Önceki gün Kocaeli Minibüsçüler ve Otobüsçüler Odası Başkanı Mustafa Kurt basın açıklamasında bulunup çalışma koşullarından da bahsederek Kocaeli genelinde 2bin 200 araçla 1 milyon bedavacı taşıdıklarını iddia etmiş, bunların başında engelliler ve aileleri geliyormuş. 11 Nisan 2016 pazartesi günüden itibaren ücretsiz taşımayacaklarını bildirmişler.
Sayın Mustafa Kurt bey şunu özellikle bilmenizi isterim ki engelliler dilenci değil, sizin bedava dediğiniz taşımaya da ihtiyaçları yok. Nasıl ki para vermeden nefes alıyorsanız, o nefesi verene elinizi açıp yalvarıp, yardım diliyorsanız aynen bunlar gibi sizin insanlığınızı idrak etmeniz için, yaratılmış lığınızın şuurunda olabilmeniz için, rızkı verenin Allah (CC) olduğunu anlayabilmeniz için, hayat ne kadar benim deseniz de dört teker üstünde her an sizin başınıza bir musibetin geleceğini müşahede edebilmeniz için biz engellileri görmeye ihtiyacınız var. Çünkü bizler yeryüzünde Allah’ın (CC) canlı ayetleriyiz, bize bakarak ne kadar imkansız olduğunuzu, sahip olduğunuz imkanları verenin verdiği kadar imkâna sahip olduğunuzu başka türlü anlama şansınız yok. Bizleri aradan çıkarıp, görmezden gelince çok zengin olacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu bir,
İkincisi, şunu da bilmenizi isterim ki sosyal devlet olmanın gereği devlet yaşlılarına, engellilerine ve mağdurlarına sahip çıkmak zorunda. Yoksa o devlet devlet olamaz. Nitekim Cumhuriyet tarihi boyunca da bu işler sosyal devlet ilkesince yapılmadı. İlk engelli yasası 1983 de merhum Özal tarafından çıkarıldı ki Allah (CC) ondan razı olsun. Bendeniz doğuştan işitme engelliyim ve irsi olması münasebetiyle iki oğlum da benim gibi işitme engelli. Ben 38 yaşıma kadar engelli sayılmadım hiçbir engelli hakkımdan da yararlanmadım, çalıştım çabaladım, devletime de kuruşu kuruşuna vergimi ödedim. Çocuklarımı da dilenci yetiştirmedim, okuttum adam ettim. Ama sanmayın ki hiç zorlanmadım. Hani siz diyorsunuz ya mazotu zor alıyoruz diye, işte ben de aynen öyle işitme cihazlarını zor alıyorum. Cihazların en ucuzu bin beş yüz liradan başlıyor. Çocuklarım daha iyi imkanlarda okusunlar diye onların cihazlarını daha iyisinden almaya çalıştım. Fiyatını öğrenmek ister misin, 5000 lira. İki kulağa aldığınız da 10.000 lira. Ben de 38 yaşından sonra cihaz kullanmaya başlayabildim ancak. Bir de bunların pilleri var, bir paket pil 10 TL, aylık 10 paket alıyorsunuz her ay 100 TL. 6 ayda bir de kalıpları değişiyor, var gerisini sen hesapla. Ben mi, vallahi de billahi de bütün vergilerimi kuruşu kuruşuna ödüyorum, ispata da hazırım. Bu sadece işitme engellilerde, birde farklı kategoride engelli var. Bi zahmet Ankara’daki engellilere kadar araştırmışsınız bunu da araştırıverin. Engelli serbest kartıma gelince, evet var ama araştırın bakalım kaç defa kullanmışım. İşitme engelli çocuğumdan birisi aynı zamanda epilepsi hastası. Bu nedenle de 20 yaşına kadar benim hep arabam oldu ve sizin otobüslerinizi kullanmadım, çocuklarımda kullanmıyor. Ben de kanuni olduğu için kartı aldım ve fakat çok az ihtiyaç hissettim, çoğunlukla da kullanmadım. Benden daha fazla ihtiyacı olan engelli kardeşlerim varsa onlar yararlansın diye ben kullanmaya hicap ettim. Gördük senin bizden daha çok ihtiyacın varmış, kartımı size göndereyim, güle güle kullanın. Ama engellileri aşağılayıcı, onu kırıcı bir şekilde dilenci gibi görmeye göstermeye hakkınız yok. Eğer suiistimal eden varsa ki mutlaka vardır, bunu da yetkililerle görüşerek gerekli tedbirleri alın, aldırın, hata bizlerde yardımcı olalım. Fakat arada bir çıkabilecek bu tür şahısların yüzünden bütün yaşlı ve engellileri töhmet altında bulundurmak hakkınız da değil haddinize değil. Ben bunu bir hakaret olarak görüyor ve savcılarımızın gereğini yapmasını istirham ediyorum.
Ahmet DEMİRKAYA
