Önümüzdeki hafta malumunuz mübarek Ramazan ayı başlıyor.

O nedenle her yıl alışık olduğumuz iftar yemeklerinden bahsetmek istiyorum bugün.
Aslından bahsetmekten ziyade, vicdanları zedeleyen meselelere değinmek istiyorum.
Bu konuyu her yıl elimden geldiğince, dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyorum...
Bölgemizde her yıl kamu kurumları, çeşitli kuruluşlar, iş adamları, kentin etkin isimleri iftar yemekleri düzenliyor.
Biraz ağır olacak ama, "Körler sağırlar birbirini ağırlar" misali bu iftar yemeklerinin bir çoğunda aynı kişiler ağırlanıyor.
Sözde 'sevap' amaçlı tertip edilen iftarlarda bir akşam o partinin yemeğine gidiliyor, bir akşam o kişinin yemeğine iştirak ediliyor, bir akşam da şu odanın iftarında buluşuluyor.
Ve ramazan boyunca her akşam devam eden iftarlar yerel basında çarşaf çarşaf yer alıyor.
O kişi şöyle iftar verdi bu kişinin iftarı şöyle geçti. Vs. vs.
Hayır işlemek, sevaba girmek için tertip edilmesi gereken iftar yemekleri ne yazık ki bölgemizde 'şov' amaçlı olarak kullanıyor.
Belki bazı kişi, kurum ve kuruluşlar bu amaçla değil yıllardır devam eden yanlış geleneğe ayak uydurarak, onlarda aşağı kalmamak, rakiplerinin arkasına düşmemek için bu iftar yemeklerini tertip ediyor.
Ancak bilinmesi gerekir ki; iftar verilecek ise öncelik yoksul kesim olmalıdır. 
Yoksul kesime iftar vermek yerine her akşam elit tabakaya iftar vererek şov yapmanın hayır hasenat ile alakası yoktur.
Benim şahsi görüşüm; aksine bu şekilde sevap yerine kişiler israfta bulunarak günaha girmektedirler bence. Ki bu şatafatlı iftar yemeklerinde israf edilen yemeklerin haddi hesabı yok!..
Gazetelerden takip edin. Önümüzdeki günlerde gazete sayfalarında üzeri tıka basa dolu yemek masaları göreceksiniz. İşte bu yemeklerin çoğu çöpe gidecek. 
Diğer tarafta ise yine yoksul insanlar bir kuru ekmek ile iftarını açarak karnını doyurmanın hazını yaşamaya çalışacaktır.

Gelelim belediyelerimizin o meşhur iftar sofralarına. Bir çoğunuz bilirsiniz o manzaraları. Belediye başkanı, başkan yardımcıları, ilçe başkanları vatandaşa şirin gözükme adına ellerine alırlar kepçeyi yemek dağıtırlar. 
Bu şekilde iftar yemeklerine karşıyım. İnanın amacına, maksadına uygun bir davranış sergilenmiyor. Sokak aralarında uzayan uzun kuyruklara hiç yabancı değiliz. 
Belediyelerimiz tarafından verilen bu iftar yemekleri garibanı doyurmak değil de biraz şova yönelik. 
Ben bu iftar yemeklerinden yardıma muhtaç, evinde bir tas çorba bile kaynatamayan ailelerin yararlandığına inanmıyorum. Açıkçası o manzaraları da göremiyorum. Bu köşeden belediye başkanlarına ve bu iftar yemeklerini düzenleyen birim müdürlerine açık çağrıda bulunuyorum;
Bu şova yönelik iftar yemeklerini vereceğinize o yemeklerle birlikte fakir sofralarına konuk olun. Onlarla birlikte yer sofrasına oturarak iftarınızı açın.
O zaman Ramazan ayının asıl maksadını yerine getirmiş olacaksınız...

TAVSİYE
Son olarak STK'lara, belediyelere ve iş adamlarına bir tavsiyem olacak;
Bu yıl Ramazan ayında şatafatlı iftarlar yerine fakir sofralarına oturun (reklam yapmadan), ya da oralara harcadığınız paraları yine ihtiyaç sahibi insanlara aktarın. 
Tabi yine tekrarlamakta yarar var. 
Tüm bunları Peygamber efendimizin de buyurduğu gibi; 'Sağ elin verdiğini sol el görmemelidir' hadisi şerifine uygun olarak yapmaya gayret edelim.
Tabi yaparsanız...