Filenin Sultanları
Bayram öncesi yazdığımız yazıda “Beyaz Zenci”yi yazacağımızı duyurmuştuk. Bayram da işaret parmağımızı yaraladık uzun süre yazamam diye düşünüyordum. Zaten “Beyaz Zenci”yi artık roman olarak düşündüğümden buradan yazmaktan vaz geçtim. Gazetemizin manşet haberlerinde de okuduğunuz üzere İzmit’te Kerem Erboy’un başına gelenler hastaneleri ve başkanlık sistemini bir kez daha tartışılır hale getirdiği için onu yazayım dedim.
Sağdan-soldan, oradan-buradan gündemlerimiz hiç bitmiyor ki! Durduk yere olimpiyatlarda filenin sultanları diye anılan kadın voleybol takımının Çin galibiyetini gölgeleyen tartışma başladı sosyal medyada. Bu da çok önemliydi, buradan başlayayım istedim.
Çoğumuzun bildiği ilahiyatçı İhsan Şenocak hoca oyuncuların kıyafetlerini sert bir şekilde eleştirince hem gündem oldu hem de bütün tepkileri üzerine topladı. Çok mu gerekliydi, tartışılır. Neleri tartışmıyoruz ki?
Bendeniz İhsan hocanın kıyafet eleştirisinden ziyade kullandığı dil ve üslubuna karşıyım. Hoca biz o ivmeyi kaybedeli yıllar oluyor siz derdine ya yeni düştünüz ya da gereksiz çıkışla hem kendinizi hem savunduğunuzu iddia ettiğiniz değerleri tartışılır hal getirdiniz. Zamanlama ve eleştiri diliniz hem yanlış hem de bu dille bugünün insanına meramınızı anlatamazsınız. Üstelik haklı da olsanız haksız duruma düştünüz. Ne gerek vardı?
İhsan hoca nereler de haklı olabilir diye biraz araştırdım. Sanırım takımdaki bazı isimleri referans alan hoca gelecekten endişeyle böyle bir çıkış yapmış. Ebrar, Meryem, Şeyma, Tuğba, Zehra Kübra gibi isimler ailelerin dini duygularıyla çocuklarına verdiği isimler. Hocanın itirazı kıyafetten ziyade dindar ailelerin çocuklarının bunları izleyerek olumsuz etkilendiği yönünde. İsimler üzerinden din öğretisiyle din anlayışı buraya kadar.
Kusura bakmayın beyim, yıllarca bu topraklarda insan üstü Müslüman yetiştirme gayretinde oldunuz ama insan yetiştirmediniz. Bunu yaparken de Kur’an dan fersah fersah uzaklaşarak hikayelerle, menkıbelerle Müslümanı insanlıktan uzak üstün varlık haline getirdiniz. Kendini diğer insanlardan üstün zanneden bir yığın insan var etrafta. Dini bu zanneden zavallı insanlarda çocuklarına dini isim koyarak otomatik dindar yapacaklarını zannettiler. Maalesef artık bu zokayı kimse yutmuyor. Ya oturup kendi öğreniyor dinini, ya deist oluyor ya da ataist.
Hayattan kopuk din anlayışı insanları da dinden koparıyor, bunları görün artık. Bizim gibi orta yaşlı nesli mahvettiniz geleceğimizi ve gençlerimizi mahvetmeyin. Evet tesettür Kur’an’ın olmazsa olmaz emirlerinden. Ancak ne var ki! Erkeğin de tesettürü göz kapakları. Lakin siz, Kur’an’ın tek eş esasını zorunlu hallerde ikinci evliliği meşru kıldığı emrini görmezden gelip dörde kadar müsaade var diye erkeğin gözünü açarsanız erkeği de kadını da dinden uzaklaştırırsınız.
Değişen ve gelişen dünya da eski din anlayışını insanlara dayatamazsınız. Bunu da Allah’ın emri, Peygamberin sünneti diye gösteremezsiniz. Zira ilk peygamber Adem (AS) dan peygamber efendimize kadar da bir çok şey değişti. Değişmeyen tek şey Allah’ın varlığı ve tekliği. Gönderilen peygamberler de uyarılarda bunun üzerineydi. Hiç kimse kimseden üstün değildi. Üstün ırk zihniyeti İsrailiyat ürünüydü ve Kur’an buna özellikle dikkat çekmişti. Allah katında bütün insanlık ailesi aynıydı ve eşitti. Ve dahi Kur’an Müslümanlara değil bütün insanlığa gönderilmiş bir kitaptır.
İnsanı hayattan kitabı bağlamından kopardığınız sürece ne insanlığa ne de dine faydalı olacaksınız. Ancak İşid gibi Taliban gibi örgütlere malzeme üretirsiniz. Onlar da bütün İslam coğrafyasının başına bela olur. Kendi kendilerine aldıkları fetvayla Ferhunde’leri taşlayarak katlederler, başka yerlerde insanların kafasını kesereler. Siz de kadınların kıyafetleriyle uğraşır durursunuz. En azından onlar meslekleri uğruna inandıkları işi dürüstçe yapıp ülkelerine hizmet ediyorlar. Biz de inandığımız dini dürüstçe öğrenip dürüstçe yaşayalım ki örnek olsun.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.