Bu köşenin yazarı şu fakir terörle ilgili bu köşeden çok şeyler yazdı ama terör devam ettiği için bizlerde yazmaya devam edeceğiz herhalde. Keşke hiç yazmasak bu konuda, keşke bu acılar yaşanmasa, keşke bizler hayatın güzelliklerini, özelliklerini yazıp daha iyi imkanlarla nasıl yaşanılır yazsak. Ama olmuyor işte , terör durmuyor işte.
Bizim terör konusundaki görüşümüz de değerlendirmelerimiz de belli. Terörün; dini, imanı, etiği, görüşü, siyaseti, rengi, ırkı, cinsi, yasası yok ama piyasası var. Maalesef bu piyasayı da canlı tutmaya çalışan birileri var. Gizli odaklar deyip tanımın kolayına kaçmak elbette ki çözüm değil, ne var ki etiği olmayan terörün görünürde besleyicileri de olduğu bir vakıa. Bilerek veya bilmeyerek teröre destek verenler elbette var ki bunlar kendilerine toplum içerisin de eylem alanları bulabiliyorlar. Yoksa hiçbir şey böyle kolay olamaz, insanlar böyle ucuz harcanamaz, harcanmamalı. Sonuçta yaratılan her canlının yaşama hakkı vardır ve hakkı veren alana kadar da hiç kimsenin bu canlara kastedemeye hakları yok.
Teröristin kimliğinin, kim olduğunun bir kıymeti harbiye’ si yok. Arkasında kimlerin olduğu, hangi ülkelerin olduğu, kimler tarafından kullanıldığı en önemli ayrıntı. İçerideki bazı siyasiler ve yandaşları Ak parti iktidarında terörün arttığını, hatta terörü desteklediği yönünde açıklamalar da bulundular yıllardır. Destek kısmını geçelim, zira Ak parti iktidarından önce de vardı belki sonrasında da olmaya devam edecek. Arttığı yönündeki eleştiriler doğrudur. El hak, çünkü Türkiye bölgesinde yükselen bir değer olduğu ve bu yükselişi birileri durdurmanın çabası içindeler, burası da açık ve aşikar. Bu nokta da hiçbir siyasi kendi siyasi geleceği veya mensubu olduğu partinin geleceği endişesiyle hareket etmemeli. Çünkü mesele Türkiye’nin geleceği, hepimizin geleceği. Hiç kimse bu ülkenin geleceği konusunda ulu orta, gelişi güzel davranmamalı.
Başlığa dönecek olursak, bir siyasi parti liderimiz, Rus büyük elçi öldürüldüğün de; 'polise silahı kim verdi' diye sormuştu. Şimdi bu soruyu Reina saldırısına da aynı şeyi söyler mi bilinmez ama şurası bir gerçek ki bu tür açıklamalar bu ülkeyi karıştırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmekten başka işe yaramaz. Çünkü terörü besleyenlerin amacı da bu ve silahı verenler de bunlardır zaten. İstiyorlar ki bir birimize düşelim, istiyorlar ki biz birbirimizle uğraşırken onlar masada istedikleri gibi paylaşımlar yapsın, istiyorlar ki güçlü bir Türkiye olmasın karşılarında, istiyorlar ki bölgedeki paylaşımlar Türkiyesiz olsun, olsun istiyorlar ki bölge paylaşımında sıra Türkiye’ye gelsin. Bu anlam da herkes ülke sorumluluğu bilinciyle hareket etmeli. Terörün veya onları besleyenlerin içimizde suiistimal edecekleri en ufak bir menfaat bulamasınlar. Bu vatan hepimizin ortak değeri, bu değeri kaybedersek siyasi hayatlarımız da biter. Terör dışında her şeyi konuşalım, eleştirelim ama terör konusunda ortak dili konuşmak zorundayız. Yoksa silahları kimin verdiğini tartışırsak silahı verenleri gölgelemiş oluruz.
Terörsüz ve şehitsiz bir 2017 temennisiyle.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...
