352286612

Ahmet DEMİRKAYA


Yanlışı Yazmazsak

Zatın biri “ güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır” demiş. İyiliğin de kötülüğün de Allahtan geldiğine insanları inandıran görüşün geçtiğimiz yirminci yüzyılın temsilcisi bunlar.


Oysa iyilikte kötülükte insanın içinde beslediği duygulardan. Yani fıtratında var evet ama kötülüğü Allah’ın istediği ve emrettiği bir şey görmek başta Allah’ın adaletine aykırı. Kur’an-i anlatım dilinde de bunu göremezsiniz. Zira O başlarken Kahhar, Cebbar gibi isimleriyle değil Rahman ve Rahim isimleriyle başlar.

 

Kaldı ki Al-i İmran süresi 104’üncü ayette “ Hayra çağıran, iyiliği emredip (öğütleyip) Kötülükten engelleyen (sakındıran) bir ümmet olun. İşte onlar kurtulanların ta kendileridir.”’ buyuruyor. Üstelik bunu bir kereye mahsus değil ilk peygamber Adem (AS)’dan Peygamber efendimize kadar yaptığı gibi bu ayetle kıyamete kadar olacağını da vurguluyor. 

 

Konuyu din üzerinden anlatıyoruz diye sorun dinde veya dinin sorunuymuş gibi de algılanmasın. Sorun insanlığın sorunu ve bu sorunu açıklayıp en köklü çözüm üreten dindir. Aynı zamanda insanın yaratıcısıyla tek diyalog yoludur. Böyle olduğu için de en çok istismara uğrayan da dinin kendisidir. Din adına öyle çok yalan uydurulmuş ki ayıklamaya kalksan ömür yetmez. Üstelik uydurdukları yalanlara sağlam ikna ettikleri için inananlara gerçeğini anlatmak atomu parçalamaktan daha zordur.

 

Aslında uydurulan dinin kendi içinde çok büyük çelişkiler de var. Din karşıtlarının karşı duruşu da bu çelişkili durumlardır. Zira aklı ön planda tutan bu zihniyet akla mantığa uymayan bu yanlışları eleştirirken içine düştükleri kendi çelişkilerini göremeyecek kadar da gözleri kör olmuş adeta. Ortaya çıkan bu çelişkilerden insanlık da nasibini alıyor ama hiç kimseye bir faydası olmuyor. Zararlarını da hep birlikte çekiyoruz.

 

Bendeniz üretilen  bu sözlerden, söylemlerden ziyade topluma yansımalarına, nasıl algılanıp nasıl uygulandığına bakıyorum. Gerçekle örtüşmeyen her şey muhaldir, sorgulanıp gerçeğini arayıp bulmakla mükellefiz. Benim yazılarım da yapmaya çalıştığım da bundan ibaret. Bunca açıklamanın ardından hayata yansımalarına bir göz atıp örneklendirelim.

 

Malumunuz bugün cuma. Müslümanların elinde de modernistlerin ürettiği cep telefonu. Sabahtan akşama kadar cuma tebriklerinin önü arkası kesilmez. Öyle de etkili sözler paylaşılır ki sanırsınız cennetlik. Ama hayatlarında cuma ile ilgili bir kere bir şey okumamışlardır. Nereden anlıyorsunuz? İşte bunlardan bir tanesi Ramazan da akşam iftara yakım saatlerde çıkmış sağa sola bağırıp sinkaflı küfürler savuruyor, arabasının sileceklerini kimin kaldırdığını bulmaya çalışıyor aklınca. Girişteki söze itibar edip güzel düşüneceğiz karşılaştığımız kötülüğü halının altına süpüreceğiz güzel görünsün diye.

 

Emekli olduğumuz için bazen dikkatimi çeken Müge Anlının programını izliyorum. İki yaşında kaybolmuş çocuğu yirmi yıl sonra aramaya gelmişler programa. Çocuğu bulalım derken eski defterler de bir bir karıştırıldı. Eşeledikçe de altından yığınla pislik çıktı. Gayri meşru ilişkiler, kimin karısı kimin kocasıyla beraber ölüm tehditleri gırla gidiyor. Devamlı izlemediğim için sonuç ne oldu bilmiyorum. Asıl benim dikkatimi çeken iddia sahipleri de karşısındakiler de mütedeyyin dindar görünen aileler. Hele zanlının hakaret dolu sözlerle “bana hacılığımı bozduracan” ifadesi tam evlere şenlik.

 

Bu insanlar dini nereden ve kimden öğreniyor? Diyanet ne işe yarıyor ki bu insanlar bu kadar yanlışa saplanabiliyor?  Güzel görüp güzel düşüneceğiz diye insanları kandiller de Allah adına kurtarıp cuma mesajlarıyla avutursanız kötülüklerin önüne geçemezsiniz. 

 

Bu örnekleri çoğaltabiliriz, zaman zamanda dile getireceğiz. Ancak ne var ki insanı manipule eden sadece din adına uydurulmuş yalanlar mı? Tabi ki de hayır. Materyalist modernistlerin de din tüccarlarından aşağı kalır yanı yok. Her iki cenahta insanlığı markaja almış sömürüp duruyor.

 

Bireysel özgürlükçülüğü öne süren bu güruh gençliğin heyecanına göz dikmiş, adeta gençlik ateşini harlayacak yanlışları insani bir ihtiyaçmış gibi sunarak onları dipsiz kuyuların içine itiyor. Hiçbir değer ürettirmeden bütün mesele cinsellik gibi ağlarına çekerek nesil emniyetini tehdit etmekte aile kavramını yok etmekteler. Aşırı Özgüven aşılayarak cascavlak ortada bırakıyorlar.

 

Hadi bir tane de buna örnek verip yazıyı bitirelim. Geçenler de Z kuşağı ile ilgili bir habere denk geldim. İş verenin bir tanesi anlatıyor. “ Adam üniversiteyi yeni bitirmiş, iş müracaatına gelmiş. Kendisine nasıl bir pozisyonda iş istiyorsun sorusuna da müdür” cevabını vermiş. Güler misin ağlar mısın halimiz. İnsanları bu kadar hayattan kopuk formatlarsanız onlardan hiçbir verim alamayacağınız gibi insanlığın geleceği büyük tehdit altında. Daha yapay zekanın açacağı sorunlara değinmiyorum bile.   

 

Hadi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...

 

 

 

 

Hayatını kaybeden polis için tören: Gözyaşlarıyla uğurlandı

Kavgayı ayıran bekçi sırtından bıçaklandı

Direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü aydınlatma direğine çarptı

Seyir halindeki araç alev topuna döndü

Kafasından vurulmuş olarak bulundu

Mıcır taşıyan tır devrildi

Modifiye tutkunları fuar alanında buluştu

Nargile keyfi yangınla sonlandı

Otomobil önce cipe, ardından duvara çarptı

Feci kazada 2 kızını kaybeden acılı baba konuştu

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 38 33 2 3 66 102
2.Fenerbahçe 38 31 1 6 68 99
3.Trabzonspor 38 21 13 4 19 67
4.İstanbul Başakşehir 38 18 13 7 14 61
5.Kasımpaşa 38 16 14 8 -3 56
6.Beşiktaş 38 16 14 8 5 56
7.Sivasspor 38 14 12 12 -7 54
8.Alanyaspor 38 12 10 16 3 52
9.Rizespor 38 14 16 8 -10 50
10.Antalyaspor 38 12 13 13 -5 49
11.Gazişehir Gaziantep 38 12 18 8 -7 44
12.Adana Demirspor 38 10 14 14 -7 44
13.Samsunspor 38 11 17 10 -10 43
14.Kayserispor 38 11 15 12 -13 42
15.Hatayspor 38 9 15 14 -7 41
16.Konyaspor 38 9 15 14 -13 41
17.Ankaragücü 38 8 14 16 -6 40
18.Fatih Karagümrük 38 10 18 10 -3 40
19.Pendikspor 38 9 19 10 -31 37
20.İstanbulspor 38 4 27 7 -53 16

YAZARLAR