Din, devlet, vatan, millet siyaset üstü kurumlar ve kavramlardır. Hiçbir surette bu kavramlar üzerinden siyaset yapılmamalı. Tam aksine siyaset ve siyasiler bu kurumların varlık nedenlerini devam ettirecek hizmetler yapmalı. Sadece din değil, devlette, millette, vatanda istismar edilmemeli. Ben bu anlamda 'Siyasal İslam' tanımlamasını kabul etmiyorum. Burada sorun şu, sanki sadece dinde istismar ediliyormuş gibi bir algı oluşturulup özellikle İslami kesim baskı altına alınarak siyaset yapılması engellenmek isteniyor. İnsanlar din tercihlerini özgür iradeleriyle istedikleri gibi yapabilirler. Ne var ki doğup büyüdükleri yer onların vatanlarıdır, devlet onların da devletidir. Dolayısıyla manevi değerlerini vatanlarında yaşamak kadar tabi bir şey olamaz.
İstismar; iyi niyeti kötüye kullanma, bir kişinin ya da kişilerin iyi niyetini kötüye kullanarak yararlanmak, bir düşünceyi kullanarak zarar vermeyi hedeflemek, karşısındakinin kendi rızası olmadan ve iradesini dikkate almadan sömürmek anlamına gelen bir kelimedir. Bu açıklamanın ışığında Türk siyasi hayatına baktığımız da istismar edilen sadece din değil devlet, millet, vatan hepsi istismar edildiği aşikârdır. Yüzde doksan dokuzu Müslüman olduğu söylenen ülkede diğer istismarcılar dini kullanarak kendi istismarcılıklarını kamufle ediyorlar. Bir de Bakara-makaracı istismarcılar olunca bütün şimşekler Siyasal İslam diye tanımladıkları tarafa çekiliyor. Aslında bütün siyasiler bir şeyleri istismar ediyorlar. Bu da ülkeye ve insanımıza zarar veriyor, demokrasimize zarar veriyor. Efendim bendeniz dini bilgileri de siyasi bilgileri de milli görüş camiasından öğrendim. İyi ki de öğrenmişim diyorum kendi kendime. Ne ki, ben ağırlıklı olarak dini bilgilere kendimi verdim. Kişi hayatta ne yaparsa yapsın her şey bir yere kadar. Ondan sonrasını insan kendini boşlukta hissediyor. Ben sonsuzluğa açılan kapıyı daha çok önemsiyorum. Ne var ki, inandığınız gibi yaşamaya engel çok şeyler var ve siz bu engelleri aşmak için acaba biraz siyasetin içinde olmanız gerekiyor mu diye de düşünüyorsunuz. Çünkü önünüzdeki engeller siyaseten çıkarılan engeller. Hâlbuki siyaset vatandaşlarının önündeki engelleri kaldırmak için vardır.
Ve siyasiler de bu engelleri kaldırmak için kendisine hizmet edilmesi veya kendilerinin seçtirilmelerini şart koşuyor. Milli görüşçüler de dahil hiçbir siyasi de ben önce vatandaşlarımın gönlünü fethedeyim, iktidar olmadan insanlarımız için bir şeyler yapalım ki bize olan güvenleri bizi iktidara taşısın düşünceleri yok. Bugün ülkenin en büyük sorunu yetişmiş insan sayısı. Hiç kimse emek vermediği, yetiştirmediği insanlardan bizi seçin diye oy istiyor. Dünya ve ahiret arasına sıkıştırılmış inanan insanların istismarı işte bu nokta da başlıyor. Zaten dini bilgiler zayıf, ne versen kabul ediyor. Onun için diyoruz ki dini siyasallaştırmadan dini kendi içinde yaşatacak siyasetler üretin, insanlar da size güvenip oy versinler.
Haydi, kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
