Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 05.12.2020 15:32

The Net (Ağ)

Facebook Twitter Linked-in

Dün iki kitap tavsiye etmiştik. Bugün de bir film tavsiye edelim de salgın günlerinde evde canınız sıkılmasın. İyi bir tv izleyicisi değilim, bunu baştan söyleyeyim. Ama arada bir denk geldiğimde TRT2’nin sinema kuşağına bakıyorum. Harbiden çok kaliteli filmlere denk geliyorum ve keyifle izliyorum. Her gün 21:00’da ekranlara gelen filmler alt yazılı olduğu için anlamak benim için daha kolay oluyor.

İngilizce orijinal adı The net olan filmi ağ diye çeviri yapmışlar. Olay kuzey ve güney Kore arasında geçen balıkçının hikayesi olunca ağdan balık ağı gibi algılansa da aynı topraklarda bölünmüş iki ülkenin siyasi görüşleri farklı olsa da insana reva görülen zulmün değişmediğini görüyorsunuz. Biri Komünizm adına diğeri demokrasi adına cürüm işliyor. Zulmün adı değişiyor ağı değişmiyor.

Kuzey Koreli balıkçı tek motorlu kayığı ile ağlanmak için nehir de ağ açıyor. O esnada motor arıza yapıyor ve Güney Kore sınırlarına doğru sürükleniyor. Güvenlik güçleri adamı yakalayarak sorgulanması için ajanlara teslim ediliyor. Aynı ırktan olmalarına rağmen adama akıl almaz işkence yapıyorlar. İçlerinden bir tanesi adamın ajan olmadığına inanıyor ve işkencecileri engellemeye çalışıyor. Bir tanesi de bırakın işkencenin keyfini çıkarayım diyen cinslerden. İstihbaratın başındaki adam da ikilemde. Bir ona yol veriyor bir diğerine.

Ama ne yapsalar balıkçıyı ülkesine geri dönme fikrinden vaz geçiremiyorlar. Karım var, kızım var dönmem lazım diyor. Serbest bırakacaklar ama Güneyde kalması için çok cazip teklifler sunuyorlar fakat nafile. En son Seul’de işlek bir caddeye götürüyorlar, üzerine alıcı yerleştirip takip etmeye koyuluyorlar. Adam korkudan gözünü bile uzun süre açmıyor. Gördüklerinden etkilenip kuzeye dönmekten vaz geçersem diye. Gözlerini açmak zorunda kaldığında ise özürlükler ülkesi demokrasi ülkesinde zayıf insanların maruz kaldığı haksızlıklara tanıklık ediyor ve soruyor bu mu sizin insana verdiğiniz değer diye.

Çaresiz adamı bırakıyorlar teknesinin motorunu da yenileyerek. Bu sefer de kuzeydeki ajanlar sorgulamaya başlıyor adamı. Ne yaptıysa ne ettiyse inandıramıyor masumiyetine. Güneyden cebine konulan dolarları görünce sorgulayan ajan paraları alıp kimseye söylememesi şartıyla serbest bırakıyor. Ama hayatı felç oluyor zira bir daha balıkçılık yapamayacak. Git başka bir iş yap diyorlar fakat adamın bildiği başka bir iş yok. Nehre geliyor ama izin verilmiyor. Adam çaresiz askerleri dinlemiyor teknesine binmeye çalışıyor vur emriyle oracıkta öldürülüyor. Film bitiyor ama acımasız hayat tüm hızıyla devam ediyor.

 

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…





 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —