G-GBGQR9HF6V
9046,38%0,16
34,28% 0,13
37,64% 0,12
2893,54% -0,54
4864,58% -0,19
TBMM Başkanı Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde tarafsız cumhurbaşkanı olmadığını ifade ederek, Anayasa'nın buna engel olmadığını belirtti.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 24 TV'de "Esra Elönü ile Arafta Sorular" programına katılarak canlı yayında soruları yanıtladı.
Çocukluğundan itibaren kararsız kalmadığını, zor da olsa karar verdiğini ifade eden Şentop, "Arafta kalmam, arafta kalamam. O çok rahatsız eder beni. Mutlaka bir karar veririm." diye konuştu.
Okula başlayana kadar babasının, kendisi üzerinde etkili olduğunu anlatan Şentop, hafız olan babasının, araştırmacı ve hukuka ilgi duyan kişiliğe sahip olduğunu söyledi.
Şentop, okuduğu imam hatip lisesinde öğretmeni olan ve daha sonra birlikte milletvekilliği yaptığı Bedrettin Yıldırım'ın da cesaretli, kararlı, idealist ve mücadeleci kişiliğiyle kendisini çok etkilediğini belirtti.
Liseye giriş sınavlarında gösterdiği başarı nedeniyle İstanbul'daki askeri okulların da aralarında yer aldığı bazı okullara davet edildiğini, bu evrakları sakladığını ifade eden Şentop, kendisinin de babası gibi ailesinden uzak kalmamak için Tekirdağ'da lise eğitimi aldığını dile getirdi.
Meclis Başkanı Şentop, "İmam hatipliler 'ayrıcalıklılar' diye yorumlanıyor. Siz akademik hayatınızda yolculuğa çıktığınızda ayrıcalıklı mı hissetiniz kendinizi? Ayrımcılığa mı maruz kaldınız?" sorusu üzerine, imam hatipli olmanın daha sonraki yıllarda bazı zararlarını gördüğünü ancak bundan rahatsız olmadığını ve okuduğu okulla iftihar ettiğini vurguladı.
Sayısal alanda başarılı olduğunu ifade eden Şentop, önceden üniversiteye giriş yapılan ikinci basamak sınavı dışında, girdiği bütün sınavlarda matematik sorularının tümünü doğru yaptığını kaydetti.
"Babam, Refah Partisi'nin Tekirdağ'daki kurucusuydu"
Mustafa Şentop, hukuk fakültesinde okumak istediğini, kız kardeşinin imam hatipte okuduğu dönemde başörtüsü ile ilgili sıkıntılar yaşandığını söyledi.
Merhum başbakanlardan Necmettin Erbakan'ı takip ettiklerini anlatan Şentop, "Dedem de babam da Milli Nizam Partisinden itibaren o hareketin içerisinde yer almıştır. Babam, Refah Partisi'nin Tekirdağ'daki kurucusuydu. Bu o dönemlerden itibaren yaşanan bu mücadeleler, bir hukukçu olarak, belki başlangıçta bir avukat olarak, takip anlamında bir çocukluk niyeti olabilir. Ama zaman geçtikçe yaptığım okumalar, benim bu kararımın ne kadar doğru olduğunu gösterdi." diye konuştu.
Şentop, üniversite sınavından ilk yıl başarılı bir sonuç alınca ailesinin de yönlendirmesiyle Boğaziçi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesinde bir bölüm kazandığını ancak daha sonra yeniden girdiği sınavla İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne geçtiğini belirtti.
Boğaziçi Üniversitesine yapılan rektör ataması
Mustafa Şentop, Boğaziçi Üniversitesindeki rektörlük atamasına tepkilerin sorulması üzerine, fikir ve kanaat hürriyeti bağlamında, kişilerin, beğeni veya eleştirilerini asayişi bozmayacak, eğitim öğretim faaliyetlerini engellemeyecek ve hakarete varmayacak şekilde dile getirebileceklerini vurguladı.
Rektör seçimiyle ilgili YÖK Kanunu'nda yapılan değişikliğin, OHAL KHK'siyle değil olağan dönem KHK'siyle yapıldığına dikkati çeken Şentop, bu KHK'lerin, Meclis'in onayına sunulduğunu ve görüşüldüğünü kaydetti.
"Öğrenciler rektör seçebilir mi?" sorusuna Şentop, "Türkiye'de hiç olmamış. Diğer ülkelerde mutlaka bir örnek bulunabilir. Ama öğrencilerin seçmesi değil de ancak şöyle bir şey belki; öğrencilerin temsilcilerinin, bir öğrenci birliği temsilcisinin de dahil olabileceği, yönetim kademelerinde bulunmalarına yönelik düzenlemeler zaman zaman yapıldı, olabilir. Ama böyle bir sistem yok." yanıtını verdi.
ABD'de rektör atamalarına ilişkin farklı yöntemler bulunduğuna ancak üniversitelerin finansmanın da farklılık gösterdiğine dikkati çeken Şentop, "Kamu üniversiteleri tamamen Hazineden, devlet tarafından, vatandaşların vergisiyle finanse edilen üniversitelerdir. Finansmanını bütünüyle devletin yaptığı kurumların, kendi kendilerini tam olarak yönetmesi düşünülemez. Kanun düzenlemesi var. Buna 'hukuksuz, yanlıştır, hukuka aykırıdır' demek başka bir şeydir. Bunu kimse söyleyemez." ifadelerini kullandı.
"Rektör atanan Necla Hoca, CHP Parti Meclisi üyesiydi"
İfade hürriyeti bağlamında tepkilerin dile getirilebileceğine işaret eden Şentop, "Bütün bu karşı çıkış süreçlerine katılanların, öğretim üyesi ve öğrenci bağlamındaki sayısıyla Boğaziçi Üniversitesinin toplam öğretim üyesi ve toplam öğrenci sayısı mukayese edildiği zaman sayıca çok az. Gerçekten herkesin katıldığı bir oylama olsa, onların dediğinin olmayacağı bir sonuç ortaya çıkacaktır, azınlıkta kalacakları belli bir grup oluyor." değerlendirmelerinde bulundu.
Şentop, Marmara Üniversitesinde görev yaptığını anımsatarak, 2006'daki rektörlük seçiminde göreve getirilen Prof. Dr. Necla Pur'un, bu sırada CHP Parti Meclisi'nde görevli olduğunu söyledi.
Dekan yardımcısı olarak çalıştığı Pur ile herhangi bir sorun yaşamadığını dile getiren Şentop, "Herhangi siyasi kimliği dolayısıyla bir tavrına en azından ben şahit olmadım. O zaman böyle bir tartışma olduğunu hatırlamıyorum." dedi.
"Teziç, en iyi ders anlatan hocaydı"
TBMM Başkanı Şentop, "Üniversite öğrenciliği yıllarınızda protest bir öğrenci miydiniz?" sorusu üzerine, o dönemde dergi çıkardığını ve başörtüsü yasağı eylemlerine katıldığını söyledi, o dönemki çevik kuvvet şube müdürünün adını hatırladığını da sözlerine ekledi.
Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'ten, üniversite eğitimi sırasında ders aldığını belirten Şentop, Teziç'i, "en iyi ders anlatan hoca" olarak nitelendirdi.
Şentop, Teziç'in, ders anlatımı sırasında öğrencilerin görüşlerini de aldığını, bu bağlamda bir tartışma sırasında kendisinin aleyhte söz aldığını söyledi. Yerinden başladığı konuşmasına, Teziç'in davet etmesi üzerine kürsüde devam ettiğini anlatan Şentop, Teziç'in, "Buradan konuşmak çok kolay bir iş değildir. Arkadaşınız çok rahat, bir parlamenter gibi konuştu." dediğini aktardı.
"Aslında anayasa hukuku kürsüsünde olmak isterdim ama imam hatip mezunu olduğum için olmayacağını anladım." diyen Şentop, "Bir kırgınlık var mı?" sorusunu, "Bazı şeyleri göze alarak hayatı yaşıyorsunuz. Yürüdüğünüz yolun bazı zorluklarını biliyorsunuz. Bazı mücadeleleri yaparken bunu, ilerde ne olur, diye düşünerek yapmıyorsunuz. Onların sonuçlarını gördüğümde bir rahatsızlık, kırgınlık hissetmiyorum. Türkiye böyle dönemler yaşıyor zaman zaman, yaşanmaması lazım. Öğrenciler, akademisyenler arasında ayrımcılıklar yapılmamalıdır. Bunları yaşamış birisi olarak buna tüm kalbimle inanıyorum." diye yanıtladı.
"Meclis başkanları siyasi parti faaliyetlerine katılmıyor"
TBMM Başkanı Şentop, Meclis başkanının tarafsız olması gerektiğine yönelik hukuki düzenleme bulunmadığını belirtti.
TBMM başkanlarının bir siyasi partiye mensup olduklarına işaret eden Şentop, siyasi parti faaliyetlerine katılamadıklarını söyledi.
Meclis Başkanı Şentop, TBMM başkanlarının oy kullanamadıklarını, yönettikleri oturumlarda görüş açıklayamadıklarını, günlük siyasi tartışmalara teamüller gereği katılmadıklarını ancak ülkeyle ilgili veya uluslararası konularda tartışmalarda fikir beyan ettiklerini kaydetti.
"Cumhurbaşkanı taraflıdır"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde cumhurbaşkanının "tarafsız" olması gerektiği yönündeki söylemlere değinen Şentop, Türkiye'nin yeni sisteminin aslında "başkanlık sistemi" olduğunu ifade etti.
Bu sistemle parlamenter sistemdeki "cumhurbaşkanı" kavramlarının sadece adaş olduklarını; yetki ve görevlerinin farklı olduğunu vurgulayan Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ndeki cumhurbaşkanının, parlamenter sistemdeki cumhurbaşkanı, başbakan ve kabinedeki bakanların yetkilerinin tümüne sahip olduğunu dile getirdi.
TBMM Başkanı Şentop, Cumhurbaşkanının, görevine başlarken Anayasa'daki yemini ettiğini anımsatarak, "O yeminde bir tarafsızlık ifadesi geçiyor. Bu ifadeye dayanarak tamamen paradigması bambaşka bir sistemi, sadece yemindeki bir kelimeye dayanarak kurgulamaya çalışmak, diğer bütün Anayasa maddelerini, hükümlerini görmezlikten gelmektir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanının ettiği yeminde tarafsızlıkla ilgili bir ifadenin geçtiğini ancak parlamenter sistem döneminde var olan "Cumhurbaşkanı seçilenin, partisiyle ilişiği kesilir." ifadesinin, yemin metninden çıkartıldığını anlatan Şentop, cumhurbaşkanının parti üyesi olabileceğinin Anayasa'da öngörüldüğünü, kabul edildiğini ve genel başkan olabileceğine dair bir engelin Anayasa'ya konulmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde tarafsız cumhurbaşkanı olmadığını belirten Şentop, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı taraflıdır, siyasi parti üyesidir. Siyasi parti genel başkanı olabilir, olmayabilir, bir mecburiyet yok ama bir siyasi parti üyesiyse, bir siyasi partinin genel başkanıysa, yetkilisiyse şüphesiz taraflı birisidir. Anayasa buna engel değil. Oradaki tarafsızlıkla ilgili yemin, hukuki işlem anlamında bir tarafsızlıktır. Anayasa'nın birçok hükmünü dikkate aldığımız taktirde, siyasi anlamda bir tarafsızlık olarak yorumlanamaz. Anayasa'nın diğer hükümleri, böyle bir yorumu yapmayı imkansız hale getiriyor."
"Siyasette üslup sorunu var"
Şentop, Türkiye'de 83 milyonun siyaset yaptığını dile getirerek, siyaseti bir iş olarak yapanların, faaliyet ve çalışma alanı olarak seçenlerin üslubunda, ifadelerinde ve ortaya koyduğu içeriklerde biraz daha farklı olması gerektiğini söyledi. Şentop, siyasetçilerin meseleleri içerikli ve daha farklı bir üslupla ifade etmeleri gerektiğini söyledi.
Bir süredir üslup sorunu olduğuna dikkati çeken Şentop, "Bu karşılıklıdır sonuç itibarıyla. Böyle bir tercihte bulunursanız mutlaka size de aynı düzeyde bunları söyleyecek olanlar olur. Siz de onlara o şekilde cevap verirsiniz. Bu böyle devam eder. Olan tabii siyasete, demokrasiye ve genel olarak milletimizin siyasete bakışına olur. Bu konuda dikkatli olmalıyız. Bir sözü söylemenin, bir şeyi ifade etmenin, belki on değil yüzlerce yolu vardır. Bunlar arasında en etkili, nezih olanı tercih etmek lazım." dedi.
Hatırat, anı ve biyografi okumayı çok sevdiğini dile getiren Şentop, akademisyenliğe başladığında ilk maaşıyla bütün akrabalarına hediye aldığını da belirtti. AA