Siyasetin kıyısında köşesinde şöyle biraz dolandım. Siyaseti de, siyasetçiyi de siyasetçiliği de sevmedim, sevemedim. Toptancılık yapıp hepsini de reddetmiyoruz hiç şüphesiz. Siyaset deyince de ülkeyi yönetmeye aday partiler olarak da düşünmüyoruz değil mi?
Siyaset her yerde ama gelin görün ki sadece partiler siyaset yapıyor gibi bir algı var. Partiler görüş birliği yapmış veya yapmayı kabul etmiş kişi ve kuruluşları bir araya toplamaktan ibarettir.
Dinin siyasete alet edilmesi söylemine güldüğüm kadar hiçbir şeye gülmedim desem mübalağa yapmış olmam sanırım. Bağımsız yargı demiyorlar mı gülmekten karnım katılıyor. Ha! Bir de muvazzaf askerler için “apoletlerini sök, gel siyaseten karşımıza çık” diyorlar. Gül gülebildiğin kadar ama Abdülhamit Gül olma. Sahi bugün 1 Mayıs işçi bayramıydı. Sendikalar siyasetin değirmenine su taşımak için herkesten fazla siyasetçidirler. Bu notu da düşmüş olalım buraya.
Demokratik siyasetin cilveleri bunlar. Önce bir yalan uyduracaksın ve bu yalana herkesten fazla inanacaksın, sonrada karşındakileri inandıracaksın. Bu yalanları kimin veya kimlerin uydurduğunu bile unutacaksın. Birbirinizle kavga ediyormuş gibi de yapacaksınız. Değmeyin siyasetin keyfine. Yoksa halkın kendi kendini yönetmesini nasıl sağlarsınız, değil mi yani?
Bütün dini gruplar, cemaatler, tarikatlar siyasetin tam da göbeğinde yer aldıklarını fetö örneğinde gördük. Biz bunları nur cemaati sanıyorduk da nur cemaatleri siyasetin dışındalar mı? Said Nursi’nin siyaseti talebelerine yasakladığını söyleseler de merhum Menderes kendi faaliyetlerine müsaade etti diye hem Menderes’i hem de yıllarca Demirel’i hem desteklediler hem de meclise adam gönderdiler. Tarikatçılara, medyumlara giden siyasetçiler geçmişte çok tartışıldı. Geçelim bunları efendim.
Yargımız da bağımsızdı değil mi? Polis yakalar savcı bırakır, savcı tutuklama talep eder hakim salıverir. Ortalık dolandırıcıdan geçilmiyor ardı arkası da kesilmiyor. Utanmaz adamlar bir de “hayırlı Ramazanlar, hayırlı Cumalar” paylaşımı yapıyor sosyal, pardon siyasal medya hesaplarından diyecektik. Polis ve savcılık nezaretinde kendilerine yeni kurbanlar arıyor din ve siyaset üzerinden çakallar.
Hadi bütün bunları geçtim ya tabanda ailelerin durumu nasıldır sizce? Asıl siyasetin ve siyasetçinin rengini belli eden vatandaşlar yani! Valla burada çıkar ve menfaatler bir de dünya görüşü ağır basıyor. Din de siyasette kurtarıcı olarak imdatlarına yetişiyor. Üstelik mübarek günlerindeyiz, çıkar hocalar berat kandilinde kurtardıkları gibi Ramazanın mübarek yüzü suyu hürmetine bir dua eder kurtarır herkesi. Bizim dolandırıcı boşuna hayırlı cumalar dileklerinde bulunmuyor, gariban ahireti de dünya sanıyor siyaset yapıyorlar kendilerince.
İşte ben bütün bunlara itiraz ediyorum. Herkes her türlü siyaseti yapacak, herkes yanlış yapma lüksünü kendinde hak görecek, herkes zayıf gördüğünü ezecek, herkes bulduğu kazı yolacak ama bütün bunların tek suçlusu olacak, o da RECEP TAYYİP ERDOĞAN. Hiç kimse dürüst siyaset yapmıyor, dürüst siyasetçi aramıyor ama bütün suçu Erdoğan’a yıkmaya kalkıyorlar. Ben de buna itiraz ediyorum. Unutmayın Cumhuriyet kendi kendimizi yönettiğimiz rejimin adıdır.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
