9180,22%0,03
39,10% 0,02
44,51% 0,73
4166,87% 0,83
6650,48% -0,06
Hollanda'da, Türkiye'ye karşı küstahça tavrın takınılıp tarihi bir rezaletin yaşandığı Rotterdam kentinin belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 2005'den beri 'kardeş şehir' olduğu ortaya çıkınca 12 yıllık anlaşmanın sonlandırılıp sonlandırılmayacağı merak konusu olmuştu. Beklenen çıkış Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi. Afyonkarahisar'da toplu açılış törenine katılan Erdoğan, "Rotterdam Belediye Başkanı, İstanbul'la da kardeş şehirlermiş. Dün akşam Başbakanımıza söyledim, 'Hemen İstanbul Belediye Başkanımıza söyleyelim, tek taraflı olarak bunlarla o kardeşlik akdini bozsun. Zira bizim bu tür insanlarla kardeş şehir olmamız mümkün değil." dedi.
Erdoğan, Avrupa gazetelerinin hayır manşetlerine de çıkıştı. "Diktatör Erdoğan'a 'hayır' diyorlar. Bunun benim şahsımla alakası yok ki. Erdoğan'la ne alakası var. Burada bir sistem değişikliği yapılacak. Yarın bu ülkede Başkanlık seçiminde kim öle, kim kala! Hangi kişi seçilir, seçilmez. Bunu kimse garanti edebilir mi? Ama bunların demokrasi anlayışı bu." dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
"16 NİSAN'DA BATI'NIN OYUNLARINI BOZMAYA VAR MIYIZ?"
"Partimizi kurduğumuzda Afyon'dan yola çıkardık. Zaferin merkezinden yola çıkılmazd anereden çıkılır? NYeni zaferler için yaklaşık 1 aylık süreçte kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Batının oyunlarını bozmaya var mıyız? Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde yüzde 65'lik bir oy oranıyla bu kardeşinize verdiğiniz desteği unutamam. 15 Temmuz'da dimdik durdunuz. Sizlere şükranlarımı sunuyorum. Afyon kadınıyla, erkeğiyle dimdik ayakta durdu. Terör örgütlerine karşı içeride ve dışarıda yürüttüğümüz mücadelede bizi desteklediğiniz için teşekkür ediyorum. Afyon terörle mücadelede şehitler verdi. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
"SINIRLARIMIZ İÇİNDE DIŞINDA BEDEL ÖDÜYORUZ"
Bu tablo 1922'de Büyük Taarruz'a evsahipliği yapmış Afyonkarahisar'ın istiklal ve istikbal mücadelimizde hala en ön saflarda olduğunu zaten ispatladınız. Büyükkalecik'ten Kocatepe'ye giden yol üzerindeki Kurtkaya'da bulunan Yüzbaşı Agah Efendi Şehitliği'ni biliyorsunuz değil mi? Peki kimdir bu Yüzbaşı Agah Efendi? Yüzbaşı Agah Efendi emrindeki 250 kişiyle 2 bin 500 kişilik düşmanı imha eden bir kahramandır. Yüzbaş Agah Efendi, üsteğmeni askeriyle birlikte şehit olmuştur. Bu topraklar yıllardır kanla ve terle yoğrula yoğrula bizim vatanımız olmuştur. Bugün de büyük Türkiye için, güçlü Türkiye için, müreffeh Türkiye için verdiğimiz mücadelede pekçok bedel ödedik, ödüyoruz. Terör örgütleriyle mücadelede bedel ödüyoruz. Sınırlarımız dışında yürüttüğümüz operasyonlarda bedel ödüyoruz. Ekonomimize yapılan saldırılarda bedel ödüyoruz. Avrupa'da atlarıyla, itleriyle, kinleriyle, nefretleriyle vatandaşlarımıza karşı saldırılarda bedel ödüyoruz.
"ATLARIN, İTLERİN SAHİPLERİNİN NE YAPILACAĞI ORTAYA ÇIKACAK"
Şimdi Hollanda'da seçim var. Atların, itlerin sahiplerinin ne yapılacağı ortaya çıkacak. Bunların medenilikle, modern dünyayla alakası yok. Bunlar Bosna-Hersek'te 8 bine aşkın Bosnalı müslümanı katledenlerdir. Bunların cibiliyetini biliriz. Ama bunlar ne yazık ki, hala medeni olamamışlar. Modern olamamışlar. İnsanlıktan nasibini alamımışlar. İşte o akşam da düşünün, Türkiye'nin bir bakanı, bir bayan bakanı oraya geliyor. Nereye geliyor? Kendi konsolosluğuna ve kendi kendi konsolosluğuna gelerek vatandaşlarıyla buluşacak. Bunun herhangi bir izne tabii diye bir şey yok. Kendileri Avrupa'nın değişik yerlerinde seçim kampanyaları yapıyorlar. Geç bunları. Hayır kampanyası yapmak üzere Hollanda, Almanya, İsveç, Danimarka'ya gelen PKK terör örgütü temsilcilerine, onların yandaşlarına ve onlarla beraber hareket eden Türkiye'deki Barolar Birliği Başkanı'na müsaade ediyorsunuz. Peki Türkiye'nin bakanına niçin kapıları kapatıyorsunuz? Rotterdam Belediye Başkanı İstanbul'la da kardeş şehirlermiş. Dün akşam Başbakanımıza söyledim "Hemen İstanbul Belediye Başkanımıza söyleyelim, bunlarla o kardeşlik akdini bozsun"
"BUNLAR GAZETELERİN BAŞLIKLARINI TÜRKÇE ATIYOR"
Bizim bu tür insanlarla kardeş şehir olmamız mümkün değil. Oradaki gazeteler başlıklarını Türkçe atıyor. Diktatör Erdoğan'a 'hayır' diyorlar. Bunun benim şahsımla alakası yok ki. Erdoğan'la ne alakası var. Burada bir sistem değişikliği yapılacak. Yarın bu ülkede Başkanlık seçiminde kim öle kim kala! Hangi kişi seçilir, seçilmez. Bunu kimse garanti edebilir mi? Ama bunların demokrasi anlayışı bu. Tüm dergilerinin kapaklarında bu konu var. Televizyonlarında gece gündüz bu konu tartışılıyor. Sokaklarında ülke ve milletimize hakaretler içeren kıyafetlerle hayır karnavalları düzenleniyor. Hilal ve yıldız arasına beni karikatürize etmişler ve altında da ne yazık ki, bakıyorsunuz Türkiye'den bazı gazeteler. Bakıyorsunuz bölücü terör örgütünün yayın organları. Bakıyorsunuz solu destekleyenler. FETÖ'nün yayın organı. Bunlar da altında...
"BUNLAR 2,5 SAATLİĞİNE OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN ETTİ"
Hayır diyenlere tüm kapılar sonuna kadar açık. Ama evet derseniz polisiyle, atıyla, itiyle insanlık dışı bir duvar buluyorsunuz. Kendi konsolosluk binasında toplantı yapmak isteyen bir hanımefendi bakanımızı engellemek için bir belediye 2,5 saat olağanüstü hal ilan ediyor. Türkiye'de Bakanlar Kurulu kararıyla olağanüstü hal ilan ediyoruz. Türkiye'yi ziyaret eden Batılılar "Bu olağanüstü hal ne kadar sürecek?" diyorlar. Size ne? Oradaki vatandaşlarımızın toplantı hürriyetini engelliyor. Ellerinde silah değil sadece bayrak var. Buna bile tahammül edemiyoruz. Hatta sonradan öğreniyoruz ki, polislerine vur emri dahi vermişler! Karşınızda hepi topu bir kadın bakan ve yanında çoğunluğu kadın olan 3-5 kişilik ekibi ve birkaç koruma görevlisi var. Bunlar için olağanüstü hal ilan edilir mi, polise vur emri verilir mi?"