Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 03.04.2018 09:32

Trafik çilesi

Facebook Twitter Linked-in

Angaranın bağları da büklüm büklüm yolları türküsü ne zaman bestelenmiş bilmiyorum lakin geldiğimden beri bütün yolları karıştırdığım bir gerçek. Ana bulvarlar dahil hemen hemen bütün yollarda dal-çık ve köprülü kavşakları insanın başını döndürüyor. Ne yalan söyleyeyim iki defa Keçiören’den Ulus kavşağına gelirken yolları karıştırdım, alakasız yerlerden çıktım. Yolları karıştırıyoruz diye trafiği de biz karıştırmıyoruz elbet. Zaten bunca alternatif yollara rağmen hala trafik çileye dönüşüyorsa bunun sebepleri elbet araştırılmalı. Kaldı ki bu yollara ilaveten Ankara’nın bir çok bölgesine de metro var.

Gebze’de Anibal kavşağı inşaatında bende dahil bütün vatandaşlar inşaat bitene kadar homurdanıp durduk. Oysa ki buradaki trafik çilesi sadece inşaat süresince olan bir şeydi. Ankaralılar bu çileyi her gün sabah akşam yaşıyorlar. Özellikle sabah ve akşam mesai saatlerinde trafik geçekten içinden çıkılması zor bir çileye dönüşüyor. Öyle ki dün yaşadıklarımız geldiğim günden beri bugüne kadar olana rahmet okutur cinstendi. Abidinpaşa’dan Eskişehir yolu üzerindeki Odtü kavşağına tam tamına bir saatte gidebildik. Neredeyse bunun yarısı Tıp fakültesinden Dikimevine kadar olan kısmıydı. Servis şöferi alternatif yolları da deneyerek adeta yırtındı ama bir saatten önce gelemedi.

Görüntü bu da sebepleri neler? İlk öncelikle şunu söyleyebilirim ki o saatlerde müthiş özel araç yoğunluğu var ve hemen hemen her araçta da sürücüden başka kimse yok. Hani diyeceksiniz ki, adamın demokratik hakkı, onca para verip almış tabi ki binecek arabasına. Eyvallah, tamam özel aracıdır biner de başkalarının da o yolları huzur ve güven içinde kullanma özgürlükleri var. Özellikle de toplu taşım araçlarını kullanan vatandaşların. Aslında sorun tam da bu değil. Herkes aynı saatte ve fakat herkesten önce işine gitmek için araçlar trafik kurallarını hiçe sayıyor. Özellikle kavşak dönüşlerinde kendilerine kırmızı ışık yanan araçlar hemen geçerim mantığıyla karşıdan gelenin hakkını gasp ederek geçmeye devam ediyor. Arkadan gelen de onu takip edince tam yolun ortasında trafik kilitleniyor. Bir birlerine korna çalmalar, sözlü sataşmalar, çoğu yerde de kavgaya dönüşen kargaşalar. Kural ihlalini bir iki kişi yapsa eyvallah diyeceğiz de hemen hemen hepsi yapıyor ama kendi masummuş gibi karşıdakini suçluyor. Demek ki önce kafalardaki trafik sorununu çözmek gerekiyor. Valla büyük şehirlerde yöneticilik zor zanaat.

Not : Anadolu ilahiyat vakfı ile ilgili yazımızda vakfın kurucu genel müdürü Tuncer Namlı beyefendiyi sehven profesör olarak tanıtmışım. Sehven yapılmış bu hatadan dolayı Tuncer beyden ve akademik camiadan özür dilerim. Bu konuda hassasiyet gösterip bizi uyaran değerli okuyucumuz Ömer Ünal beye de teşekkür ederim.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —