G-GBGQR9HF6V
10058,60%0,50
34,81% -0,06
36,57% -0,08
3006,10% -1,30
4878,99% 0,22
Ekonomistler OVP'deki bütçe ve cari denge öngörülerini değerlendirdi: Bütçede görece sıkı duruşun korunduğu söylenebilir
Türkiye ekonomisine ilişkin hedef ve politikaların yer aldığı Orta Vadeli Program'ın (OVP) onaylanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.
Buna göre, OVP'de cari işlemler açığı beklentileri 2021 için 21 milyar dolar, 2022 için 18,6 milyar dolar, 2023 için 13,5 milyar dolar ve 2024 için 10 milyar dolar şeklinde gerçekleşti.
Bütçe açığının Gayri Safi Yurt içi Hasıla'ya (GSYH) oranının ise 2021 için yüzde 3,6, 2022 için yüzde 3,5, 2023 için yüzde 3,4 ve 2024 için yüzde 2,6 olacağı tahmin edildi.
Analistler, Türkiye'nin bütçe dengesine ilişkin sıkı duruşunun dikkate alındığında OVP'deki hedeflerin daha iyisinin yapılabileceğini aktarırken, cari denge kısmında hedeflenen büyüme oranları dikkate alındığında hedeflerinin dışına çıkılmasının olası olabileceğini bildirdi.
"Bütçede görece sıkı duruşun korunduğu söylenebilir"
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, konuya ilişkin açıklamasında, Hazine ve Maliye Bakanlığı Mayıs ayı Kamu Maliyesi Raporu’nda 199,9 milyar lira olarak aşağı revize edilen 2021 yılı bütçe açığının 230 milyar liraya, yani GSYH'nin yüzde 3,5'ine yükseltildiğini ancak yine de bütçe tasarısında öngörülen 245 milyar liranın altında bulunduğunu ifade etti.
Gelecek yılların hedeflerinin ise, 2022 için 278,4 milyar lira (GSYH’ya oranla yüzde 3,5), 2023 için 290,2 milyar lira (GSYH’ya oranla yüzde 3,2) ve 2024 için de 294 milyar lira (GSYH’ya oranla yüzde 2,9) olarak belirlendiğini hatırlatan Bürümcekçi, "Bütçede görece sıkı duruşun korunduğu söylenebilir." dedi.
Bürümcekçi, büyüme ile yakın ilişkide seyredeceğini beklediği cari dengeye ilişkin tahminlerin ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) son dönemde çizdiği görünümden ayrıştığını belirtti.
TCMB'nin yılın ikinci yarısında cari fazla verilmesini beklediğini açıklamasına karşın programda yılsonu cari açığın 21 milyar dolar (GSYH’ya oranla yüzde 2,6) olarak öngörüldüğüne dikkati çeken Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"İlk yarıda verilen açığın 13,6 milyar dolar olduğu dikkate alındığında, ikinci yarı toplamında da açık verileceğini düşündürdü. Cari açığın GSYH'ye oranı ise 2022 için yüzde 2,2 olarak öngörülürken, bu oran 2023 için yüzde 1,5 ve 2024 için ise yüzde 1 oldu. Bu durumda ise seyahat (turizm) gelirlerinin bu yıl 17 ve gelecek yıl 25 milyar dolar öngörülmesi etkili olurken, turizm gelirlerinde 2019 yılı düzeyinin ancak 2023 yılında yakalanacağı tahmin edildi."
Bürümcekçi, gelecek yıllarda potansiyelin üzerinde bir büyüme öngörüldüğünden özellikle altın hariç cari açıkta belirgin oransal iyileşme tahmin edilmesinin ise tutturulması zor bir hedef olduğunu öne sürdü.
OVP ile TCMB arasında cari açık konusunda ayrışma görünüyor
Albaraka Türk Başekonomisti ve Stratejik Planlama Müdürü Dr. Ömer Emeç de, açıklanan OVP rakamlarında cari denge konusunda TCMB ile bir ayrışma gördüklerini belirterek, TCMB'nin son dönemde verdiği "yılın kalanında cari fazla" yönlendirmesiyle hesaplarının yaklaşık 16 milyar dolarlık bir açığa işaret ettiğini ancak OVP'de öngörülen rakamın ise 21 milyar dolar seviyesinde olduğunu ifade etti.
Bütçe tarafında ise OVP'de 2021 için verilen GSYH'nin yüzde 3,5'i seviyesindeki bütçe açığını, yılın ilk yarısındaki kuvvetli bütçe performansına dayanarak bütçenin OVP'deki hedeflerden daha iyi bir performans sergilemesini beklediklerini aktaran Emeç, "Bütçe/GSYH gerçekleşmesinin yüzde 3 seviyesinde kalacağını öngörüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Emeç, OVP'de belirtilen yüzde 9'luk GSYH büyümesi tahminini kendi açılarından yılın kalanında bütçe harcamalarında büyümeyi hızlandırıcı bir genişleme görülmeyecek anlamına geldiğini kaydederek, ayrıca Hazine'nin son dönemlerde önümüzdeki çeyreklerdeki ihale büyüklüklerini düşürmesi yine bu doğrultuda bir delil sayılabileceğini ifade etti
OVP'deki cari açık ile piyasa beklentileri uyuşuyor
Gedik Yatırım Ekonomisti Serkan Gönençler ise hükümetin cari açık konusunda TCMB’den önemli ölçüde ayrıştığını belirterek, "Ancak, hükümetin 21 milyar dolarlık cari açık projeksiyonunun piyasanın 23 milyar dolar medyan beklentisi ve bizim kabaca 19 milyar dolarlık tahminimize yakın olduğu söylenebilir." ifadelerini kullandı.
Cari açığın gerilemesinde hükümetin turizm gelirlerinin salgın öncesi seviyelere dönmesinin cari açıktaki gerileme beklentisinin en önemli parametrelerinden biri olarak öne çıktığını kaydeden Gönençler, ancak turizm gelirlerindeki bu iyileşme beklentilerinin gerçekleşmesi halinde bile cari açıkta 3 yıl boyunca gerileme öngörüsünün mevcuttaki büyüme tahminleri ile uyumlu olmadığını söyledi.
Bütçe açığı/GSYH oranının temmuz itibarıyla yüzde 2’nin de altında bir seviyede bulunduğunu hatırlatan Gönençler, hükümetin gelirlerdeki iyileşmeyi harcamak yönünde tercih kullandığının da söylenebileceğini aktardı.
Gönençler, şunları kaydetti:
"Bu tercihe karşın, mevcut büyüme temposu dikkate alındığında, 2021 sonunda bütçe açığı ve faiz dışı açığa ilişkin gerçekleşmelerin, önceki yıllarda olduğu gibi, OVP hedeflerinin altında (daha olumlu) kalabilir. Bütçe açığına ilişkin ileriki yıllardaki hedeflerin tutturulması da büyük ölçüde, büyüme hedeflerinin tutturulması ile doğru orantılı olacaktır."
"OVP'nin eylül başında açıklanması önemli ve olumlu"
İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, OVP'nin eylül ayının başında açıklanmasının önemli ve olumlu olduğunu belirterek, programda birkaç dikkati çeken nokta bulunduğunu söyledi.
Bunlardan birisinin enflasyon tahminlerindeki yukarı yönlü revizyon olduğuna işaret eden Yılmaz, "Enflasyonda 2021 sonu tahminleri neredeyse piyasa beklentileri ile örtüştü. Gelecek yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentisi de TCMB öngörülerinin 2 puan üzerinde gerçekleşti. Böylece, 2024 yılına kadar yüzde 5'lik bir enflasyon beklentisi ortaya konulmadı. Gelecek yıl yüzde 9,8'lik tek haneli enflasyon gerçekleşir mi, gerçekleşmez mi izleyeceğiz." dedi.
Yılmaz, büyüme tarafında bu yıla yönelik yüzde 9'luk beklentinin baz etkisi nedeniyle gerçekleşebilir olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Gelecek 3 yıl için büyüme beklentileri yüzde 5-5,5 seviyelerinde. Burada benim önemsediğim konu programda yeşil dönüşüm vurgusuna yer verilmesi. Diğer bir konu ise reel sektörün tahvil ihraçlarını kolaylaştırabilmek adına Tahvil Garanti Fonu'nun oluşturulacak olması. Ödemeler dengesinde de bir iyileşme öngörülüyor. 2024 yılı için milli gelirin yüzde 1'ine varacak kadar bir projeksiyon var. Ancak alttaki maddelere baktığınızda hep ihracatçıyı destekleyen maddeler bulunuyor, ithalatın azaltılması konusunda herhangi bir vurgu göremedim. Buradaki temel soru şu; Türkiye ekonomisi büyürken enflasyonu düşürebilecek, ödemeler dengesini aşağıya getirebilecek mi? Bir diğer konu da faiz harcamalarının hem nominal hem de oransal olarak toplam harcamalar içindeki payında bir artış var. Enflasyon beklentilerinde düşüş olmasına rağmen bu artış dikkati çekici. Zannediyorum ki bu geçmiş dönemden gelen kısa vadeli borçlanmaların tekrar çevrilmesi ihtiyacı."
Genel itibarıyla bakıldığında OVP'nin erken açıklanmasının önemli olduğuna vurgu yapan Yılmaz, "Daha önceki açıklananlara göre OVP'nin daha rasyonel olduğunu söylemek mümkün ama piyasa fiyatlaması üzerine çok derin bir etkisini beklemek çok gerçekçi değil. Piyasa bir süre daha okuyacak, anlamaya çalışacak. Sonrasında piyasa fiyatlaması üzerindeki etkisini göreceğiz." diye konuştu.
Yılmaz, GSYH'nin 2024'te 1 trilyon doların üstüne çıkmasının beklendiğine de değinerek, bu hesabın tutması halinde Türkiye'nin kişi başı milli gelirinin 2024'te 11 bin 465 dolar olacağını, ancak 2013'te bu rakamın yaklaşık 12 bin 500 dolar düzeyinde bulunduğunun unutulmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
"Yeni OVP, belirli projeksiyonlar açısından nispeten daha dengeli ve ulaşılabilir"
Deniz Yatırım Strateji ve Araştırma Bölüm Müdürü Orkun Gödek de 2022-2024 dönemine ait yeni yayımlanan OVP'yi belirli projeksiyonlar açısından nispeten daha dengeli ve ulaşılabilir bulduğunu söyledi.
Büyümede yüksek bazın etkili olduğu 2021'in ardından yüzde 5 patikasının hedeflenmesinin istihdam piyasasındaki katılımın yönetilebilmesi açısından da önemli olduğuna işaret eden Gödek, ancak son yıllarda potansiyel büyüme seviyesinin yüzde 4'lü seviyelere doğru gerilediğinin unutulmaması gerektiğini kaydetti.
Gödek, bu nedenle büyümenin kompozisyonunun önem arz edeceğinden bahsederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2018 sonrası devreye alınan kredi politikaları daha yüksek büyüme seviyeleri için net ihracat katkısı olmadan ilerlemeyi pek mümkün kılmıyor. Keza projeksiyonlara baktığımızda özel tüketimin yüzde 4’lü seviyelerde öngörülmesi söz konusu ki kısmen kabul edilebilir. Dış ticaret ve cari denge tahminlerinde en önemli girdi Avrupa kıtasının sağlığı olacak. Amerikan para politikasının aksine Avrupa Merkez Bankası'nın da keskin bir sıkılaşma sürecine 2023-2024'ten önce girilmeyeceğini düşündüğümüzde, yüzde 4'lük bir kıta büyümesi ihracat açısından destekleyici olmaya devam edebilir. Kurda son yıllarda gözlenen zayıflık da rekabet avantajını bir süre daha sürdürmeye imkan tanıyabilir. Diğer yandan enflasyonda ise 2021 öngörüsü yüzde 16,2 ile TCMB tahminine kıyasla daha gerçekçi ve piyasa beklentilerinin şekillendiği yüzde 16-17 aralığı içerisinde yer alıyor. Ancak, 2022 için paylaşılan tek hane şu aşamada piyasa beklentilerinin içerisinde yer almıyor. Burada kamunun OVP ile önden yönlendirme görevi bulunduğunu ve nispeten iyimser kalmasının anlaşılabilir olduğunu da gözetmekle birlikte düşük çift haneler daha sağlıklı olabilirdi."
Programdan yapılan hesaplama doğrultusunda ortalama dolar kuru değişiminin gelecek yıl için yüzde 12'ye yakın olduğunu aktaran Gödek, "Sonraki yıllarda ise yüzde 5'lik tahminlere ulaşıyoruz. Bu, hem zor hem de enflasyonun altında lira zayıflaması duruşunun benimseneceği sinyali. Kur stabilizasyonu son yıllardaki gelişmelerin ardından artık makro dengelerin korunabilmesi adına daha önemli." dedi.AA