Kamuoyunda yeni gündeme gelen ve sendikalar tarafından şiddetle karşı çıkılan özel istihdam büroları ortalıkta dolaşan asılsız iddialarla milletin kafasını bir hayli karıştırıyor. İçeriğini ve kapsamını hiç kimsenin bilmediği bu yönetmelik sendikalar tarafından bugün gündeme taşınıp tartışılması sanki yeni çıkmış bir yönetmelikmiş gibi koparılan yaygarayla toplumsal infiale neden olunmakta. Aslında bu yönetmelik ilk olarak 19/02/2004 de 25378 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren bir yönetmelik. Altı bölüm ve 19 maddeden oluşan bu yönetmelik 01/08/2008 de yeniden düzenlenerek yayınlamış. Uygulanan süreçlerde görülen eksiklerden dolayı da yıl yıl revize edilerek günümüze kadar gelmiştir.
Özellikle DİSK ve bağlı sendikalarının ve diğer sendikaların karşı çıktığı nokta kiralık işçi çalıştırılacak iddiaları. Hükümetin yapmak istediği ise İŞKUR yasasında var olan bu yönetmeliğin kapsamını genişletmek. Yani bugün halen iş yaptırılan ve fakat emeğinin karşılığını tam alamayan, sosyal güvencesi olmayan ve yasalarda tanımlanan hiçbir haklardan yararlanamayan çalışan kesim var. Tabi devletin de vergi alamadığı kesim bunlar. Kim bunlar diyecek olursak, ev temizliğine giden gündelikçiler, amele Pazarı diye tabir edilen alanlardan günlük veya birkaç günlük işlerde çalıştırılan ameleler veya usta diye ortalıkta gezinip bulduğu işleri yapan kişiler. Bunların örneğini çoğaltmak mümkün.
Bizim kanaatimiz alın terini savunan sendikalar bu tasarıya karşı çıkmak yerine şartların iyileştirilmesi, onlarında sendikalı olarak haklardan yararlana bilecekleri yeni kazanımlar için mücadele etmek olmalı. Kaldı ki yukarıda saydığım iş gücünün içerisinde usta diye her işe atlayıp vatandaşı mağdur eden bir kesim de var. Mağdur eden vatandaş mağdur olan vatandaş. Kim çözecek bunların sorununu? Ben bu konuda bizzat kendim bu sorunu yaşadığım gibi çevremden de bir sürü şikayet aldım. Toplum da ustalara güvenmeyeceksin kaygısı oluşmuş, kim sağlayacak bu güveni? Dairemin tadilatı için usta diye gelen vatandaş beni soya bilmek için yapmadığı hinlik kalmadı. İşi bıraktırmama rağmen bana verdiği zarar yapacağı işin maliyetini iki kat artırdı. Bunları sorgulayamıyorsun, sorgulatacak merci bulamıyorsunuz. Olayın başka bir boyutu ise şuan da kiralık alınıp satılan bir müessese var ki kimse buna ses çıkarmıyor. Spor camiasın da bu işler aleni yapılıyor ama orada dönen paralar çok miktarlarda olduğundan olsa gerek kimse ses çıkarmıyor. Kanaatim odur ki bütün haksız kazançlar ve haksız kazanmak isteyenler kayıt altına alınmalı ve sendikalar kaybettikleri prestijlerini bunlara destek vererek geri kazanmalı. Zira alın teri ve emek kutsaldır. Bu emek kimin olursa olsun hiç önemli değil.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…