Ülke kızı
Ufuklar karanlık olur mu hiç... Gözyaşlarını bırakır mı yerin yüzü toprağın rahmine, bu kadar acıtabilir mi bade gülleri ellerin. Yaşamak için öl diyor göz bebeklerin. Hani en güzeli beyaz papatyalardı, hani uçurumların üstünde idik seninle ve günlerimiz, güneşe doğru idi neden şimdi..!
Böyle mi bitmeli, bu kadar mı acı olmalı yüreğime vurduğun nağmeli bamteli. Hangi mızrabın kıvrak dansı etkiledi ve hangi beste seni böylesine toprağa yakın tuttu. Hangi ellerin, elleri o masum kalbine böylesi onursuz bir mermiyi utanmadan bıraktı ve onursuzluğu hangi orkestra ile kutladı..
Yaşam bu kadar mı ucuz, bu kadar mı uzak durmalı bize, bizi sadece zorluklar mı sevmeli, badireler her zaman bizi mi bulmalı, neden ey gamzesine yaralandığım ülke kızı. İlla kan, bir toprağı yakmalı mı yani, sadece Azrail yetmez miydi ruhu götürmeye göğün yüzüne . Kim türetti böylesi cinnetleşmiş cellatları
Kimileri değişmez diyor bana, kimileri bilmem.
Özür dilerim cümlelerim gırtlağıma yapışık ikiz gibi, bir yandan kusuyor, bir yandan susuyor. Bu nu yaşamamalıydık biz, bunu hiç kimseler yaşamamalıydı..
Geçen ellerim, hüzünlü toprağının masum kalp atışlarına dokundu, yaşıyordun biliyorum, hala yaşıyorsun ve orada sadece beni bekliyorsun.
Geliyorum gamzesine yaralandığım ülke kızı.
Buralar sevmedi, istemedi seni, benden başkası.
Herkesler senin oraları ıssız ve karanlık sanır, oysaki ben öyle düşünmüyorum bile. Öyle bir düş senin var olduğun tüm geçişleri parlak tutar, Dedim ya ufuklar karanlık olur mu hiç, oluyormuş işte.
Ancak senin yanın, ikinci doğum sancısı, doğmaya beklenen güzel günleri bekliyorsun, ilk günü yanına geldiğim gün olacak biliyorum diğeri.
Diğeri cennette istediğin beyaz papatyaları ellerine verdiğim gün olacak biliyorum.
Seni seviyorum dedim ya.. Gamzesine yaralandığım ülke kızı..
Yaşamak için ölmek mi dedin...! Benim ölmem için yaşamam gerek sevgilim.
Bir daha, bir daha...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.