Gökhan Ayyıldız, Kocaeli’nin internet fenomeni olan bir kardeşimiz. Sosyal paylaşım sitelerinde yaptığı yorum ve eleştiriler bugüne kadar hemen hemen doğru çıktı. İlk olarak bir önceki AK Parti Kocaeli il başkanı Mahmut Civelek ile girdiği polemikle gündeme geldi. Partiden atıldı ama doğru bildiklerini söylemeye devam etti. B. Arınç, S. Ergin, A. Gül, A. N. Ergün, A. Babacan ve H. Çelik gibi partinin ağır abileri hakkında da çok şey söyledi. Civelek’e anlatamadı ama Şemsettin Ceyhan’a anlatabildi mi bilmiyorum. Fakat dikkate alınması gereken bir isim olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Sadece siyasi olarak değil toplumsal yaşamın her kesiminden görüşlerini paylaşan bir isim Gökhan kardeşimiz. Ben de kendisini keyifle takip ederim. Zaman zaman eleştirdiğim de oldu tabi. Son paylaşımında da sordu “Kadınlar çalışmalı mı, çalışmamalı mı” diye. Ben bu sorudan ziyade gelen cevabi yorumlardan müteessir olduğumu itiraf etmek durumundayım. Gökhan kardeşim olaya İslami boyuttan baktığı için böyle bir soru yönelttiği kanaatindeyim. Ancak hararetle çalışması gerektiğini savunan kesimde kendisi gibi mütedeyyin tabir edilen kesim. Verilen cevaplar tabi ki içinde yaşadığımız ortam şartları göz önünden bulundurarak verilen cevaplar. Olayın sosyolojik, psikolojik ve manevi boyutları hesap edilmeden verilen cevaplar. Dolayısıyla veriler doğru ve fakat gerçek değil. Biz de bunun gerçeklik yönlerini sizlerle paylaşalım istedik. Bir kere soru teknik açıdan eksik ve hatalı. Çalışmaktan kasıt iş yapmaksa zaten fıtraten kadının da erkeğinde yaptığı ve yapması gereken işler var. Kadınlar da zaten büyük ölçüde bu görevlerini yerine getiriyorlar. Maksat para kazanılan bir iş ise onda da para kazanmakla iş bitmiyor, kadının yeni iş hayatıyla birlikte bir sürü sorunda kendiliğinden gündeme geliyor. Çünkü bu seferde fıtraten yapması gereken işleri para verip başka birine yaptırmak zorunda kalıyor. Hal böyle olunca para kazanmanın artı bir değeri pek kalmıyor. Kazandığını kendi yapması gereken işlere ya da çocuğun veya kendi bakımı için harcıyor, mecburda. Çünkü hem dışarıda çalışıp hem evdeki işleri yapmak, artı bir de kocanın gönlünü görmek zor zanaat.
Aslında bana göre burada kadına haksızlık yapılıyor. Ev işleri gerçekten çok zordur. Çocuklarla ilgilenmek başlı başına bir iş. Çamaşır, bulaşık, ütü, bir de dışarıdaki iş, çık çıkabilirsen içinden. Lakin şöyle de bir gerçek var, bayanları çoğu dışarıda çalıştıkları işte dinlendiklerini itiraf ediyorlar. Ben bunu dillendiren çok bayan gördüm. Peki nasıl oluyor da çalışmak için geldiği işte dinlene biliyor? Dedik ya ev işleri ağır ama çalıştığı işte yapabileceği işler var yapamayacağı işler de var. Yapamadığı işlerde erkekler devreye girer, onlar da dinlenir. Tabi bu bütün işler de geçerli olmaya bilir. Eh evdeki işleri de ayda veya iki hafta bir temizlikçi tutarsın, şöyle dipli bucaklı bir temizlik. Sorun halledilir. Bunlar çalışma hayatının içinde olanlar. Bir de mütedeyyin hanım kardeşimizin kadının çalışma gerekçesi var yorumunda. Erkekler dışarıda çalışan birçok bayan görüyor ve etkileniyorlar, onun için kadın çalışmalı diyor. Erkeğin etkilendiği kadın cazibesiyse onun çözümü kolay. Erkeklerinizi nasıl elde edeceğinizi bilirseniz sorun kendiliğinden çözülür. Yok eğer sorun para ve geçim derdiyse. O zaman kadın fıtratına da uygun işlerde tabi ki çalışmalı. Bu tartışma çok detaylı ve daha çok tartılır bir konu. En iyisi biz fazla kurcalamadan bugünlük bu kadar diyelim.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
