9008,87%-0,12
39,19% -0,10
44,81% 0,23
4251,41% 2,48
6711,98% 1,36
DİSK/Nakliyat-İş Örgütlenme Daire Başkanı ve Gebze Şube Başkanı Erdal KOPAL'ın yayınladığı basın açıklaması şöyle:
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2020 yılı için uygulanacak asgari ücreti belirlemek için toplantılarına devam ediyor. 3’üncü toplantı da yapıldı. Yapılacak olan 4’üncü toplantıda Asgari Ücretin ne kadar olacağının açıklanması bekleniyor.
Bilindiği gibi Asgari Ücret Tespit Komisyonu 15 kişiden oluşuyor. Çalışma Bakanlığı’ndan 5 üye, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) (işveren örgütlerinden) 5 üye, 5 üye de işçi (Türk-İş’ten) temsilcilerinden oluşuyor. Komisyonun oluşumu demokratik değildir. Çünkü Komisyonda işveren ve hükümet temsilcileri çoğunluğu sağlamaktadır. En çok üyesi olduğu için komisyonda temsil edilen TÜRK-İŞ ise tarihi boyunca hep hükümet ve Sermaye Sınıfının çıkarları doğrultusunda davranmıştır. Mevcut yapı tamamen Sermaye Sınıfının çıkarlarına hizmet etmektedir.
DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Merkezi (BİSAM) tarafından Ekim ayı verilerine göre tespit edilen Açlık Sınırı (dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı) 2 bin 50 TL’dir. Yoksulluk Sınırı (gıda harcaması ile birlikte giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı) 7 bin 92 TL’dir. Asgari Ücret, Yoksulluk Sınırının 3’te birinden bile daha azdır. İşçi Sınıfımız ve Emekçi Halkımız yoksulluk sınırının altında öldürmeyip süründürecek bir ücretle yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır.
Ülkemizdeki servetin ve gelirin dağılımı nasıl? Hangi ortamda Asgari Ücret belirleniyor?
Yapılan en son araştırmalara göre Türkiye nüfusunun en zengin %1’nin servetinin toplamı Türkiye’deki servetin %54,3’üne sahip. Nüfusun geri kalan %99’nun yani 78 milyonun toplam servet içindeki payı ise % 45,7. Kısacası en zengin yüzde birin serveti %99’un servetinden daha fazla.
Bu servet ve gelir dağılımının sosyal devletle, adaletle, hak-hukukla her hangi bir ilgisi yoktur. Sosyal devlet, sosyal adalet ilkesi toplumda servetin ve gelirin adaletli paylaşımını esas alan bir toplumsal düzendir. Ülkemiz dünyadaki servet ve gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ülkelerden biridir.
Değerli Basın Emekçileri
Ülkemizde vergi düzeni de adaletsizdir. İçinde yaşadığımız ekonomik krizin bedeli zaten İşçi Sınıfına ve Emekçi Halkımıza ödettirilmeye çalışılmaktadır.
Türkiye bugün OECD ve AB ülkeleri içerisinde ücretlerin vergi yükü oranında ilk sıralardadır. Bir başka adaletsizlik de ücretlerdeki vergi dilimleri uygulamasıdır.
Çalışanlara uygulanan mevcut vergi düzeninde, Asgari Ücretli dahi 9-10’uncu aydan sonra yüzde 20’lik dilime girmektedir. Bu nedenle hükümet yüzde 15’te sabit tutabilmek için yasal düzenleme yapmak durumunda kalmıştır. AKP iktidarı Parababalarına İşsizlik Fonunda biriken parayı, sigorta, vergi ve istihdam yaratma adına işçi ücretinin bir kısmını teşvik olarak vererek peşkeş çekmektedir.
Bildiğimiz gibi işçiler ve diğer çalışanlar harcama yapmadan vergilerini peşin olarak ödemektedirler. İşçilerin ve emekçilerin servetten aldıkları pay ortadayken, vergi almaya gelince devlete en çok vergiyi ödeyen onlar olmaktadır. Bu adaletsizlik kabul edilemez. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalıdır.
Kıdem Tazminatı İşçi Sınıfımızın son kalesidir. Geçmiş büyük mücadelelerle kazandığı bir hakkı Parababaları ve AKP İktidarı tarafından fon bahanesi ile gasp edilmek istenmektedir. İşsizlik Fonu gibi Kıdem Tazminatı da fona devredilerek sermayeye peşkeş çekilmek ve İşçi Sınıfına yar olmayacak şekilde ortadan kaldırılma8k istenmektedir. Böylece işçi için iş güvencesi niteliği taşıyan Kıdem Tazminatının fona devredilmesiyle iş güvencesi de ortadan kalkacaktır.
Bunca adaletsizlik Parababalarını ve AKP İktidarını kesmemektedir. İşçi Sınıfımıza bir de Esnek Çalışma dayatılmak istenmektedir.
Her geçen zaman acı dolu dramlara tanık oluyoruz. Daha birkaç gün önce, İstanbul Fatih’te 4 kardeş, haciz, kira, fatura, geçim ve açlık cehennemine döndürülmüş hayatlarına zehir içerek son verdiler. Cüneyt Yetişkin, Oya Yetişkin, Kamuran Yetişkin ve Yaşar Yetişkin… 600 küsur liralık elektrik borçları yüzünden elektrikleri kesilmiş. Öğretmen olan kardeşin bakkala olan borcu için maaşına haciz konulmuş.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2002–2018 arasında AKP hükümeti döneminde 50 bin 378 kişi hayatına son verdi.
Yine birkaç gün önce, Kayseri’de bir grup esnaf “açız aç, çocuğumuz aç” diyerek Kayseri Belediye binasını bastı.
Parababaları düzeni sadece açlık, yoksulluk, işsizlik pahalılık cehenneminde değil, iş cinayetleriyle de katlediyor. AKP’nin iktidar yılları boyunca İş Cinayetlerinde yaklaşık 22 bin 500 işçi yaşamını yitirdi. İSİG’in raporuna göre 2018 yılında en az 1923 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Sadece son birkaç ayda bölgemizde ölümlü iş kazaları yaşandı. Gebze’de faaliyet gösteren vinç kiralama acentası Sarılar Group’ta vinç tekerinin değiştirilmesi işlemi sırasında tekerin patlaması sonucu 25 yaşlarında olduğunu öğrenilen Süleyman Koçoğlu adlı işçi hayatını kaybetti. Patlama sonucu 6 işçi de yaralandı.
Dilovası’nda faaliyette bulunan Yılport Limanı’nda sabah saatlerinde meydana gelen korkunç kazada, 23 yaşındaki Çağrı Karadaş, konteynırın üstüne düşmesi sonucu hayatını kaybetti.
İşçilerin ücretlerinden alınan
Gelir Vergisi %10’da sabitlensin
Asgari ücretten vergi alınmasın
Az kazanan az, çok kazanan çok vergi ödesin
Temel ihtiyaç ürünlerinden dolayı vergi alınmasın. İşçilerin üzerindeki dolaylı vergi yükü kaldırılsın
Sermayenin-Parababalarının gelirleri ve servetleri vergilendirilsin.
İşçi Sınıfımız tüm saldırılara karşı, konkordato, hileli iflaslar ve sendika hakkı için işten çıkarılmalara karşı, gasp edilen tazminat haklarını almak için mücadele etmektedir.
İşi, ekmeği, tazminat hakkı, sendikalaşma hakkı için mücadele eden Real İşçileri, Uyum/Makro Market İşçileri, Uzel Makina, TÜVTÜRK Şanlıurfa, Muğla, Eskişehir, Kütahya İşçileri, ülkemizde Parababalarına ve ciğeri beş para etmez Sarı Sendikalara karşı sendikamız öncülüğünde ülkemizin dört bir yanını eylem alanına çevirerek kararlılıkla mücadele etmektedirler.
Mücadeleleri er geç zaferle sonuçlanacaktır.
Değerli Basın Emekçileri
Servetin ve gelir dağılımının bu kadar adaletsiz olduğu hayat pahalılığının, enflasyonun her geçen gün arttığı, halkımızın intiharların eşiğine getirildiği, ekonomik krizin ortasında yaşadığımız bu dönemde Asgari Ücret İnsanca
Yaşama Ücreti Olmalıdır.
Toplu taşıma Asgari Ücretliye ücretsiz olmalıdır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu tüm işçi konfederasyonları katılmalı.
Asgari Ücret hesabında uluslararası standartlara uyulmalı, işçinin ailesi de dikkate alınmalıdır.
Asgari Ücret tespitine ilişkin 131 sayılı ILO sözleşmesi onaylanmalı. Avrupa Sosyal Şartına konan çekince kaldırılmalıdır.
Asgari Ücret bütün çalışanlar için ortak saptanmalıdır.