9177,7%-0,39
39,08% 0,26
44,16% -0,06
4136,44% -0,02
6654,77% 0,31
Sefalet Ücreti Değil, İnsanca Yaşam Ücreti!
İnsanca Yaşayabilecek Ücret, İnsanca Çalışma Koşulları Ancak Halkın İktidarında Gerçekleşecektir!
Değerli Halkımız;
Dünyayı kasıp kavuran Kovid-19 pandemi döneminden geçiyoruz.
İşçi haklarının en fazla gasp edildiği şu pandemi günlerinde, 2021 yılının sonuna kadar geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” görüşmeler yapıyor.
15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu kimlerden oluşuyor?
Çalışma Bakanlığından 5 üye, TİSK’ten (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu) yani işverenlerden 5 üye, TÜRK-İŞ’ten (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu) 5 üye var komisyonda. Ancak 15 kişilik komisyonda İşçi Sınıfını gerçek anlamda temsil eden kimse yoktur.
Sosyal Sigortalar Kurumunun (SGK) verilerine göre kayıtlı işçilerin %43’ü asgari ücretle çalıştırılmaktadır. Bu komisyondan işçilerin, emekçilerin lehine bir sonuç beklemek en hafif deyişle hayaldir.
Değerli Halkımız;
Kovid-19 pandemisiyle birlikte DİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ’in talebiyle AKP’giller sendikal faaliyetleri askıya aldı. Torba yasalarıyla işçilerin kazanılmış hakları bir bir yok ediliyor. Ücretsiz izin düzenlemesiyle 2 milyonun üzerinde işçi 1.168.00 TL’ye mahkûm edildi.
Bu süreçte, kısa çalışma ödeneği adı altında, 4 milyonunun üzerinde işçi, ücretinin ancak %60’ını alabilmiştir. Böylelikle emekçi halkımızın gelirleri düşüyor, daha çok yoksullaşıyor.
Ücretsiz izin ve kısa çalışma ödeneği için işçilere ödenen ücretler, işçilerin birikimi olan İşsizlik Fonundan ödeniyor. Aynı fondan Parababalarına teşvikler veriliyor, vergileri ödeniyor. Yani İşsizlik fonu Parababaları tarafından yağma ediliyor.
AKP’giller sözde işten çıkartmayı yasakladılar. Ama sendikaya üye olduğu için işçiler işten çıkartılmaya devam ediyor.
İşten çıkartmanın yasaklanması bir aldatmacadır!
Yapılan bir düzenlemeyle Kovid-19 nedeniyle oluşan hastalıklar meslek hastalığı ve iş kazası olmaktan çıkartıldı. Böylelikle özellikle işçilerin, karantinaya alınması gereken işyerlerinde çalışmasının önü açıldı ve bu salgın nedeni ile kalıcı hastalığa yakalanan veya vefat eden işçilerin yakınlarının gelir ve tazminat talep etmesi engellendi.
Değerli Halkımız,
Asgari ücret, çalışanlara ödenmesi zorunlu olan en düşük ücret demektir. İşçilere işgücünü satmaları karşılığında ödenen ve işçinin; temel gıda, barınma, sağlık giyim, ulaşım, kültür gibi temel gereksinimlerini asgari düzeyde karşılayabilecekleri ücret anlamındadır. İşçilerin alacağı bu ücret, insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyini karşılamalıdır. Bu husus İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de yer alır. Asgari ücretin tanımı da budur!
Emekçi Halkımızın, asgari yaşam koşullarına ve olanaklarına ulaşamaması bir insan hakları ihlalidir!
Yani ülkemizde diğer onlarcasıyla birlikte bir de bu anlamda insan hakları ihlali vardır.
18 yıldır ülkemizin ve halklarımızın başına ABD ve AB Emperyalistleri tarafından musallat edilen Tefeci-Bezirgân Sermayenin temsilcileri AKP’giller Hükümeti, asgari ücreti anlamından çok çok uzaklaştırmıştır. AKP’giller iktidarı ile asgari ücret, emekçi halkımız için açlık, yoksulluk ve sefalet ücreti olmuştur.
Ama şu gerçeği de unutmayalım: Emekçi Halkımıza yaşatılan bütün bu acıların sebebi ve suçlusu, AB-D Emperyalistleri ve yerli satılmışların yarattığı Kanser Düzenidir!
Değerli Halkımız;
Türkiye İstatistik Kurumuna Göre (TÜİK) AKP’giller’in iktidarında 50 binin üzerinde kişi hayatına son vermiş ve bu intiharların büyük çoğunluğu ekonomik sıkıntılar, borçlar, geçinememe sebebiyle gerçekleşmiştir.
Son bir yılda gıda harcamalarına %50, elektriğe %49,6, doğalgaza %53,8 oranında zam yapıldı. Böylece yoksul halkımızın, İşçi Sınıfımızın geliri yarı yarıya düşürüldü.
2020 Kasım ayı araştırma sonucuna göre; dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması tutarı 2.516 Lira 67 Kuruş. Yoksulluk Sınırı 8.197 Lira 62 Kuruş. Evli olmayan-çocuksuz bir çalışanın “yaşama maliyeti” ise aylık 3.073 Lira 63 Kuruş olarak hesaplandı. 2019 yılı Asgari Ücreti bundan önceki yıllarda olduğu gibi Açlık Sınırının bile altında kaldı.
Değerli Halkımız;
Partimizin Programı’nda İşçi Meselesi başlığı altında Ücret konusu şu şekilde çözümlenir:
“Asgari ücret normal geçim endeksinden aşağı düşmeyecek. Günümüzde uygulanmakta olan asgari ücretin böylece 4 mislinden fazla bir artış sağlanmış olacak. Normal geçim endeksi de üretimimizin verimindeki artışa paralel olarak yükseltilecek.”
Halkın Kurtuluş Partisi olarak, asgari ücretin olması gereken tutarı bugünkü yoksulluk sınırının; 8.197,00 TL’nin altında olmamalı, en az 8.500,00 TL olması gerektiğini savunuyoruz. Bunun altında tespit edilecek olan her tutar, sefalet ücreti olmaya mahkûmdur. Bu tutarın altında kabul edilen her tutar Emekçi Halkımıza ihanettir.
Diyecekler ki, nereden bulacağız bu kaynağı?
Kaynak belli: Emekçi Halkımızın yarattığı değerlerin, sayısı 500’ü bulan Finans-Kapital zümresine, sayısı 3 bini bulan Tefeci-Bezirgânlara akışını kesip, Emekçi Halkımıza geri verdiğimiz zaman müthiş bir kaynak patlaması ortaya çıkacaktır. Tıpkı bir yanardağ patlaması gibi…
Değerli Halkımız;
İşte bunu yaratacak olan Halkın İktidarıdır.
İnsanca yaşanacak bir ücrete, insanca yaşanacak bir ortama ancak ve ancak Halkın İktidarında kavuşulur.
Omuz verin yıkalım bu kanser düzenini!
Gelin saflarımıza, alalım hakkımızı, yıllardır hakkımızı yiyen Kanser Düzeninin yaratıcılarından ve yürütücülerinden.
Sefalet Ücreti Değil, İnsanca Bir Yaşam İçin!