Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 06.12.2021 09:51

TUIK’in Davetsiz Misafirleri

Facebook Twitter Linked-in

 

Tuık haklı; demokratik teamüllerimizden değil ama devlet geleneklerimizde misafirperverliğimizi göstermek için misafire hazırlıklar yapılır, misafirler öyle karşılanır. Hele misafirler devlet erkanından ise bir gecede yollar asfaltlanır, kurum içi bütün bakım-onarım işlemleri hızla yapılır bütün eksik ve gedikler giderilir öyle kabul edilir misafir. Öyle çat kapı gelinip ev sahibi mahcup edilmez ki canım.

CHP’de haklı; ben ana muhalefetim, işçinin, memurun emeklinin ve bütün ülkenin kaderini belirleyen kuruma gidip, vatandaşların haklarını savunmakta benim hakkım diyor. Eyvallah, emeğin alın terinin savunulmasını takdir eder alkışlarız da lakin siyasi hasmınız da diyor ki, “ekonomik istiklal savaşı veriyoruz, enflasyonun artması stokçuların piyasanın arzını bilerek karşılamamasından” diyor. Aylar öncesinden bürokratlara uyarı verip şimdi de ayar çekmeye gitmek doğru bir siyaset değil. Mesela şunu yapabilirler, stokçulara baskın yapıp, ya arkadaş muhalefet olarak iktidara ayar vermek bizim işimiz. Siz stok yaparak benim vatandaşıma ayar veriyorsunuz, biz bunu kabul etmiyoruz deyin bu millet alnınızdan öper. 

Cumhurbaşkanı haklı; ben bile ülkenin en tepesindeki adam olarak randevu alıp gidiyorum, sen öyle elini kolunu sallayarak gidemezsin diyor. Örnek aldıkları Osmanlı gibi tebdili kıyafet gidip eksikleri gedikleri görecek değiller ya. Hem görüp ne yapacak, kusursuz beyat edenler babasının hayrına yapmıyor bu işi. Cumhurbaşkanı da bunu en iyi bilenlerden ama ne yapsa dikiş tutmuyor. Ekonominin başına kimi getirdiyse işler hep kötüye gidiyor.

Vatandaş da haklı; ama ne var ki vatandaşlar burada ikiye ayrılmış durumda. Bir kısmı diyor ki, soğan ekmek yeriz vatanı böldürmeyiz, başkanı yedirmeyiz. Henüz o günleri görmediğimiz için rahatlığın sloganları bunlar. Hele böylesi rahatlığın ve rehavetin içinde en kolayı bu. Diğer grupta, yandık bittik kül olduk diye feveran ediyor. Öyle ya uçan fiyatların hızına altımızdaki araçların gazına basarak yetişemiyoruz, cadde ve sokaklarda garibanlar araç yoğunluğundan yürüyemiyor. 

Sahi ya onları unuttuk değil mi? Üçüncü gruptaki gerçek ihtiyaç sahibi garibanları. Hakları yok ki sesleri çıksın bir avuç garibanın. Seslerinin çıkması için de güçlerinin olması lazım, o da yok. Tabi gür sesli garibanlarımız da var. Aslında onlarda kendi aralarında birkaç gruba ayrılıyor da onları başka bir yazıda inşallah. Asıl mesele de hiç kimsenin şaşmaması gereken bu işlere herkesin şaşıyor olması. Öyle ya bunlar demokrasinin faziletleri, güçlülerin nimeti, garibanın beklentileri yoksulların ümitleri bir rejim. Herkesin hissesine düşen bir şeyler var avunup gideceğimiz. Şen olasın demokrasi.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….

 
 

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —