2018’ de Ankara’ya görevli geldiğimde yeğenimin vasıtasıyla tanıştığım Ankara yardım faaliyetleri ekibini bu geldiğimde de aynı şevk ve azimle devam ettiklerini gördüm. Hem çok sevindim hem çok duygulandım.
Sosyal medyayı da aktif kullanan bu ekibin iki üyesi Mesut Ergül ve Şeyma Harmanyeri kardeşlerimin Instagram’da yaptıkları canlı yayına tanıklık ettim geçen gün. Özellikle Mesut beyle yakından tanışıp ekip hakkında bilgi alsam da esas doyurucu bilgiyi bu sohbette gördüm. Bu yazıyı yazmaya TEŞVİK eden ise Şeyma hanım kardeşimin anlattığı anısı oldu. Zaten sloganlarının adı da TEŞVİK ET ve bu adla bir de kitap yayınlamışlar. Söyleşiyi de yuotube yüklemişler. Aşağıda linkini vereceğim, isteyen oradan tamamını takip edebilir.
Önce bu ekip kendilerini nasıl tarif ediyorlar, oradan başlamak lazım. Gerek Şeyma hanım gerekse Mesut bey kendilerini tanımlarken sahada çalışan gönüllüler olduğunu, kesinlikle bir dernek, vakıf gibi olmadıklarını üzerine basa basa söylüyorlar. Dernek, vakıf gibi kuruluşların para toplayıp ihtiyaç sahiplerine götüren aracı kurumlar olduğunu kendilerinin ise kimseden ne nakdi ne de aynı yardım toplamayıp yardım severleri direkt ihtiyaç sahipleriyle buluşturmak için köprü olduklarını ifade ediyorlar.
Burası çok önemli. Önemini de Şeyma hanım çok güzel ifade ediyor, ihtiyaç sahiplerinin yaşadıkları ortamı görmeden, onların yaşadığı zorlukları görmeden yapılan yardımların vicdani sorumluluğu yaşanmaz diyor.
Mesut bey 10-15 arkadaşıyla bir kafe de ihtiyaç sahibi bir ailenin elektrik, doğal gaz faturalarını nasıl karşılarız istişaresini yaparken bu tür faaliyetlerin ne kadar elzem bir iş olduğunu fark ettiklerini ve bundan sonra da devam etmeleri gerektiğini düşünerek bu faaliyetlere başladıklarını ve üçüncü yıllarına girdiklerini anlattı.
Gelelim Şeyma hanımın anılarına. Bu işe ilk başladığında ilgilendiği Suriyeli bir aile evde kayın valide, kayın peder de olan ve iki aylık hamile gelin. Şeyma bir gün hastaneden aldığı telefonla hayatının en mutlu anını yaşar. Zira doğan bebeğin adı Şeyma konulmuş ve doğum kartı kendisine hediye olarak gönderilmiş. Ruhumun doyduğu andı diyor kendisi.
Bir de Halime abla diye birinde bahsetti Şeyma hanım, sanırım o da yardımda bulundukları aile. Fatma, Ayşe, Muhammed ve Mustafa olan dört çocuklu bir aile. Çocuklar televizyonda Selena’yı izlerken Fatma annesine , keşke bizim de bir Selena’mız olsa demiş. Biraz durup düşündükten sonra, anne zaten bizim bir Selena’mız var, Şeyma abla bizim Selena’mız demiş.
Evet sevgili dostlar sizce de takip edilmeye değmez mi koca yürekli genç kardeşlerimiz? Eh o zaman bende bilgilerini paylaşayım siz de gereğini yapın.
Teşvik et kitabını kitap yurdundan temin edebilirsiniz. Şiddetle tavsiye ettiğim bu güzel söyleşinin tamamını da https://www.youtube.com/watch?v=Dv1-VO9X7No izleyebilirsiniz.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…