Görünmez Dağın Ötesi
Benim hayatım diyor, özgür bir bireyim kimse
karışamaz bana diyor. Çok masumane görünen bir
talep, kendince haklı da olabilir. Ama göz ardı ettiği bir
gerçek var, hiç kimse yaşadığı hayatın sorumluluğunu
tek başına taşıyamaz. Zordur hayatın yükü paydaşları
olmadan yıkılır ağır yükün altında. Özgürce her
istediğini yapacağını zannettiği hayatı zindana çevirir.
Rahat edeyim derken cehennemi yaşamaya başlar.
İddia sahibi neyine güveniyor, kime güveniyor aklına
her eseni istediği gibi yapabilmesi için? Öyle ya üç aşağı
beş yukarı farklı karakterlerde olsak da, farklı meslek
ve meşreplerde olsak da hepimiz insanız. Birilerinin bin
bir güçlükle katlanmak zorunda olduğu hayatın ağır
yüküne birilerinin katlanmak istemeyip nasıl ben
özgürce her istediğimi yaparım diye biliyor ve yapıyor
da?
Bu tür durumlarla karşılaştığım da hep şu fıkra aklıma
geliyor. Hristiyan keşişler uzun gayret ve çabalarının
sonunda insan yapmayı başarırlar ve Tanrıya gidip
anlatmak isteyip Tanrının görevine son vermek isterler.
Tanrının huzuruna çıkıp, ey Tanrı biz artık kendi
insanımızı yapmaya başardık, sana ihtiyacımız kalmadı
derler. Tanrı da, öyle mi, hadi yapın da görelim der.
Kolları sıvayan keşişler önlerindeki toprağı alıp karmaya
başlayacakken Tanrı, durun bakalım, madem kendi
insanınızı yapacaksınız gidin kendi toprağınızla yapın
der.
Hangi dünya kupasıydı hatırlamıyorum ama Arjantin’in
dünyaca ünlü yıldızı Maradona bir maçta eliyle gol atmış
hakemler de bunu GÖREMEMİŞTİ. Sonradan kendisi
itiraf ederek bunun kendi eli değil Tanrının eli olduğunu
söylemişti. Maradona bu tavrıyla Allah’tan rol çalmakla
kalmamış rakip takımın hakkını da gasp etmişti. MHK
haksızlığın önüne geçmek için VAR (video Kayıt)
sistemini icat etti ama yine de bunun önüne
geçemediler. Zira görünmez dağın arkasını kimse
göremezdi.
Özgürüm her istediğimi yaparım diyenlerin de düştüğü
hata bundan ibaret. Kendilerinin hayata gelmesine
vesile olan anne babanın emeğini görmezden gelmeleri.
Sokakta oynadıkları arkadaşlarının emeğini görmezden
gelmeleri. Okullar da kendilerini yetiştiren
öğretmenlerinin, hocalarının emeklerini görmezden
gelmeleri. İş hayatında paydaşlarının emeklerini
görmezden gelip çalmaları. Eşlerin bir birlerine yaptığı
veya yapması gereken fedakârlıkları görmezden
gelmeleri özgür sandıkları hayatın görünmeyen veya
görmek istemedikleri dağın ötesi.
Hayat sorumluluktur, sorumluluklarla başlar. Bu
sorumlulukları taşıdığınız kadar özgürsünüz.
Başkalarının emeklerinin üzerinde tepinerek her
istediğini yapmak veya yapacağını zannetmek en
amiyane tabirler pespayeliktir, kepazeliktir. Önündeki
koskoca dağı göremeyip dağın arkasında göremeyeceği
hayaller peşinde koşmak Hristiyan keşişlerin Tanrılığa
soyunmasından farksız bir yaklaşımdır.
Bir daha mı dünyaya geleceğiz, keyfini çıkarayım
diyerek aslında kendisi cennet gibi bir hayat yaşamayı
arzularken paydaşlarına, hayat arkadaşlarına zindanı
yaşattığının farkında olmayan zavallılardır bu tip
insanlar. Bu tavırlarıyla ne hayal ettikleri cenneti
yaşayabilirler ne de karşısındaki insanlara mutlu ve
huzurlu bir hayat yaşatırlar. Yakaladıkları küçük
mutlulukları da ellerinden kaçırırlar özgür takılacağız
diye. Hayat bunlar için daha da ağırlaşmaya başlayınca
etraflarında suçlu aramaya başlarlar. Şunu unutmayın
ki, görünmez dağın ötesinde görünmez bir dağ daha
var. Orayı gördüğün zaman sorumlulukların bitecek,
tam özgür olacaksın.
Bir dünya kurarım ötelerin ötesinde.
El açıp ağlasam caminin bir köşesinde.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.