1. YAZARLAR

  2. Ahmet DEMİRKAYA

  3. Ey iman edenler iman edin!
Ahmet DEMİRKAYA

Ahmet DEMİRKAYA

Ey iman edenler iman edin!

A+A-

Mezhep imamları imanı, dil ile ikrar kalp ile tasdik diye tarif etmişler. Buna gerekçe olarak da dil ile söylenmesinin şer’i hükümlerin uygulanması için açıktan kabulünün zarureti, kalp ile tasdik edilmesini ise kalpleri Allah’tan (CC) başkasının bilemeyeceği için gerçekten iman edip etmediğini Allah’ın (CC) bileceğine vurgu yapıp bağlayıcılığı sağlamaya çalışılmış. İman, dinin temelidir, bundan sonraki bütün kuralları bunun üzerine inşa edileceğinden çok büyük önem sahip hassas bir konudur.

Bütün dinler tarihin de tek bir Allah(CC) inancı üzerine başlayan inşa süreci zaman içerisinde uygulamalardaki sapmalarla Allah(CC) inancında olmasa da ibadet ve muamelatta farklı iman tarifleri de vahim derecesinde bir vakıa. Başlıktaki "Ey iman edenler iman edin" ayeti Nisa süresinin 136 ayetidir. Mezhep imamlarının kalplerdekini Allah’tan (CC) bilmez sözüne karşılık Rabbimizin bu ifadesi gerçekten çok çarpıcı bir ifade. Bir bakıma dilinize dolayıp durduğunuz imanı bırakın adam gibi iman edin der gibi. Peki Rabbimizin gerçek manada iman edin dediği iman hangisi.

Tanıdığım birkaç Risale-i Nur talebesi kardeşlerime dedim üstadın anlattığı iman hakikatleri kendisinin tasavvur edip yaşadığı iman, sizler öğrendiğiniz iman hakikatlileriyle hangi tasavvura ulaşıp uyguluyorsunuz, cevap yok. Aynı soruyu diğer cemaat ve tarikatlardaki arkadaşlarıma da soruyorum duru aynı. Sorun, her hangi bir yere intisap ederek aslında bizler mukallitlik yapıyoruz. Kur’an okuma çalışmaları yapmıyoruz.

Bunun için geçerli bir mazeretimiz de var tabi ki, Arapça bilmiyoruz, okusak da anlamıyoruz. Tabi bu büyük eksiklik ama mazeret değil, olamaz da. Size çok sevdiğiniz birinde, hatta mahrem bir mektup gelse siz onu bir başkasına okutur musunuz, yoksa kendiniz mi okursunuz? Özeliniz olduğu için elbette kendiniz okumanın bir yolunu bulacaksınız. Kur’an da en sevdiğimizi söylediğimiz Rabbimizin kelamı, biraz gayret etsek anlarız diye düşünüyorum.

Kur’an’ı anlamak için tamamını okumak lazım. Zira Kur’an açık ve okudukça kendini açıklıyor. En önemli özelliği ise konuları serpiştirerek bir ayeti başka bir süre içerisindeki ayetle açıklıyor. Yukarıdaki ayeti anlamak için de diğer sürelere ve ayetlere bakmamız gerekiyor. Bakarsak Rabbimizin bizde hangi eksiği görüp de imanımızı kabul etmesine rağmen tekrar tekrar iman etmemizi istiyor anlarız. Bu uyarının uygulamalardaki yanlış veya eksiklerden dolayı yapıldığı kanaatindeyim. Bugün İslam coğrafyasının ve Müslümanların hali pür melali de sanırım bunu fazlasıyla ifade ediyor. Kur’an’ın cihan şümul, çağlar üstü bir kitap olduğunu ve bütün indirildiğinde ve bundan sonrası bütün çağlar hitap ettiğine inandığımız kitabı bugün anlamıyoruz diye okumazsak veya kıraatle okumayı okuma olarak kabul edersek yarınlara bunu nasıl anlatacağız?

En iyisi fazla zaman kaybetmeden Rabbimizin fermanına kulak verip O bizi hesaba çekmeden.

"Ey iman edenler iman edelim."

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.