Sayın Erdoğan’a sormak lazım ülkeyi kim yönetiyor? Siz mi yönetiyorsunuz Bahçeli mi?”

Siz mi yönetiyorsunuz Bahçeli mi?”

Davutoğlu, dün partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, Bülent Arınç’ın Demirtaş ve Kavala ile ilgili sözleriyle ilgili, “Televizyona çıkıp Sorosçu Osman Kavala ile terörist Demirtaş’a güzellemeler yapması kelimenin tam anlamıyla çarpıklık, hatta ahmaklıktır” ifadelerini anımsatarak şöyle konuştu:

“Arınç herhangi birisi değil TBMM başkanlığı yapmış her şeyden önce ve bu vasıfla yüksek istişare kurulunda bulunuyor. Yoksa AK Parti kimliği ile orada bulunmuyor. Bu vasıfla bir insanın fikrini beyan etmesinden daha doğal bir durum yok. Bu fikre katılırsınız katılmazsınız ama bu fikrin bir anda fitne, terörist suçlamaları gibi en ağır suçlamara muhattap kılınmaz. Öyle bir noktaya geliyor ki bugün Sayın Bahçeli, dün bana da yönük olarak sert ifadeler kullandı.

Bahçeli’nin bu eleştiriler dışında yaptığı bir rol var bu da AK Parti’li bakanları ilgilendiriyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtikten sonra son 2 yıldır kimin istifasının durdurulacağına, kimin istifasının kabul edileceğine, kimin istifa etmesi, kimin yargılanması ya da yargılanmaması gerektiğine nihai kertede Sayın Bahçeli karar veriyor. Sayın Bahçeli çok rahat bir köşede şimdi sorumluklar Erdoğan’a ait. Yasaklar, yolsuzluklar var mı? Erdoğan’a ait. Yoksulluk mu var? Evet biz ekmek asarız ama sorumlu Erdoğan deyip köşesinde. Bu çıkacak diyor infaz yasasında çıkmasını istediği kişiler çıkıyor.

Şu istifa edecek diyor Bülent Arınç gibi eski bir Meclis Başkanı, Yüksek İstişare Kurulu’ndan istifa ediyor. O zaman Sayın Erdoğan’a sormak lazım ülkeyi kim yönetiyor? Siz mi yönetiyorsunuz Bahçeli mi?”

Türkiye’de ve o günden bugüne en düşük Türk lirasına sahibiz

Mikro ekonomik dengelerle halkın gerçekte yaşadığı tabloyu incelediğinde vatandaşın çok zor durumda olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Gelişmekte olan ülkeler arasında en kötü performans Türkiye’de. Kimse bunu pandemiye falan bağlamasın bütün ülkeler aynı şartlardan geçiyor ve Türkiye kaybediyorsa buna bakmak lazım. 1994’de reel efektif döviz kuru değerlendirmesine geçti Türkiye’de ve o günden bugüne en düşük Türk lirasına bugün sahibiz biz. Birinin bunun hesabını vermesi lazım” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomide yaşanan görev değişimlerinin ardından faizlerin artacağını belirterek, “Acı reçete uygulayacağız” sözlerini anımsatan Davutoğlu şöyle konuştu:

“Bugün iktidara gelmiş olsaydık acı reçeteyi Beştepe’nin harcamalarına uygulardık. Cumhurbaşkanlığından başlayarak ilk yapacağım iş bütün protokol maliyetleri minimuma indiririm, itibar dediklerimiz dışında bütün uçakları satışa çıkarırım. İhtiyaç olduğu kadar 1 uçak yeter bugün. Bütün harcalamaları durdurur, hiçbir iş yapmadan danışmanların tümünü kadrodan çıkarırız, gerçekten danışmanlık yapacak olanların iş tanımlarını yapar ona göre ücret öderdik. Devletin 1,2 uçağı olabilir ama şimdiki durumu ben de bilmiyorum ben bıraktığımda bu ölçekte değildi. Bıraktığım dönemdeki ölçek dahi benim için fazla gelen bir ölçekti.”

Oralarda boş odalarda bomboş danışmanlar oturuyor

“O anda imkanınız olmuş almış olabilirsiniz ama şuanda halk ızdırap çekerken bunlar yanlış şeyler. Tasarruf tedbirleri bağlamında bugün iktidara gelsem Ankara-Eskişehir yolundaki bütün kamunun kira ödediği bakanlıkları çıkarır hepsini Külliye’ye alırdım. Çünkü oralarda boş odalarda bomboş danışmanlar oturuyor. Onun yerine bakanlıkları oraya yerleştirir ama kendim Beştepe’de oturmazdım. Gider Çankaya’da Atatürk’ün ve tarihin mekanında otururdum. Beştepe’deki bütün odaları bakanlıklara tahsis eder, kirada olan bütün bakanlıkları çıkarırdım. Bakanlıkların kiralarının neler olduğunu ben biliyorum. Bir takım müteahitlerin o kiralar üzerinden kar elde ettiklerini de biliyorum. Beştepe’nin ilk yapılış gerekçesi başbakanlık ve bakanlık binalarını oraya taşımaktı ama orada hiçbir bakanlık yok şuanda. Devletten 4 maaş alanların hepsinin maaşını keserdim. 1 maaş dışında maaş almayı yasaklardım. Devlete verilen bütün hediyeleri hazineye aktarırdım. Bütün bunlar vatandaşta şu güveni uyandırır, acı recete ise önce cumhurbaşkanı kendisinden uyguluyor der.”