzellik sadece dış görünüşte değil; içsel derinlikte, ruhta ve sırda gizlidir. İnsan bir bedenden ibaret değildir. Onun içinde, o bedenden çok daha derin bir "ben" vardır: benden içeri olan ben.
Yunus Emre, bu gerçeği asırlar önce şöyle ifade eder:
“İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin,
Bu nice okumaktır?”
Tasavvufun özü de budur zaten: Kendini bilmek. Çünkü kişi kendini bilirse, Rabbini de bilir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur:
“Kim nefsini tanırsa, Rabbini tanır.”
(Kenzü’l-Ummal, Hadis No: 8254)
Peki bu nefs nedir? İnsanın içindeki karanlık mıdır sadece? Hayır. Nefis, terbiye edildiğinde en parlak ayna olur. Allah Teâlâ insanı yaratırken ona kendi ruhundan üflemiştir:
“Ona biçim verip ruhumdan üflediğim zaman, ona secde edin.”
(Sad Suresi, 72)
Yani içimizde ilâhî bir sır taşıyoruz. Münir Derman Hazretleri’nin dediği gibi:
“Sende öyle bir cevher var ki, farkında olsan dünyaya sırtını dönersin. O cevher Rabbini tanıyan öz varlıktır.”
Ama bu cevheri ortaya çıkarmak kolay değildir. Nefs ile mücadele gerekir. Kalbin pasını silecek bir hayat gerekir. Samimiyet, ibadet, sabır ve tefekkür gerekir. İşte o zaman içimizdeki o "gerçek ben" kendini gösterir.
Dış dünyada insanlar bizi bir adla, bir işle tanır. Ama Allah bizi kalbimizle tanır. Dışımızdan değil, içimizden sorumluyuz. Zira bir başka ayette buyrulur:
“O gün ne mal fayda verir ne de evlat. Ancak Allah’a selim (arınmış) bir kalple gelenler kurtulur.”
(Şuara Suresi, 88-89)
İşte o selim kalp, içimizdeki "benden içeri ben"in adresidir.
Modern çağ bizi hep dışarıya yöneltiyor: Daha görünür ol, daha fazla paylaş, daha çok kazan… Oysa gerçek zenginlik, kalpteki huzurda gizlidir. Gerçek bilgi, insanın kendini tanımasındadır. Ve en kısa yol, secdeyle başlar. Kalp ile dua, göz ile yaş, dil ile zikir, hayat ile teslimiyet...
"Bir ben var benden içeri" diyebilen insan, artık iç yolculuğa çıkmış demektir. Bu yol, uzun ve çetindir. Ama sonunda vuslat vardır. Ve bu vuslat, dünya ile değil; Allah’la buluşmaktır.
Son Söz:
İnsan bazen kendini kaybeder. Ama kim olduğunu hatırlamak istiyorsa, içindeki ben'e kulak versin. O ben, sana Allah’ı anlatır. Çünkü o senin Rabbine açılan kapındır.