1. YAZARLAR

  2. Furkan Uğur EŞİTTİ

  3. Sahura kalkamıyorum diyenlere!
Furkan Uğur EŞİTTİ

Furkan Uğur EŞİTTİ

Sahura kalkamıyorum diyenlere!

A+A-

Efendim;  geldi ve gidiyor 11 ayın sultanı.

Demiştik ya bu boynu bükükleri, bu gerçek ihtiyaç sahiplerini nereden bulacağız diye.

Şimdi bir pazarın önünden geçtim. Herkes bir telaş içerisinde. Herkes onu da mı alsam, bunu da mı pişirsem diye düşünüyor. Ancak birileri de var ki şu kalabalık çekilse de yerden birkaç sağlam sebze meyve toplasam da çoluk çocuğum yese diye bekliyor.

İşte bu birileri bize emanet.  Onlarında akşam taze bir meyve ve pişirecekleri bir sebzeleri olmalı bu Ramazanda.

Çocuklarının karşısında boyunları bükük kalmamalı o yiğit babalar. O güzel anneleri bir kase çorbanın yanına bir tabakta pirinç pilavı koya bilmeli. Lüks sofralarda karınlarını patlarcasına doyuran bizlerden alacağı olan bu gariplere olan borçlarımızı bir an önce ödemeliyiz.

Yolda kağıt toplayanlar ve sabırla açken bile tok gibi gezenleri ararsak emanetlerimize sahip çıkmış olacağımızdan hiç şüpheniz olmasın.

Birde sahura kalkamıyorum, sahursuz oruç tutuyorum diyenlerimiz var. Onlara da birkaç kelam edip yazımı bitiriyorum.

Ramazan denince ilk akla gelenlerden birisi de sahur yemeğidir. Öyle ki Ramazan ayının başlangıcı "bu gece sahura kalkılacak" cümlesiyle müjdelenir.

Ancak geçmiş ramazanlarda olduğu gibi bu ramazanda da etrafımızdan sıklıkla "Sahura kalkamıyorum, sahura kalkmadan oruç tutuyorum" gibi ifadeler işitiyoruz.  Oysaki sahur yemeği Ramazan ibadetinin ayrılmaz bir parçası.  Allah Resulü (a.s.m.) bu gerçeği şu ifadelerle dile getiriyor: "Bizim orucumuz ile ehl-i kitabın orucunu birbirinden ayıran şey sahur yemeğidir."

Peki, Feyiz ve bereketin nisan yağmurları gibi yağdığı, kalplerin en saf ve berrak bir hâl aldığı, tefekkür, zikir, dua ve huzur için bulunmaz bir zaman dilimi olan Ramazan'ın en bereketli anlarından olan Sahur vaktini uyuyarak geçirdiğimizde neler kaybediyoruz acaba hiç düşündük mü? 

İşte Allah Resulünün (a.s.m.)  dilinden sahur vakti: 

 "Sahur yemeği yiyin! Sahurda bereket vardır."  buyurmakta ve sahura kalktığımızda bizi bekleyen manevî bereketleri müjdelemektedir.
"Sahur yapmak berekettir, sakın onu bırakmayın! Bir yudum su ile dahi olsa sahur yapın! Sahur yemeği yiyene Allah rahmet eder, melekler de bağışlanmaları için dua ederler."
Sahur vakti duaların kabul edildiği özel anlardan birisidir.
Allah Resûlü (a.s.m.) buyuruyor:
"Her gün Rabbimiz gecenin üçte birinin son tarafında dünya semasına iner:
Dua eden yok mu icabet edeyim. İsteyen yok mu vereyim. Bağışlama dileyen yok mu bağışlayayım, buyurur."
Sahura kalkan kişi, bir nevi gaflet olan uykuyu terk ederek günün en özel anını uyanık bir şekilde, tefekkür, zikir, dua ya da ibadetle geçirdiği için büyük sevaplara ulaşarak zamanını bereketlendirir. En önemli ibadetlerden birine uyanık olarak başlamak, ibadeti daha rahat bir şekilde yerine getirebilmek için bir şeyler yemek başka bir bereket sebebidir. Bu hikmete işaret eden Allah Resûlü (a.s.m.):
"Oruca destek olmak isteyen sahur yapsın, güzel koku sürünsün, iftarını su ile açsın!"
"Gündüz orucu için sahur yemeğinden, gece namazı için kaylûle uykusundan destek alın! buyurur."
Allah Resûlü (a.s.m.) sahura kalkanlara:
"Allahım! Sahura kalkanlara rahmet et!" ve "Allahım! Sahuru ümmetime mübarek kıl!" duasında bulunduktan sonra,
"Kul üç şeyden hesaba çekilmez. Sahur, iftar yemeği ve arkadaşlarla yenen yemek." müjdesini vermiştir. 


Varın hesabını siz yapın. Yarın görüşmek üzere. Hayırlı İftarlar.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar