Doğru/Doğruluk Nedir?
Şunu peşinen söylemek gerekir ki, yalanı meslek edinmiş yanlış yapmayı özgürlük zanneden tiplere doğruyu ve doğruluk kavramanı anlatmazsınız. İlk savunacakları yanlış sığınakları “herkesin kendine göre doğrusu var söylemi. Herkesin doğrusu kendine” diye modası geçmiş gerekçelere sığınmak oluyor. Para, makam, hırs, beğenilme başkaları tarafından itibarlı görünme güdüleri güvenlik kameralarının önünü kapatan sis gibi bunların gözünü kör etmiştir, hakikatleri göremezler.
Özel durumlar hariç evrensel doğrular olarak kabul edilen gerçekler yaratılışta canlılar alemine kodlanmış işaretlerdir. Hiçbir aklı sahibi bunu reddetmez, ret edemez. Bilgiyi önemsiyorum, doğru üretilen bilgiyi daha çok önemsiyorum. Zira insanoğlunun hataya düştüğü nokta, bilgi üretmeye başlarken bilginin varoluş gayesinden uzaklaşıp kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda yorumlayarak doğruluk ekseninden kayıyor. Üzülerek söylemek gerekir ki, bilimsel verileri bile istedikleri gibi çarpıtabiliyorlar. Bunun en canlı örneğini Pandemi sürecinde farklı tezleri ortaya atıp tartıştıklarında gördük.
En ciddi ve akılcı kabul edilen bilimsel veriler de bile ahlaki yoksunluk bariz bir şekilde görülebiliyorsa siyasi tutarsızlığın toplumsal yansımalarını varın siz tahmin edin. Çoğu zaman aynı dili, aynı söylemleri, aynı eylemleri aynı yöntemleri kullanmalarına rağmen birinin doğru dediğine diğeri yanlış diyor. Hatta dün doğru dediklerine bugün yanlış, bugün yanlış dediklerine yarın doğru diyebiliyorlar. Toplumlun hafızası onların ki gibi dakik çalışmadığı için zamanla kim doğru dedi kim yanlış dedi unutulup gidiyor. Basın yoluyla yaptıkları propaganda da bile bir birlerinin doğru ve yanlışlarını çarpıtarak kafaları iyice karıştırıyorlar.
Hadi bunlar siyasi ikballeri için bunu kendilerinde meşru olarak hak görüyorlar da toplum da hastalıklı virüs gibi doğrular yanlışa nasıl eviriliyor akıl alır gibi değil. Maalesef insanoğlu üç günlük diye tarif ettiği hayatı en edna şekilde yaşayabilmek uğruna fıtri kodlarından uzaklaşarak en büyük kötülüğü kendine yaptığının farkında değil, zevklerinin fevkinde yaşamak istiyor. Öyle ki, bunu yaparken çok basit pespaye durumlara düştüğüne bile aldırış etmiyor. Çünkü yaptıklarını doğru kabul ediyor. İçine düştüğü yanlışlar doğru olarak kabul görmeyince de daha çok hırslanıp ihtiras yaparak doğru diye yanlıştan yanlışa koşuyor.
Bunlar doğruları bilmediklerinden değil işlerine gelmediği için yanlışa doğru diyorlar. Eskiden şoförlük bir meslek olduğundan adamlar sadece araba kullanmıyor aracın her şeyin anlıyorlardı. Günümüz kurs sürücüleri direksiyon başına oturunca kendilerini çok şey biliyormuş gibi havalara giriyorlar, yollar kazalardan geçilmiyor. Aynen bunun gibi eli para gören, eline cep telefonu alan, sosyal medya da iki tur atan herkes kendini alleme sanıyor, duyar kasıyorlar. Bildiklerini sandıkları her tartışmadan kavga çıkarıyorlar. Bilgi emek gerektiren bir üründür ve toplumsal düzeni tesis için vardır.
İktidarı eleştirdiğim en önemli konulardan birisi bu maalesef. Eğitimin kalitesini artırmak yerine her ile bir üniversite her ilçeye bir yüksekokul açarak topluma eğittiklerini sanıyorlar ama ortalık diplomalı işsiz cahiller üretmekten başka bir işe yaramıyor. Öyle ya, eğittiğiniz insanlara kendiişlerini kurabilecek kaliteyi vermiş olsaydınız onlarda toplumda bir şeyler üreten bireyler olarak toplum inşasında yer alırlardı. Yaptıkları en iyi şey diplomalarıyla övünmek. Bununla da kalmıyor kendisine bol para kazanacağı iş imkânları sunmadığı için iktidarı, dolaylı yoldan da devleti topa tutuyorlar.
Haklılık payları var ancak ne var ki, başkalarını suçlayarak kendine daha iyi yaşam koşulları sağlayamaz. Bu hayat kişinin kendi hayatı, bu sistemde hiç kimse kendisini kendisi kadar düşünmez. Başkalarının yanlışlarıyla uğraşmak yerine akıl, irade, vicdan ve merhamet gibi ilahi sensörlerini kullanarak evrensel doğrular doğrultusunda kendi imkânlarını üretmeli.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile..
Not: Küçük bebeğim Ali İhsan’ım ameliyat olduğu için hem kafa biraz dağınık hem de onunla ilgilenirken yazı üç günde ancak bitirilebildi. Hakkınızı helal edin.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.