1. YAZARLAR

  2. Ahmet DEMİRKAYA

  3. Azimet ve ruhsat
Ahmet DEMİRKAYA

Ahmet DEMİRKAYA

Azimet ve ruhsat

A+A-

Yazılmak için sırada bekleyen yazılardan bir tanesi daha bu konu. Ev kredisiyle ilgili yazımızda kaynak soran bir okuyucuya cevap verilecek bir konu iken yazılması bir o kadar zor olan bir konu tehir edilerek bugüne gelindi. Artık yazmakta şart oldu. Yazılacak öyle çok şey var ki belki yine ertelenebilirdi. Ancak okuyucu sorusuyla gündem örtüşünce yazmak kaçınılmaz oldu. Bütün kaynakların asıl membaı Kur’an iken ve fakat hangi aklın ürünüdür bilinmez Kur’an anlaşılmaz diyerek Müslümanların gündeminden uzaklaştırılmış. Bizde fincancın katırlarını ürkütmeden, suya sabuna dokunmadan tarihi süreciyle birlikte icmalen konuyu açıklamaya çalışalım.  
Dini hükümler Kur’an, Sünnet, İcma-ı Ümmet ve kıyası fukaha diye dört temel esasa bağlıdır. Kur’an ve sünneti az çok bütün inananlar bilir. İcma-ı ümmet ve kıyası fukaha ise ümmet alimleri ve daha sonraki gelen alimlerin konuların içtihat edilerek kullanılır hale getirdikleri hükümlerdir diye tarif edebiliriz. Bir nevi bazı kanunların uygulanabilmesi için yazılan yönetmelik türü bir şey. Bunların nasıl uygulanacağını da yine alimler iki iradeye tahsis etmişler. Kur’an da ve sünnetteki uygulama şekline “Azimet”, zaman ve mekan kavramlarına göre değişkenlik arz edecek konulardaki uygulamalara ise “ruhsat” adını vermişler. Hatta ilim sahibi olmayan Müslümanların kısaca uymaları gereken konuları “ilmi(hal)” olarak adlandırıp ibadetlerini yerine getirebilecek kadar ilim dili olarak kitaplar yazılmış ve bu yeterli görülmüş. Tarihi süreç içerisinde de ruhsatlar dönem dönem değişikliklere uğramış, ihtiyaca göre yeniden belirlenmiş. Bunların büyük bir çoğunluğu tali meseleler ve olması gereken değişiklikler. Örnek verecek olursak; at sırtında 90 km uzak bir beldeye yapılacak yolculuğun zorluğu göz önünde bulundurularak vakit namazların seferi olduğu ve sadece farz namazların iki rekat kılınması gerektiği şartı. Bugün teknolojinin ve hızlı iletişim araçlarının sayesinde 90 km’yi gün içerisinde gidip-gelebiliyorsunuz. Şimdi burada en önemli kıstas nedir, tabi ki namaz. Allah (cc) Resülü(sav) savaşta bile namazı terk etmemiş. Sırayla da olsa namaz eda edilmiş. Ruhsatı verenler de zor şartlarda bu uygulamayı referans almışlar. Dolayısıyla şartlar iyileşip zorluklar ortadan kalkıyorsa halen seferi muamelesi yapmanın bir anlamı yok. 
Gelelim ev kredisine, biz burada da daha önce verilmiş ruhsattan hareketle alınmasına caiz diyen alimler var dedik lakin bu Rabbimizin kesin kelamıyla belirlenmiş bir hüküm buna helal dememiz mümkün değil. Ne var ki bugün Kur’ani referanstan uzak İslam coğrafyasının hali pür melali  içler acısı bir durum. Her görüşün kendisine referans olarak aldığı bir kaynağı var ve bu kaynaklardan hareketle bir birlerini yok ediyorlar. Hayat kaynağı olan Kur’an farklı referanslar ve ruhsatlar sayesinde dünya kamuoyuna ölüm kaynağı gibi gösterilmesinden bir Müslüman olarak hicap ediyorum, utanıyorum, kahroluyorum. Allah’a (cc) ve ahiret gününe inanan hesapsız kitapsız bu insanlara kaynak gösterseniz ne olacak ki? Elindeki en mühim kaynağı anlamıyorlarsa hangi kaynağı gösterirseniz gösterin yine anlamayacaklar, anlamak istemeyecekler. Son olarak ben derim ki önce Kur’anı anlamaya çalışalım ki Rabbimizde bize anlayamadıklarımızı öğretsin. 
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.