Musa KARTAL

Musa KARTAL

YAKAMOZ

A+A-
YAKAMOZ
 
Yaşama dair her kaygı, aslında her bireyde oluşan duygusal fay hatlarıyla izah edilebilecek temel argümanlarından biridir. Toplumlar, kendi bireylerini yetiştirmek ve bireylerin temel karakteristik özelliklerini oluşturmakla mükelleftirler. Bu anlamda dünyanın her yerinde değişik eğitim sistemleriyle ideal olan bireyler yetiştirme arayışına girilmiş ve bu alanlara ciddi yatırımlar yapılmıştır. Peki ideal bireyler yetiştirme hedefine kilitlenen dünya, bu alanda hangi referansları dikkate almıştır?
 
gibi cevaplanması elzem olan bir soruya muhatap olmaktan da kurtulamamıştır. Beşeri referanslara sadakati esas alan toplumlar dünya cenneti vaadi ile hipnoz ettikleri bireyleri dünya cennetine kavuşmaları için birer terminatör (yok edici) olmaya zorlarken, İlahi referansları esas alan toplumlar da mistik bir anlayışla kendi bireylerini yok edicilere karşı var olma azmi ve karşı koyma mücadelesinden uzaklaştırmışlardır.
 
Güçlü toplumlar kuşkusuz kendini iyi yetiştirmiş bireylerin oluşturduğu toplumlardır. Her toplum kendi bireyine kendisinin pin kodunu vermek zorundadır. İçinde yaşadığı toplumun pin kodunu çözemeyen bireyler kendi toplumsal götürülerek oradaki başarılı çalışmalar kendilerine gösterilir, çalıştıklarında nasıl dünyaya kafa tutabilecekleri kendilerine anlatılır. Daha sonra aynı öğrenciler Hiroşima ya götürülür ve atom bombası ile çalışmadıkları zaman nasıl yok edilecekleri kendilerine anlatılır. İşte bunun adı şoklamadır.
 
Kendi medeniyet değerlerine yabancılaştırılan bireyler ithal ve sanal değerlerin kucağında yok olmaya ve itibarsızlaşmaya mahkûmdurlar. Her geçen gün yozlaşan toplumumuzun bu yozlaşmasının altında yatan temel faktör kendi medeniyet değerlerinden uzaklaşan eğitim sistemidir Her alanda güçlü rezervlere sahip bir toplum olarak kısır döngüden kurtulmadıkça ve kendi medeniyet değerlerimizle barışıp özümüze dönmedikçe ve buna paralel olarak kendi özgün aydınlarımızı yetiştirmedikçe terakki (gelişme)olmayacaktır.
 
Mevlana’nın pergel örneğinde olduğu gibi bir ayağı kendi medeniyet değerlerinde sabit; diğer ayağı ile tüm dünyayı dolaşan bireyler yetiştirmedikçe bir fanusun içinden çıkmamız mümkün değildir. Eğitim sistemimizi bu fay hattından kurtarabildiğimiz ölçüde kaygısızı az bireyler yerine kendine özgüveni yüksek bireyler yetiştirebileceğimiz unutmamalıdır. Düşürüldüğümüz yerden kalmak ümidiyle…
 
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.