9178,29%-0,38
39,07% 0,22
44,23% 0,10
4161,68% 0,59
6665,59% 0,47
Posta gazetesi yazarı Işıl Cinmen, tarihi hamama giderek izlenimlerini yazdı;
400 küsur yıllık koca hamamda Hürrem Sultan gibi tek başıma takılıyorum. Bu büyük göbek taşının üzerinde kimler kimler yıkanmıştır, ne dedikodular dönmüş, ne şamatalar yapılmış, ne şarkılar söylenmiştir acaba diye düşünüyorum. Dakikalar geçiyor, sıcak iyice bastırıyor ama dayanmam gerek. Toksinlerimden tamamen kurtulmalıyım, yazın üzerime yapışanlardan arınıp sonbahar için ışıl ışıl olmalıyım. Evin banyosundaki 'yıka ve çık'lar insanı böyle temizleyemez ya, külhanın sıcağına katlanmalıyım! Derken natır (kadın tellak) geliyor.
"ÜÇ GÜNDÜR GELEN İLK KİŞİ SENSİN"
Var gücüyle keseyi sırtıma basarken, bir taraftan söyleniyor: "Kimse gelmiyor artık biliyor musun? Eskiden bir günde tek başıma 25-30 kişiyi yıkadığım olurdu. Üç gündür gelen ilk kişi sensin..." Birden kendime geliyorum. Çok değil, daha üç yıl önce yıkanmak için en az yarım saat sıra beklemiyor muydum ben burada?
"TURİST GİTTİ, HAMAM BİTTİ"
Nerede herkes? Bombalar, sonra 15 Temmuz... Turist gitti, hamam bitti" diyor. Köpükler içinde şaşakalıyorum; "Bu kadar zevkli ve güzel bir geleneği yaşatmak için turistlere neden ihtiyaç olsun ki? Onlar yoksa biz varız" diyorum. "Hamamın ne kadar eğlenceli ve yararlı olduğunu insanların hatırlaması gerek. Gelin sizinle bir röportaj yapalım; hem de burada, göbek taşının üzerinde!"
"ESKİDEN 5 BİN KAZANIYORDUM"
Gülşah Seviş 20'li yaşlarının başından beri natır, şimdi 40 yaşında. "Bu iş aile yadigârı. Annem de, anneannem de, onun annesi de tellaktı. Yedi kuşaktır bu mesleği yapıyoruz. Kasımpaşa'nın Bedrettin Mahallesi'ndeniz. Bizim orada kadınlar tellaklık yapar. Bütün keseciler bir mahalleye dolmuş gibi düşün" diyor.
Sabah 7.30'da mesai başlıyor, duruma göre bazen gece 11'e kadar sürüyor. Ama ne şanslı ki; işini çok seviyor: "İnanır mısın bilmem, hayatta hiç başka bir şey olmak istemedim, keseci doğmuşum anamdan" deyip kahkahayı basıyor. İki yıl öncesine kadar kazancı da gayet iyiymiş, bahşişlerle birlikte ayda beş bini buluyormuş ama şimdi 2 bin lira zar zor geçiyor eline...
35 KİŞİDEN 11 KİŞİ KALDI
"Daha geçen yıl burada 35 natır çalışırdı, şimdi kaldık 11 kişi... Biz yıkadığımız müşteri kadar kazanırız, müşteri gelmeyince keseciler de çaresiz başka iş aramak zorunda kaldı" diye anlatıyor. Muhteşem Yüzyıl Hürrem Sultan zamanında epey bir hareketlenme yaşanmış hamamlarda. "Kadınlar diziyi izleyip toplanıp geliyordu, o hafta hamam sahnesi varsa 'Yaşadık' diyorduk. Demek ki hamama gelmeyi seviyorlar, görünce istiyorlar ama sonra unutuyorlar mı nedir?" diye soruyor.
15 GÜNDE BİR HAMAMA GİDEN GÜZELLEŞİR
Annesinin zamanında Türkiye'deki evlerde genelde banyo olmadığı için hamama gitmenin bir zorunluluk olduğunu anlatırken ekliyor: "Zorunluluktu ama aynı zamanda faydalı bir alışkanlıktı. Şimdi herkes beş dakikada evde duş yapıp temizleniyor. Tam temizlik öyle olmaz.
Duş almak, evde yapılan günlük temizlik gibidir; hamam ise boya badanadır! Su insanı açar, stresini alır, aklını boşaltır. 15 günde bir düzenli hamama gelen kişinin kan dolaşımı hızlanır, selüliti azalır, kirler gidince gözenekleri temizlenir, bağışıklık sistemi güçlenir, cildi güzelleşir, gençleşir. Binlerce liralık o kremler yapamaz bunları, daha ne olsun!"