Bu milletin en büyük şansızlığı iktidarın da en büyük şansı karşılarında ciddi bir muhalefetin olmayışı. Bu yüzden de iktidarı çatır çatır eleştirseler de, her türlü yalana iftiraya başvursalar da iktidarı değiştiremiyorlar. Bendeniz de zaman zaman iktidarı eleştiriyorum. Ama bir farkla, yapılan hizmetleri takdir etmekle beraber yapılmayanları, yapılamayanları niçin yapmadıklarını eleştiriyorum. Ki, bu millet daha iyisine layık olduğu için en iyisini yapmalarını temin etmeye çalışıyorum. İktidarda da kim olursa olsun aynısını yaparım.
Aslına bakarsanız bu istekler benim değil vatandaşın istekleri ve çoğu zaman cumhurbaşkanı da bunun farkında olduğu için söylemlerini buna göre kurguluyor. Lakin kafalarını kuma sokmuş teşkilatları ne başkanlarını dinliyor ne de biz gazetecileri. Hala klasik teşkilatçılık anlayışıyla hareket eden teşkilatları var. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ne diyor, “biz 85 milyonun iktidarıyız”. Onlar ne yapıyor, “falan teşkilat üyemizin oğlunun-kızının düğününe iştirak ettik. Filanca teşkilat üyemizin cenazelerine katılım sağladık. Teşkilat üyelerimizle bayramlaştık”.
Bu mudur yani siyaset? Tamam, bunları da yapın ama siyasette üretin topluma. Sorunlarını dinleyin vatandaşların. Siz iktidar partisisiniz, iktidarınız teşkilatınızdan müteşekkil değil. Kaldı ki, Ak partinin kayıtlı üye sayısı 11 milyon küsur civarında. 2023 genel seçimlerinde aldığı oy sayısı ise 27 milyona yakın. Yani üye sayınızdan fazla seçmen var. Yani iktidarınız teşkilatlarınızdan ibaret değil. Bu seçmenlerin çoğu ittifaklardan dolayı oy veren seçmen. Kahır ekseriyeti de Sayın Erdoğan’dan dolayı verilen oylar.
2019 da başta Ankara ve İstanbul olmak üzere birçok büyükşehri kaybettiniz. Kazandığınız ilçelerde de oy oranlarınız düştü. 7-8 ay sonra bir yerel seçim daha var ve siz hala klasik teşkilatçılık anlayışıyla kafanızı kuma sokmaya devam edin. Yerel seçimlerin genel seçimlerden farklı olduğunu siz de görürsünüz o zaman. Kaldı ki, Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak son seçimiydi. Belki genel başkan olarak da son seçimi. Siz, “iktidar yürüsün, istikrar sürüsünü” çöpe atacak son temsilciler olacaksınız bu gidişle.
Yukarıda da ifade ettiğim üzere vatandaşların şikâyetleri var, sıkıntıları var serzenişleri var. Sizler vatandaşlardan köşe bucak kaçtığınız için biz gazetecilere bu serzenişlerini dile getiriyor, bizden medet bekliyorlar. Bu şikâyetlerin bazıları yerel yönetimlerle alakalı bazıları da genel idareyle. Siz, 27 milyona yakın oy alınca devleti de bürokrasiyi de kendinizden sanıyorsunuz galiba? Şayet sizin zannettiğiniz gibi olsaydı % 52 değil % 60-70’le iktidar olmanız gerekirdi. Devletin kılcal damarlarına kadar sızmış fetö örgütü sizin gözünü açmamışsa daha ne açacak ki?
Ne var ki vatandaşın en çok sıkıntı yaşadığı yer bürokrasi. Sorunu olan her vatandaş Cumhurbaşkanına, bakanlara mı gidecek? Siz ne işe yararsınız? Seçimler de vatandaşın önüne adayları süren sizler değil misiniz? Zaten vatandaşların çoğu hiyerarşik yapıyı bilmediği için çaldığı kapılardan sonuç alamayınca mağdur olduğuyla, yandığıyla kalıyor. Etrafımdaki birçok seçmen, “milli ve manevi değerleri savunuyorlar diye kerhen de olsa oy veriyoruz ama maddi kayıplarımıza ve sorunlarımıza duyarsız kalıyorlar” diye serzenişte bulunuyorlar.
Bakın ben bir gazeteciyim, ilçemdeki, mahallemdeki sokağımdaki sorunları tabi ki ilk önce belediyenin ve iktidarın temsilcisi ilçe teşkilatlarına gideceğim. Çözemezsem il başkanlığı ve genel merkez başkanlığına gidilir. Eğer buralarda da çözülmezse vatandaş nazarında güven ve istikrarınızı kaybediyorsunuz demektir. Bu necip millet siz yokken de vardı, ilelebet de var olacaktır. Belki de tekrar zor süreçleri deneyerek sesini duyuracağı iktidarları aramaya devam edecektir. Hiç kimse de Hint kumaşı değil ki bu kadar önemle aransın.
Siz, siz olun sokaktaki vatandaşa tepeden bakmayın. Öyle takım elbise giyip kravat takmakla, lüks otomobille gezmekle siyaset olmuyor beyler. Halktan koparsanız halkta sizi iktidardan koparır. Bu söylediklerimi de bir kenara not edin zamanı gelince okursunuz. Da! O zaman beni bulabilir misiniz bilemem. Zira ben parayla-pulla, makam-mevkiiyle işi olmayan ahiret yolcusuyum. Bugün varım yarın yokum. Allah rızası için üzerime düşeni yapıp gideceğim. Vatandaş da Allah razı olsun derse ne ala demezse de Allah biliyor. Siz bilmeseniz de olur.
Hadi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
