Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 02.08.2021 10:08

Tuhaf Şeyler

Facebook Twitter Linked-in

İki yıldır covid mikrobuyla uğraşıp duruyoruz. İlk yılımızda milyonlarca insanı kaybettik. Boşta durmadık hani ya. Hemen virüsün genetiğini inceleyip anında aşıyı da icat ettik. Hem de birkaç çeşit. Önce ikiyle iktifa edecektik ama virüs de boş durmuyor, bölük pürçük çoğalarak yayılmaya devam ediyor.  Deltaydı, alfaydı gamaydı derken bütün bilimsel terimleri deneyecek bu gidişte dünyamıza ortak olmak için. Eh aşıda ikiyle kalmamalı değil mi? İki de yetmez üç tane, üç de yetmez beş tane diyerek o da yedi kocalı Hürmüz’ün unvanına ortak olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bakalım nereye kadar?

Kışlarımız böyle gidip duruyorken bir anda yaz geldi ciğerlerimize ateş düştü. Güneyimizde 70 farklı nokta da eş zamanlı yangınlar ormanlarımızı elimizden alırken beraberinde insanlarımızı ve diğer canlıları da alıp götürdü. Birkaç haftadır kuzeyimizde sellerle uğraşırken bir de yangınlar başa bela olmaya başladı. Yaz’ın da tatilinde keyfi kaçtı. Nedense böyle günlerde el birliğiyle mücadele etmek yerine spekülasyonlara daha çok rağbet ediliyor. Uçağımız niye yok, helikopterimiz niye çok. Böyle zamanlarda cumhurbaşkanının vatandaşa çay fırlatması ne kadar yanlışsa muhalefetin de bu zamansız çıkışları o kadar yanlış. Bütün ülkelerde olabildiği gibi ülkemizde de yangınlar kaçınılmaz afetlerden. İnsanların canı yanarken bunu yapacağınıza ön görülü muhalefet yapın ki millet adam gibi muhalefet görsün. 

Yangınları kimin çıkardığını tartışmakta çok anlamsız. Bu konuda PKK zaten mimlenmiş baş aktör. Her sene temcit pilavı gibi tekrarlanıp duruyorken önlem alınmaması ciddi ihmal ve sorumsuzluk. Kişilere çip takıp takip edemeyeceğinize göre caydırıcı ciddi cezalar uygulanmalı ki bir daha kimse buna teşebbüs dahi edemesin. Sosyal medya da bu konuda öneri ve tavsiyeler var. Çıkaranları yangının ortasına atın diyen var, Akp’li gençlik kollarını yangın söndürmede görevlendirin diyen de var. Her ne suretle olursa olsun tartışmak yerine çözüm üretmek kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Hızlı gündemlerde Kerem Erboy’u es geçmeyip bir köşeye sıkıştıralım. Gazetemizin geçen hafta manşetten verdiği haberde İzmit’te Kerem Erboy adlı vatandaş hastane kayıtlarına ölü olarak geçtiği için tedavi edilemediği, ilaçlarını alamadığını hepiniz okumuşsunuzdur. Adam yaşıyor mu yaşamıyor mu belli değil. Yangınları çıkaranları bir şekilde bulup cezalandırırsınız da iktidarı da muhalefeti de bu işe ne diyor acaba? İnsan hayatı bu kadar ucuz mu bu memlekette? Maaş alan biri yanlış yapacak mağdur kişi aylarca uğraşacak yaşadığını ispat etmek için. Bunu sıradan rutin bir olay olarak görmeyin. Kerem bey bir şekilde biz gazeteciler aracılığıyla sesini duyurabilmiş, ya duyuramayan onlarca mağdur ne yapsın?

İş dönüp dolaşıp rahmetli Erbakan hocanın klasikleşmiş “önce ahlak ve maneviyat” sözüne geliyor. İyileştirilmiş başkanlık mı geliştirilmiş parlamenter mi? Beyler olmayan sistemi tartışmayı bırakın sistemsizliğin insanlara hiçbir fayda vermediğini görün. Ahlaki değerler üretemeyen eğitim sistemsizliğini görün. Yapanın yanına kar kaldığı adalet sistemsizliğini görün. İnsanlık yerine paranın değer kazandığı ekonomik sistemsizliğinizi görün. Görmeniz gerekenleri görün artık da insanlığa bir faydanız olsun. Gereksiz tartışmalarla ülkenin gündemini işgal etmeyin, insanımızı mağdur etmeyin. Etmeyin ki oy bekleyin, yoksa çok beklersiniz.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —