Bizim deyimlerimiz arasında 'delinin bir kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış' diye bir söz vardır. Kim söylemiş, kime söylemiş, neden söylemiş bilinmez ama niye söylendiği belli. Anlatılmak istenilen, delinin ne yapacağının belli olmadığı, yaptığı zaman da bunu kırk kişinin düzeltemeyeceği gibi düşünülse de burada delinin kırk akıllı geçinenden daha akıllı olduğu anlamı da çıkıyor. Zira delinin çıkardığı sorunu kırk akıllı çözmekte zorlanıyorsa deli daha akıllı demektir. Tabi buradaki deli kavramı zihinsel engelli olan bir insanı temsil edilmiyor.
Bu açıklamanın ışığında konuyu analiz ettiğimizde sözün doğru olduğu fakat delinin bahsedilen deli olmadığını rahatlıkla anlayabiliriz. Buradaki temel sorun deli değil olsa olsa bilgi eksikliği veya bilgi kirliliğidir. Aslında akılların dumura uğradığı an olarak da tespit edebiliriz. Akıl, bilgi varsa işlevini yerine getirebilir. Bilgi eksikliğinde veya bilgi kirliliğinde her zaman akıllı bir deli çıkıp işleri çıkmaza sokarak zorlaştıracaktır. Başka bir ifadeyle, menfaat ve çıkarlarını aklının önüne geçirenler istediklerini elde edebilmek için her türlü çılgınlığı yapacaktır. Sizlere de oturup aklın yolu birdir diyerek işin edebiyat kısmını yapmak düşecek.
Günümüz Türkiye’sinde birbirlerinin işini zorlaştıran onca insanı gördükten sonra ne kadar çok delimiz var diyesi geliyor insanın. Öyle ya her kuyu Yusuf’un (AS) kuyusu değil ki içinden aklı başında Peygamber feraseti gösteren biri çıksın. Çıksın ki, sultan olup Mısır’ın ihyası gibi onlarda Türkiye’yi ihya etsin. Veya yerel anlamda Gebze’mizi inşa etsin. Şimdi bırakın kırk akıllıyı Gebze’nin bütün akılları çıkıp şunları bize izah etsin. Pembegüllü bulvarı üzerinde çarşıya doğru giderken Köylü Marketin karşısındaki kaldırıma karşı yönden gelen araçların sola dönüşlerini engelleyici bir şekilde trafik lambasını dikmeyi kim aklı etti? Akşamları mesai bitiminde, trafiğin en yoğun olduğu saatlerde Tatlıkuyu köprüsünden U dönüşü yapan araçları, ara yollardan çıkan araçların trafiği tıkadığın gören ve çözüm üreten hiç akıllımız yok mu? Veya artan trafik sorununa rağmen Gebze’nin merkezinde her köşeye CAFE açtırıp trafiği hallaç pamuğuna çevirenler ruhsat verirken trafiği hesaba katmadılar mı, kattılarsa nasıl bir çözüm gördüler de halen yenilerini açtırmaya devam ediliyor? Ya da kentsel dönüşüme giren binaların altlarına otopark yaptırmayarak trafik sorununa nasıl katkıda bulunuluyor? Hepsinden öte daha can alıcı bir soru soralım. Vatandaşı Gebze kuyusundan sahili selamete kim çıkaracak?
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...
