Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 21.08.2020 19:09

Sokak Kanunları-3

Facebook Twitter Linked-in

Adam bir miktar daha para aldıktan sonra 13 Temmuz akşam geç saatlerde mutfak tezgahını da takıyor. Kapıları yaptıracağını öne sürerek paranın geri kalanını da istiyor. Adamın niyeti artık kabak gibi sırtarıyor. 
Ali dayı, eksiklerini tamamla, ayıplı ürünleri değiştir al paranı diyor. Adam, size güvenmiyorum, parayı verin işi bitireyim diyor. Hatta parayı kayınvalidenin binadaki bayana verin, işi bitirince ben ondan alırım diyor.
Ali dayı adamın yalan söylediğini anlıyor ama yapacak bir şey yok. Fakat parayı işi bitirince vereceğinde ısrar ediyor. O bayan aracı oldu ama anlaşmayı biz yaptık, yaptığın anlaşmaya sadık kal dese de adamın niyeti parayı alıp sıvışmak. O yüzden de o da parayı almakta ısrarcı.

İşin bitirileceği taahhüt edilen 15 Temmuz tarihi öğleye doğru Ayşe teyze adamı tekrar arar ve son kararını sorar. Adam, para da ısrarcıdır. Çaresiz Ali dayı Ayşe teyzeyi de yanına alarak karakola gider. 1-2 saat bekletildikten sonra bir komiser kendilerini dinler. Adamı çağırıp ifadesini alacaklarını, anlaşma yoluna giderse işleri tamamlatabileceklerini söyler. Daha sonra araya giren komiser muavini eline belgeleri alıp içeri girer. Döndüğünde ise savcıyla konuştuğunu, her iki tarafın ifadelerini alıp ihtilaf mahkemesine sevk edeceklerini söyler.

Ali dayı olup bitene bir anlama veremez. Adamın ticari bir unvanı yok, iş adresi yok, sadece cep telefonu bilgisi var ama adamla ihtilaf mahkemesinde hesaplaşacağız diye içinden düşünür. İfadeyi alan polis memuru adamın telefon numarasını isteyip bilgisayarına yazınca Ali dayıyı yanına çağırır, “ bu mu " diye adamın fotoğrafını gösterir. Ali dayı da ta kendisi, demek sabıka kaydı da var der. Memur, tamam geç yerine der ve ifade kayıt altına alınır.
Aradan bir hafta geçince Ali dayı karakoldan bilgi almaya diye giderken adamın önünden karakola girdiğini görür. Memura sorduğunda ise ifadeye geldiğini söyler. Adamın niçin bu kadar rahat olduğu merak konusu. Şikayetten bir hafta sonra ifadeye gitmek ne anlama geliyor? Anlaşılan bu dava çok su götüreceğe benziyor.
Ali dayı bununla da yetinmez cimer’e yazar, tüketici mahkemesine dava dilekçesi verir. Asıl şoku da burada yaşar. Dava dilekçesinin örneğini internetten bulur ve doldurup adliyeye verir. Kendisinden 587 tl ücret talep edilir. İtiraz ettiğinde, dilekçedeki talepleri gösterilir. Örnek formdaki bazı alanları silmesi gerektiğini o zaman fark eder ve bunları talep etmiyorum der. Yine de 250 tl ödemekten kurtulamaz. 

Cimer’den gelen cevapta da tüketici mahkemesine müracaat etmesi gerektiğini, bu davalar için herhangi bir ücret ödemeyeceği kendisine bildirilir. Ali dayı bu cevabı bilgisayarından okuduktan kısa bir süre sonra adliyeden bilmediği bir kişi kendisini arar, ara bulucuya gidip gitmediğini sorar. Büyük ihtimal baş vurusunun geri iade edileceğini parayı da geri alabileceğini söyler.
Ali dayı şaşkın bir şekilde, adamın ticari unvanı yok, adresi yok, resmen dolandırıcı, neyin arasını bulacağız der gayri ihtiyari bir şekilde. Telefondaki adam iyi niyetli ama belli ki o da bazı konularda çaresiz. Evet der, adresi de yok. Siz karakoldan adresini de öğrenip gelin der. Dava şuan sürüncemede. 

Ali dayının yaşadıkları sokağın diliyle kendi göbeğini kendin kes der gibiydi. Ama hukukun üstünlüğüne ve yüce Türk adaletinin tecelli edeceğine inancıyla yoluna devam edecekti Ali dayı. 

Şimdi siz anladınız mı sokaklar niye böyle şiddet dolu? Eline silahı alan niçin sokaklarda kan döküyor? Yeri geliyor vali yardımcısı, yeri geliyor polis, yeri geliyor asker bile sokak kanunlarına uyup kendi göbeğini kendi kesmeye kalkıyor. Bu olaylar Ali dayıyla Ayşe teyzeyle de sınırlı değil. Toplumda tadilat işinde şikayet etmeyen neredeyse bir Allah’ın kulu yok. Hukuk devletinde bu işler böyle mi olmalı?

Biz sokağın sesini böylece duyurmuş olalım da artık Cumhurbaşkanının müjdeli haberini beklemeye koyulalım. Kim bilir belki adaletten de bahsedecektir.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —