Dile kolay tam yetmiş yıl bir ülkenin başında olmak ve 15’i resmi olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde hüküm sürmek. Biraz daha yaşasa beni bile toprağa gönderecekti neredeyse. Normal eceliyle ölenleri geçtik yeryüzünde çıkarttıkları bozgunculukla toprağa gönderdikleri insan sayısını sanırım kendileri de bilmiyordur. Her fani gibi kraliçe de olsa oda gitti. Dünya kimseye kalmıyor.
Neredeyse bir ay oldu ve nihayet pazartesi toprakla buluşacak. Bir cenazeye bundan daha kötüsü yapılamaz herhalde. E kraliçe olmak kolay değil, her şeyin bir bedeli var. Ruh çıkmış, cesedin kapı kapı dolaştırılmasının sevgili Elizabeth’e bir faydası yok. Lakin arkadan gelen yeni kral ve ona biat edeceklerin için onore edilecek seremoniden ibaret. Bunu İngiliz ve bağlı toplumları için anlarız da sömürdükleri toplumların kraliçe haberleriyle yatıp kalkmalarını anlamak mümkün değil.
Amerika’nın fikir babası İngilizler, İsrail’i hançer gibi İslam coğrafyasının kalbine saplayanda yine İngilizler. Osmanlıyı Araplara, Arapları da Osmanlıya kötüleyerek Osmanlının yıkılmasının arkasında da İngiliz parmağı var. Şunu da itiraf etmek gerekir ki, bütün bunları yaparken çoğu kez ABD ve diğer işgalci ülkeler gibi savaş ilan edip gittikleri ülkeleri tarumar etmek yerine iyi yetiştirdikleri adamları veya o ülkelerde kendilerine bağlı adamlarla sömürmeyi başarmışlardır. Bunun için “İngiliz aklı” diye deyim yerleşmiş dillere.
Akıl akıldan üstündür, ne diyelim adamlar aklını kullanıp dünyaya hükmediyorlar. Onları anlıyorum da celladına aşık ülkeleri ve insanlarını anlamak mümkün değil. Bizdeki Osmanlı düşmanlığı da akıllara ziyan bir anlayış. İngiliz ve kolonileri Osmanlı döneminde de vardı. Hatta daha başka krallar ve krallıklar vardı. Bugün de onlar hala varlar ama Osmanlı yok edildi. Biz bunları dile getirdiğimiz de bazı aklı evveller “canım onlardaki krallıklar sembolik” deyiveriyorlar. İyi ki sembolik, ya olmasaydı?
İngiliz aklı burada da devrede. Demokrasi götürdükleri ülkelere sembolik mesajları verip krallıklarının tadını çıkarıyorlar. Osmanlıyı da monarşist diye bizdekileri kandırıyorlar. Buradan sakın monarşi rejim sevdalısı olduğum anlamı çıkarmayın. Ben sadece durum tespiti yapıyorum. İngiliz aklı diye batılıları suçlayamayız. Sonuçta adamlar akıllarını kullanıp yarı monarşist yarı demokrasi işi götürüyorlar. Bizdeki gibi dönüp tarihlerine de hakaret etmiyorlar.
Peygamberler dönemi de dâhil tarihin hiçbir yerinde dört dörtlük bir yönetimden söz edilemez. Hakeza Osmanlı da dört dörtlük değildi. Ancak ne var ki, dönemlerinin siyasi ve idari işlerine bakıldığında batı medeniyetinden kat kat daha fazla iyi yönleri de vardı, bunları da görmemiz gerekir. Bazı Osmanlı heveslilerinin zannettiği gibi İslam şeriatıyla da yönetilmiyordu. Allah Resulünden sonra Emeviler, Abbasiler de dâhil hiçbir dönemde İslam şeriatı uygulanmadı zaten.
Asıl sıkıntıda buradan kaynaklanıyor sanırım. Biz sevdiğimizi aşırı sevip yüceltiyoruz, sevmediklerimizi da aşırı yerip yerin dibine sokuyoruz adeta. Ortası yok, dengesi yok sevgimizin. Dünde böyleydi bugünde bu böyle maalesef. Osmanlıdaki yanlışları eleştirirken aşırı sert tutum sergilerken bugün batı medeniyetinin yanlışlarını da görmezden gelip aşırı övüyoruz. Oysa batı geleneklerine bağlı kalarak demokrasisini inşa etmiş, ediyor da. Sembolikte olsa bütçesi olan, ülkesinde etkisi ve yetkisi olan kraliçeye Amerika’sından tutun celladına aşık sözde İslam ülkeleri bile yas ilan ederken bizdekilerin bazı dönemlerdeki yanlışları görüp toptan Osmanlıyı yok sayması bizi muasır yapmıyor maalesef. Aşırı tutuculuğunda hakeza hiçbir faydası yok.
Habertürk’te program yapan Cansu Canan Gebze Osman Hamdi bey kültür merkezinde Prf.DR. Ahmet Şimşirgil hocayla da bir program yapmıştı. Şimşirgil hoca Osmanlıyı öve öve bitiremedi, eyvallah. Fakat konuşmanın bir yerinde Osmanlının en akılcı ve yerinde bir kararı olan kardeş katlinin vacip fetvası verdirmesi olduğunu söyledi. İtiraz edip parmak kaldırdım ama soru hakkı verilmedi. Siyasi ve idari başarılarını tabi ki övelim ama İslami bir konuda görüş bildirmek ve uygulamanın doğru olduğunu iddia etmek Ahmet hocanın hakkı da değil haddine de değil.
Bana göre de Osmanlının yaptığı en büyük yanlışlar geleneksel olarak iktidarlarını sağlamlaştırmak için dini kullanıyor olmaları. Ama bu diğer yönetim anlayışına etkisi ne kadardır iyi görmek lazım. Diğer taraftan da yaşlısına, ormanına, hayvanlara, diğer kutsal mekanlara ve insanlara olan anlayışları bugün dahi dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Sanki 70 yıldır İngiltere de ve dünya da İngilizlerin de payı olan hiçbir olay olmamış gibi kraliçeye güzellemeler yapanlar Osmanlının 600 yıllık devlet örgüsündeki iyi yanları görmezden gelerek hiç adil davranmıyorlar.
Kaldı ki batının yüzyıl savaşlarını saymasak bile 19. Yüzyılın başlarında iki tane dünya savaşında milyonlarca insanın hayatına mal olduğunu da hiç kimse görmezden gelemez. Sözde soğuk savaş dönemlerinde kendileri sıcak çatışmalara girmeseler dahi taşeron örgütleri eliyle hala dünyanın birçok yerinde kan dökmeye devam ediyorlar. Cumhuriyet tarihimize armağan ettikleri sağ-sol çatışması da onların ürünü. Ülkenin kırk yılını fetö ve PKK terörü ile çalanda yine onlar. Daha söylenecek çok şey var da neyse.
Kraliçenin ölümü beni zerre kadar ilgilendirmiyor. İnsanlık ailesinin bir ferdi olarak sadece toprağı bol olsun, Allah taksiratını mazlumların gözyaşlarına kefaret kılsın. Ancak ne var ki, bu kadar gündem olmasını, yaklaşık bir aydır ana haberler de yer işgal edilmesini doğru bulmuyorum. Neyse ki bugün toprağa verilip bir dönem kapanmış olacak. 73 yaşına kadar bekleyen zavallı kral neler yapacak onu da yaşayarak göreceğiz.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile..
Not: Sevgili dostlar, nasıl bir hastalıktır bilemiyorum ama beni bir hayli yıpratıyor ve yazı yazmaktan bir hayli zorlanıyorum. Dualarınızı istirham ederim.
