Herkes hayatı nasıl tanımlıyor bilmiyorum ama benim anladığım ölmek için yaşıyoruz. Hayat ölümle başlıyor anlayacağınız. Hiç kimse ölmek istemez, aklına dahi getirmez ölümü. Ancak ne var ki hayatın en anlamlı gerçeği ölüm. Ama dünya ve içindekiler için ölmeye de değmez. O zaman nasıl yaşamalı ki hayatta da ölüm de anlamlı olsun?
Ben bu yazıda en çok bir lokma bir hırka yaşayan peygamberi örnek aldığını iddia eden dindar kesimi eleştireceğim. Öyle ya! Komşusu açken tok yatan bizden değil diyen peygamberin ümmeti bütün farklı görüşlere yaşantısıyla örnek olmalı değil mi? Olmalılar ki Ak partiyle elde ettikleri imkanlarla şımarmadan, sade ve mütevazi yaşantılarında gözle görülür değişiklikler inandıkları değerlere değer katmalı.
İman varsa imkan da vardır diyerek yola çıktık imkanlar arttıkça imanlarda zayıflama oldu galiba. Ya da kapitalizme olan inancımız Allah’a olan inancımıza galebe mi çaldı desek daha doğru olur? Bir kuru ekmeğimiz olsun ama inancımıza dokunulmasın, baş örtümüze dokunulmasın dedik. Geldiğimiz nokta, onda var bende niye yok’a evrildi. Özellikle örtülü hanımlar iş hayatına atılınca ev konsept yarışına girildi. Hanımlardan destek gören erkeklerimiz de araba değiştirme yarışına. Herkes lüks yarılında anlayacağınız. Peki lüks hayat nedir?
Kişinin kazancından bir kuruş fazla harcama yapması lükstür. İhtiyaç fazlası harcanan her kuruş borç hanesine kaydedilir. Bu da her zaman kapitalizmin işine gelir. Borçlanma beraberinde buhran getirir. Çıkış yolu için akla, izana imana sığmayan çözüm arayışları devreye girer. Sürekli aldığımız maaşlar yetmiyor serzenişi evdeki huzuru bozar. Çalıştıkları kurumlar 50 bin lira aylık verse yine yetmeyecektir. Zira vahşi kapitalizm hiçbir zaman tatmin olmaz, doymak bilmez. Sürekli insanları tüketmeye teşvik eder.
Bu madalyonun bir yüzü, diğer yüzünde ise adaletsiz gelir dağılımı ve uygulanmayan adalet insanları bu tür hatalara düşürür. Bu tür adaletsizlikler başta adalet dağıtıcılarını bile memnun etmez. Öyle ya bir tarafta hesabı kitabı sorulmayan ultra lüks yaşayanlar bir tarafta o lüks hayata özenip hataya düşenler. Neresinden bakarsanız elle tutulur bir yanı yok. Dolandırıcılara, hırsızlara, çetelere ses çıkarılmamasında bunun etkisi yok mu sanıyorsunuz?
Öyle ya, orta sınıf vatandaşlar kazançlarının bir kuruş fazlasıyla lüksü yaşamaya çalışırken birileri milyonu bir gecede harcayacak, hiçbir kanun, kural ve kısıtlama tanımayacak, üç beş lira ceza ödeyip yırtacak, bunca parayı nereden ve nasıl kazandığı sorulmayacak, üstelik bunlara özenilip suçlu sayısı hızla aratacak ve bu ülkede demokratik huzur, güven ve mutluluk bekleyeceksiniz, yersen.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
