İnsanoğlu diğer canlı cansız varlıklardan farklı olarak aciz ve muhtaç yaratılmıştır. Her şeyi sonradan öğrenip, uygulayarak yaşamını devam ettirecek. Hâlbuki diğer canlı cansız varlıklar Hikmetle kendilerine verilen görevleri yerine getireceklerdir. Bunun için de ekstra bilgiye ihtiyaçları yoktur. Aciz ve muhtaç yarattığı kuluna da Allah (CC) doğumundan ölümüne kadar muhtaç olduğu bilgiyi gönderdiği yazılı metinle ve hikmetle öğretip ihtiyaçlarını gidermesini sağlayacaktır. Yani kulunu cascavlak ortada bırakmayacaktır.
Ancak ne var ki, insanoğlu gönderilen yazılı metni önemsemeyip sadece hikmetleriyle elde ettiği bilgilerle kainatın bütün sırrını elde etmeye çalışması çoğu zaman bilgi zehirlenmesi olarak tezahür edecek ve bu bilgi zehirlenmesiyle de insanlığa çoğu zaman fayda değil zarar verecektir. Nitekim öyle de olmuştur. Bütün kompozitler de olduğu gibi insan hayatının da giriş, gelişme ve sonuç bölümleri vardır. Hayata başlanıldığında bu kurala uyulmadığı takdirde yaşadığı hayatta ve toplumda bütünlüğü sağlaması da mümkün olmayacaktır.
Yaşadığımız topluma bu zaviyeden baktığımızda bir bilgi zehirlenmesinin olduğunu hemen müşahede etmemiz mümkündür. Bu milleti var eden değer yargılarından uzaklaşıldığı gibi toplum olarak üretmediğimiz bilgiyi, teknolojiyi ve bize ait olmayan kültürleri tüketirken gösterdiğimiz sorumsuzluk örneği bilgi zehirlenmesinin en önemli göstergesidir. Fazla uzaklara ve derinlere gitmeye gerek yok hemen yanı başımızdaki hayatlara baktığımızda da bunları görebilirsiniz. Temel eğitim dediğimiz ilk okulu bitiren onlarca insan hiç bilmediği teknolojiye binlerce para ödeyip kullanmaya başlıyor. Kullanırken etrafına attığı cakaya bakarsanız sanki kendi ürettiği bir şeymiş gibi hava atıyor. Bunula da yetinmiyor, o teknolojiyi elde etmek için aylarca çalışması gerektiğini unutmuş bir vaziyette başka insani ve hayati ihtiyaçları yokmuş gibi sadece bu teknolojiyi elde etmek için çalışıyor. Belki bir süre sonra oynaya oynaya teknolojik aletin her şeyini öğreniyor ama hayatta asıl muhtaç olduğu ihtiyaçları karşılayamamanın izlerini ilerleyen yaşlarda hissetmeye başlıyor. Cami ve kahvehane köşelerindeki atıl halde emekli ve yaşlılarımızın durumu ortada. Oysa bilgi insanın beşikten mezara kadar onurlu, haysiyetli ve dimdik ayakta tutacak en önemli kaynaktır. Temel eğitim gibi kademe kademe elde edilen bilgi ancak insana hayatı boyunca faydalı olabilir. Birden zıplayarak elde edilen bilgi insanda zihin zehirlenmelerine neden olur, bünye kaldıramayacağı içinde hastalıklı bir hayatı kendine reva görmüş olur. Elbette her derdin bir çaresi olduğu gibi bunun da tedavisi illa ki vardır. Bol bol okumak, okumak, okumak, sağlıklı bilgi sahibi olmak.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
