1. YAZARLAR

  2. Ahmet DEMİRKAYA

  3. Bilgi’nin Değerlendirilmesi
Ahmet DEMİRKAYA

Ahmet DEMİRKAYA

Bilgi’nin Değerlendirilmesi

A+A-

 

Bilgi, insanoğlunun ekmekten sudan daha fazla ihtiyaç hissetmesi gereken varlıktır. Bazıları diye bilir ki, su hayattır, içilmezse ölünür. Asıl suyun nasıl kullanacağı bilinmezse suyu içemeden ölmeye adaydır bilgisiz toplum. Sadece su değil tabi ki hayatı baştan sona nasıl yaşayacağını bilmesidir bilgi. İnsan için bu kadar hayati öneme haizdir bilgi.

Her insan doğumundan ölümüne kadar iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış illaki bir şeyler öğrenip biliyordur. Önemli olan doğru bilgiyi doğru zamanda ve doğru yerde öğrenip kullanabilmektir. Başkalarının ürettiği bilgiyi bilinçsizce tüketmek bilgi değildir. Özellikle hızla gelişen bilişim teknolojilerinin ürettiği telefonları, interneti bilinçsizce kullanmak da bilgi değil tam aksine teknolojinin esareti altına girmek, esir olmak demektir.

Yeri gelmişken şunu da ifade edelim ki, iyi bir iş, iyi bir maaş için iyi bir diploma için elde edilen bilgi de bilgi değil, bilmek değil. Bunu çalışma hayatımda fazlasıyla gördüm ve idrak ettim. Bilgi, hayatın her alanına her anına dokunup, eldeki bilgiden bilgi üretiliyorsa bilgidir. Her ile üniversite, her ilçeye yüksek okul açarak bilgi toplumu inşa edemiyorsunuz maalesef. Etrafta yığınla diplomalı işsizler yığını dolaşıyor. Çünkü işverenler kalifiye ve tecrübeli eleman arıyor. 

Öyle ya da böyle bilgiyi edindik de nerede nasıl kullanılacağı da büyük önem arz ediyor bilginin. İnsan sormadan edemiyor, bu ülke de enflasyonu bitirecek, vatandaşın yüzünü güldürecek hiç mi ekonomist çıkmadı bu kadar üniversite içinden? Olmaz olur mu, var da bilgiyi iyiye kullanan yok maalesef. Bilgi’nin kötüye kullanımını sadece ekonomistlere yüklemek de doğru değil. Toplumun hemen her kesiminde eldeki bilgiyi de verileri de imkânları da kötüye kullanan çok. Temel sorun bilgiyi iyiye kullanabileceğimiz ahlaki ölçü yok.  

Ahlaki toplumlar akıllı insanlar inşa eder bilgiyi insanlığa faydalı hale gelmesi için. Sokrates’in dediği gibi; Akıllı insanlar herkesten ve her şeyden önce öğrenirler, sıradan insanlar sadece kendi tecrübelerinden ders çıkarırlar, cahiller ise her şeyi bilir. Tam da günümüzü tarif eden bir tespit olsa da Sokrates’in Antik Yunan da yaşadığını düşündüğünüzde insanoğlunun aynı girdapta kaybolduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz.

Tarih boyunca zaman zaman kitap ve Peygamber gönderilmesinin sebebi de budur, insanoğlunun nefsine, çıkarına ve menfaatine uyup bilgiyi kötüye kullanmasıdır. Herkesin her şeyi bilmeye başlamasıyla toplumsal çöküntü de başlıyor demektir. Artık bilgiden çözüm üretmeyenler yine bilgiyi kötüye kullanıp bir birlerini suçlamaya başlar. Hele bir de adalet sisteminiz kötüyse artık hiçbir bilgi o toplumun yarasına merhem olmaz, olamaz. 

Gelişen bilim ve teknolojiye rağmen günümüz dünyasının yaşadığı kaosların başka hiçbir şekilde anlatılabilir bir izahı yoktur. Herkesin her şeyi bildiği toplum yerine herkesin haddini bildiği ahlaki toplumu inşa etmemiz kaçınılmaz bir gerçektir.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….

Not 1: Bu güne kadar yazdığım en zor yazı. Üç gündür yazının başına oturuyorum lakin vücudumdaki kırgınlıktan bir türlü bitiremiyorum. Şu salgın bizi bitiriyor ama bilim adamları hala aşılarla salgını bitiremediler. Aşı olduktan sonra bendeki bu hal bir türlü geçmedi. Yanlış bilgi mi uyguluyorlar acaba?

Not2: Geçen ki yazımız “bana vicdandan bahsetme”yi gazeteye gönderdikten sonra baktım ki aynı gazetede ki yazar arkadaş Gündoğdu Yıldırım da VİCDAN yazısı paylaşmış. Büyük rastlantı diyelim. Yazarlarımız ve yazılarımız aynı çizgide birleşiyorlarsa doğru gazetede doğru bilgileri takip ediyorsunuz demektir. 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.