Hayat hakkında iki görüş var. Anı yaşamak isteyenler, geleceği yaşamak isteyenler. Her iki görüşünde hesapları uygulamak istedikleri görüşlere göre şekilleniyor. Tabi bunları gerçekleştirmek için önce imkanların izini sürmek, bir çok imkanları elde etmek gerekiyor. Bazıları “iman varsa imkan var” diyor. Ucu açık bir ifade. İhtiyaçlar sınırsız, imkanlar sınırlı.
Ne o! Hesap hareketleri deyince bankadaki hesapların hareketlerini mi anladınız yoksa. Merak etmeyin, ihtiyaçların imkanlaşması için bu hareketler de hassasiyetle takip edilir. Anı yaşamak isteyenlerin çoğunun imkan sorunu yok aslında. Bankaların kredi imkanları sonuna kadar arkalarında. Sen al torununun torunu ödesin kampanyalarına oldukça rağbet edilir anı yaşamak isteyen vatandaşlar tarafından. Zaten devlet de arkalarındadır. Her türlü ödeme kolaylıkları bunlar için sağlanır. İster anı yaşamak isteyin isterse geleceği, hiçbir zaman evdeki hesap çarşıya uymaz, siz birilerine uyarsınız
Dün akşam e-devlet kapımızdan 7326 sayılı yapılandırma kanunu hakkında bilgi mesajı geldi e-posta adresime. Korona virüs salgınının, ülke ekonomisine etkilerini azaltmak için diye başlıyor ve bir dizi imkanları ayaklarınızın altına seriyor. Vergi borçlarından tutun trafik cezalarına kadar birçok alanda indirimli ödeme imkanları sunuyor. Peşin veya 36 aya kadar ödeme kolaylığı var. Hatta peşin ödemelerde Yİ-Üfe üzerinden hesaplanan faizden %90 oranında indirim kazanıyorsunuz. Kapalı kaldığımız süreçte verilen destek yeterli gelmemiş olacak ki böyle bir yola baş vurulmuş. Bizim gibi geleceği yaşamak isteyen vatandaşlar için henüz enayi ödülü geliştirilmedi devlet ricali tarafından. Sağlık olsun.
Geçen gün akşam bir dostumla telefonda konuştuk. “Lan oğlum sen enayi misin, niye çoluk çocuğa yatırım yapıyorsun, anını yaşa. Sen ölünce onlar bıraktıkların üzerinde devran sürecek” dedi. Sevgili dostum doğru söylüyor da bilgiler eksik. Bizim geleceğe yaptığımız yatırımları, devletten yeteri kadar destek alamayıp anı yaşayanlar tarafından tüketildiği için ne anı yaşayabiliyoruz ne geleceğe doğru dürüst yatırım yapabiliyoruz. Devlet ile anı yaşayanlar arasındaki kaldırımlar da sürünüp gidiyoruz.
Aslında bizim geleceğe dönük yatırımlarımız ileri de daha refah, daha müreffeh ve daha iyi yaşama kalitesi için değil insanlığın insanca yaşaması için verilen bir mücadele. Kalite insanca yaşamanın ürünüdür. Hani şair demiş ya, “ neyleyim köşkü neyleyim sarayı. İçinde salınan yar olmayınca”. Neyleyim anı, neyleyim geleceği içinde insanlık olmayınca diyorum bende. Paranın ne önemi var mühim olan insanlık. Anı yaşayanların geleceği mahvedip, bütün hesapları alt üst ettikten sonra yarın bugünden farklı olmayacak ki zaten. Kimse kimsenin imkanına haksız yere göz dikmeden, adil paylaşımla insanca bir hayat yaşadığımız zaman kalite olacak. Paranın imkanı anı yaşayanların imtiyazı olduğu sürece bize de imanın imkanını yaşamak düşüyor. Yaşamak buysa üstü kalsın, geleceği kim alırsa aslın.
Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
