Gerçek (Reel) Ekonomi
Rahmetli Güngör Uras hayatta olsaydı bugün yaşadığımız ekonomik sıkıntıyı Ayşe teyzenin anlayacağı dilde çok güzel anlatırdı.
Artık aramızda olmadığına göre bizde sokağın nabzına göre bir değerlendirme yapalım.
Yotube’da Anakara ve İstanbul’un ilçelerinde vatandaşlarla yapılan yerel seçim röportajlarını izledim.
Herhangi bir siyasi görüşü olmayan, sadece kendi yaşantısında bir şeyler görmek isteyen vatandaşların görüşünü daha çok önemsedim.
Bunların içinde daha önce Ak partiye oy vermiş fakat zamlardan sonra pahalılıktan dolayı kesinlikle düşünmediğini söyleyenler çoğunluktaydı.
Cumhurbaşkanı da bunun farkında olduğunu dile getirerek buna neden olanları yaklaşık bir aydan fazladır uyarıyordu.
Nihayet başta Ankara ve İstanbul olmak üzere tanzim satışlarla bunun önüne geçmeye başlandı.
Tanıdığım bazı Ak partili arkadaşlar da küçük esnafı bitireceği endişesiyle buna karşı çıktıklarını gördüm sosyal medyada.
Karar gazetesinden Yıldıray Oğur da dünkü köşesinde 19650lerden beri buna benzer uygulamaların olduğunu, hiç faydasının görülmediğini aksine enflasyonu tetiklediğini dile getirmiş.
Geçtiğimiz Pazar günü Mevlana mahallesinde binanın önüne kurulmuş manav tarzı satış yapan birilerini gördüm.
Uğrayıp fiyatlara baktım. Patlıcan, kabak 7,5, domates 4,5 tl.
Bayanın biri hayret nidasıyla “aa baya ucuzmuş” dediğine de şahit olduk.
Bayan haklı 15 tl den 7,5 tl inince zammın acısı yarı yarıya inmiş oldu ki gariban seviniyor.
Tatlı kuyu kapalı pazarında patates satan esnafa dedim kardeşim hem pahalı satıyorsun hem seçtirmiyorsun, market de hiç olmazsa seçiyorsun.
Abi “marketler sadece patates satmıyor, seçtiriyor ama yanında seçemediğin bir çok ürünü daha pahalıya alıp gidiyorsun”.
Kabzımal bir tanıdığı da dedim, arkadaş tarlada bir lira siz sattırıyorsunuz 5 tl, ayıp değil mi?
-Ben ürünü tarlada alıyorum, rokelte düşük olursa zararı cebimden ödüyorum”.
Yani kime dokunsanız bin ah işitiyorsunuz.
Bunca şikayetler tamam da bir de genellikle hafta sonları bakıyorsunuz AVM’ler de arabanızı park edecek yer bulamıyorsunuz.
Hadi bunu da geçtik hükümet öyle ya da böyle çözüm üretmeye çalışıyor bu sefer de devlet manavlık yapmaz vaveylaları yükselmeye başlıyor. Hükümet neye çözüm üretse ona bir kulp takılıyor.
Biz de merak ediyoruz herkesin haklı olduğu yerde sorun kimde veya nerede?
Kanaatimiz odur ki, toplum olarak sorumluluk bilinciyle hareket etmiyoruz. Daha doğrusu kapitalizme ayak uydurup tüketirken sorumlu davranmıyoruz.
Düne kadar iyi bildiğimiz, nimetlerinden yararlandığımızı bugün yerin dibine sokabiliyoruz.
Allah Cumhurbaşkanına da hükümete sabır versin, ne diyelim.
Şunu da söyleyelim de akılda yanlış sorular kalmasın. Şuan da ekonomik durumu en kötü olan, rahmetli Özal’ın yılar öncesi tarif ettiği ve öyle yaşamaya çalışan orta direk bir vatandaşın kaleminden çıkıyor bu yazı.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.