Önceki günkü gazetelerin bazıları bu manşetle çıktılar okuyucunun karşısına. 20 müjdeli haber. Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıkladığı 2017 mali bütçesine yaptığı açıklamada verilen bilgilerdi bu müjdeli haber. 78 milyonu ilgilendiren mali bütçedeki 20 madde bütün Türkiye’yi ilgilendiriyor mu? Ne yazık ki hayır. 14 yıllık AK Parti iktidarında her açıklanan bütçe daha çok özel sektörü, girişimcileri, çiftçiyi ve esnafı ilgilendiriyor daha çok. Eğitim ve sağlıkta bütçelerden az da olsa nasibini alıyor. Hükümetin en çok önemsediği de ar-ge ve inovasyon. Tamam kamuya 60 bin de personel alımı ile istihdamla işsizliği önleyerek insan kaynağını ekonomiye kazandırmak. Buraya kadar her şey normal ve sıkıntı yok.
Ancak sorulması gereken bazı sorular var. Özellikle özelleştirmelerle birlikte özel sektöre ayrılan kaynaklar devletin küçülmesine yönelik adımlar. Devlet küçülürken milletin de büyümesi lazım. Madem millet özel sektörle birlikte büyüyecek istihdama açığını kapatmak için bunca teşvike rağmen özel sektör hangi çalışmaları yapıyor? Bu eleştiri kamuya eleman alınmasın eleştirisi değil hiç şüphesiz. İhtiyacı kadar eleman tabi ki almalı devlet. Bu elemanlar çoğunlukla nitelikli ve kalifiye elaman olmalı. Ancak devlet güvencesinden dolayı her vatandaş kamuya girmek istediği ve geleceğini güvence altına almayı düşündüğü gerçeğiyle özel sektörün de bu güvenceyi sağlaması için verilen teşvikler veya getirilen vergi afları çalışanların lehine düzenlemelerle garanti altına alınmalı. Zira verginin babasını ister kamuda olsun ister özel olsun çalışanlar ödüyor. PDY’cilerin aktardığı himmet paraları gibi devletin paraları da zimmet olarak devlete ve millete hiç katkı sunmayan, sunamayan kuruluşlara aktarılmamalı.
Bu açıklamalar da yer almasa da Davutoğlu hükümetinden bu yana, daha doğrusu sayın CB, Başbakan iken talimat verdiği ve fakat bir türlü gerçekleşmeyen emekli promosyonları da her gün umut pompalanıyor ama elde var sıfır. Yaşadığımız bunca sıkıntılı günler ve burnumuzun dibinde cereyan eden savaş tamtamlarının olduğu bir süreçte bunları konuşuyor olmamız belki çok da etik olmaya bilir. Ne var ki gerek kamu çalışanı gerekse asgari ücretten vergi ödeyen vatandaşlar her şeye göğüs gererken bazılarının maymuna bak maymuna sirk cambazlığıyla devletin sırtına yapışıp gününü gün etmesi de vatandaşın sabrını zorlayan nedenler. Bu ülke hepimizin edebiyatını bırakıp, lüks yaşayanlar da biraz taşına altına elini koyup fedakârlık etsinler. Yılın ilk altı ayından sonra yüzde 27 ve 30’luk vergi dilimiyle yılsonunu zor getiren asgari ücretliler bunalırken halen devletten af bekleyenler de lüksünden biraz feragat etsinler. Bunlar olmadığı sürece hiçbir haber çoğu vatandaşımıza müjde olmayacak.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...