Arkadaşlar aralarında sohbet ederken ben de cep telefonuma gelen mesajlara bakıyorum. İsmimin geçmesiyle irkilip baktım, arkadaşla göz göze geldik.
"Sen ne diyorsun ağabey?" dedi.
Hangi konuda, dedim?
Müftülerin kıyacağı nikahın resmiyeti hakkında?
Uzun uzadıya anlattım ama arkadaşın biri hala “ben cevabımı alamadım” diyor. Cevap bekleyen arkadaşa da ben sordum din nedir diye? Yüzünü buruşturup dudak büktü, bu da benim beklediğim cevap değildi hiç şüphesiz.
Spor, siyaset, sanat ve moda gibi konulardan sonra kendine beşinci altıncı sıralar da ancak yer bulan din konusuna sağlıklı bir cevap beklemek ham hayal olduğu kadar vahim de bir durum, kopuşun da bir resmi olsa gerek.
Bir konuda resmiyetin olması demek kanunlar nazarında hak edişlerin korunması anlamı taşımaktadır. Burada nikahı kimin kıydığından ziyade kanunların tanıdığı hakların devlet tarafından çıkarılan medeni kanunla nasıl düzenleneceğidir. Hiçbir şeyde kitaba uymayanlar işi kitabına uydurduktan sonra he belediye memuru kıymış ha müftü kıymış ne önemi var? Kaldı ki dini nikah halk arasında hoca nikahı veya imam nikahı diye zaten uygulanıyor. Bizim halkımız her ikisini de es geçmiyor müsterih olun.
Neden dini nikah sorusuna verilecek cevap dinin tanımında yatan cevaptır. İnsanlık yaratılış (fıtrat) itibariyle ölümü ve ötesini sorgulamış, hep endişeyle bakmıştır. Bu da insanın acziyetini ortaya koymaktadır. Hem insan-insan ilişkilerinde hem insan-eşya ilişkilerinde kendine daha sağlam dayanak aramış, bulduğu dayanakla kendini daha güvende hissetmiştir. Yaratılışla ilgili en sağlıklı bilgileri de insanı ve kainatı yaratan insan üstü varlık olan Allah (CC) gerek gönderdiği Peygamberlerle gerekse kitaplarla hem yaşarken hem de öldükten sonra güven verdiği için insanlar devletlerin çıkardığı kanunlara rağmen dini kurallardan da vaz geçmemiştir. Zira insanı en iyi bilen onu yaratandır. Yaratan da insan ilişkilerinde ve aile kavramı üzerine daha detay ve doyurucu bilgiler vermektedir. Evlilik fıtri bir ihtiyaç olduğu kadar neslin devamı için de Rabbimizin bir emridir. Dolayısıyla aile içerisi ilişkilerde de yüce kitabımız kadın-erkek ve çocuk hukukunu ayrı ayrı anlatarak insanlara yol çizmiştir. Neslin devamı, zinanı ortadan kaldırılması, ailenin korunması da yine yüce Rabbimizin emridir. Bunu ister beşeri hukukla sağlayın ister Kur’anın bir emri olduğu için uygulayın. Buradaki en önemli unsur dişi ve erkek olarak insandır. İnsanı yaşat ki insanlık yaşasın sözü de bunun içindir.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….