Evet bugünkü yazımızda ahlaksızlığın nasıl yaygınlaştığı ve nasıl kalplere etki ettiğine dair paylaşım yapmak istiyorum.
Evvela şunu belirtelim ki herkesçe malum olan bir gerçek var. Bu gerçek İslam ile yaşandığında ahlaksızlıkların, arsızlıkların, hırsızlıkların ve benzeri tüm kötülüklerin kayıp olacağıdır.
Ama bildiğimiz halde yaşamamak ve bu fuhşiyatın içine düşmek ,göz göre göre hem dünyamızı hem de ahiretimizi köreltmek niye?. Bildiğimiz bir gerçeği niye yaşayamıyor ve niye kayıp ediyoruz?
Şeytan her zaman insanlara kötülüğü emretmiştir. Hep kötülüğe teşvik etmiştir. Bu nedenle insan şeytan ile olan savaşını genelde kayıp etmiştir. Doğru olanları değil de yanlış olanları yapmıştır. Hani hepimizin dediği gibi şeytana uydum veya nefsime yenildim hesabı.
Peki ahlak bozulması ile dini vecibelerin bir alakası var mıdır? Tabi ki vardır. Mesela şöyle bir yüzeysel bir göz atalım dinimize. İçki ve uyuşturucu yasak edilmiş. Bakınız kazalara, tecavüzlere, cinayetlere, hırsızlıklara vs vs hepsinde içki ve uyuşturucunun etkisi ne kadar? Peygamberimizin buyurduğu gibi içki kötülüklerin anasıdır.
Ha keza eğitimsizlik, ilimsizlik almış başını gitmiş. Kuran’da bihaber bir nesil ve bir toplum olmuşuz. İlim su gibidir insana hayat verir. Ruhunu diri tutar ,kalbini diri tutar ve manevi desteğin olur mücadeleci bir kişiliğin olur. Ama ilim yoksa amelinde, mücadelenin de önemi yok olur çünkü insan neyle mücadele edeceğini bilemez nasıl mücadele edeceğini bilemez.
Kalplerin bozulup ahlaksızlıkların yoğunlaşması ise, haram yemeye, haram içmeye ve haram işler yapmaya bağlıdır. Zira Efendimiz (Sav) buyurdu ki, Haramla beslenen insanın kalbinden iyilik sudur etmez. Yani o kişinin içinden iyilik etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zikir yapmak, Kuran okumak gibi iyi işler gelmez.
Çünkü haram kalbi öldürür. Kalp ölünce beyinde ölür artık ne iyi düşünce nede iyilik yapacak bir beden olmaz. Dolayısı ile bunlardan mahrum olanı da şeytandan ve nefsinden kimse koruyamaz zira kul Allah’ın yardımından uzak kalmıştır.
İşte tüm bu dini vecibelere bakıldığında anlıyoruz ki, dini vecibeler ve ilahi yardımlarla pişmeyen kalp ve gelişmeyen maneviyat olmayınca kulun yapacağı şey şeytana yenilip her türlü şeytanlığa düşmek oluyor. Ahlaksızlığın önüne geçmenin tek yolu Allah’a ve Resulüne itaat yani dini yaşamaktır.
