Malumdur ki, Sultan Süleyman ( Süleyman Peygamber a.s) Saltanatı ve ihtişamı ile dillere destandı. Öyle bir saltanatı vardı ki, rüzgara bile hüküm eder gideceği yere rüzgar ile giderdi. Başı ağrısa otlara, bitkilere sorardı hanginiz  ağrıya karşı şifalısınız derdi.
Evet karıncalara, cinlere kısacası o zamandaki tüm varlığa hüküm ederdi. Rabbim öyle bir saltanat vermişti Hz Süleyman’a. Tabi bu saltanatın var olma sebebi de vardı. Neydi bu sebep? Rabbimiz Hz Süleyman’a sordu; ilim mi istersin zenginlik mi?
Tabi bu ilimin içinde hidayet , feraset, dirayet ve şuur vardı. Peygamberlerin tamamında vardır bu özellikler ama Sultan Süleyman, sunulan bu şey onda olmadığı için değil ziyade edilmesi içindi. Hz. Süleyman ilmi seçti. ‘Ya Rab bana seninle olmak sana kulluk etmek seni tanımak seni öğrenip öğretmek yeter’ dedi.
Bunun üzerine Allah peki madem öyle istiyorsun onları verdim zenginliği ise hediye ettim buyurdu. İşte bizler buradan şunu anlamalıyız seçim yapacağımız zaman Allah’ın rızasına uygun bir şeyleri seçersek, Allah bize kendi rızası için vazgeçtiğimiz ne varsa mutlaka bize onun ödülünü verecektir.
Rüzgarlara dahi hüküm ettiren Allah ve Süleyman kuluna böyle lütufta bulunan Allah (CC) elbette Ali , Veli, Ahmet, Ayşe kullarına da bu nimetleri verebilir. Kendi rızası için iş yapanları ve gene kendi rızası için dünyanın yalanından dolanından haramından uzak duranları mükafatlandırır.
Ne zenginler geldi geçti kimse bir çorap dahi götüremedi. Ama selim bir kalp ile salih ameller ile yaptığı iyilikler ile göçenler ahiret  çuvalını tıka basa doldurdu ve kimin sevabı günahına üstün gelirse işte onlar kurtulanlardandır ayetine mazhar oldu.
Her gün dünyalık şeyler her gün iş, aş ve dünya telaşına vakit ayırmaktansa bizlerde Rabbimizden hidayet, feraset, dirayet ve şuur isteyip hem dünyamızı hem de ahiretimizi kurtarsak ne güzel olur değil mi? Neler yapmalıyız? Biz niye var varız? Ve ne olacağız bunu düşünüp idrak ederek gereğini yaparsak işte kurtulanlardan ve felah bulanlardan oluruz.
Aksini düşünmek bile istemiyorum.. Evet madem bu dünya bize de kalmayacak madem dünyanın derdi bitecek o zaman ben deli olayım dünya benim kahrını çeksin demektense ben akıllı olayım cennet benim hasretimi çeksin diyelim. Zira Efendimiz (Sav) akıllı Müslüman odur ki, ahiretini kurtarandır buyurmuştur. Hani para nasıl gelir nerden gelir hangi uyanıklığı yapayım demek yerine hangi sevabı nerden nasıl kazanırım demek daha da uyanıklık olur.