Türkiye yazmak için hiç sıkıntı çekilmeyecek bir ülke. Yapmanız gereken sadece bir iki haber programı izleyin, birkaç arkadaşınızla sohbet edin gerisi kendiliğinden geliyor. Her şeyi çok iyi biliyor olmamızdan kaynaklanıyor sanırım. Bu sabahta öyle oldu. Arkadaşımla konuşuyoruz, akşam izlediği haber programı örnek vererek açıklamaları haklı buluyor. Adını veremedi ama Kadir Has üniversitesinden bir profesör Türkiye’yi arabaya benzeterek milletin arabanın başına bir sürücü seçtiğini, bu sürücünün de hava koşullarına, yol şartlarına göre arabayı kaza yapmadan gideceği yere ulaştırması gerektiğini söylemiş. Nitekim paralelciler ve PKK gibi yollarındaki kaygan zemini, kar’ı, yağmuru, dış etkenleri dikkate almadan tam sürat gidildiğini, bur süreçte şoför ’in de bir çok hatasının olduğunu ileri sürerek sayın Cumhurbaşkanını eleştirmiş.
Ne zeki hocalarımız varmış da haberimiz yokmuş! Arkadaşa dedim ki doğru ama eksik ve yanlış değerlendirme. Bir defa 1920 de Atatürk’ün sıfır kilometre imal etmeye çalıştığı araba bugüne gelinceye kadar birçok kazalar atlattı, bunu kimse dikkate almıyor. Gelişen, değişen ve globalleşen dünya da arabanın başına geçen ve dünya konjektörüne uygun hale getirmeye çalışan şoför 1960’da derdest edilerek idam edildi. 1970’ler de muhtıralarla hep ortak şoförler hizaya çekildi. 1908’de tekrar arabanın önüne takoz koyularak frenlendi. 1996’da post modern darbeyle araba adeta kullanılmaz hale getirildi. Sadece araba mı, yolcular da artık canlarından bezdiler. Arabaya verilen bunca zararı sen görmezden gel kalk şimdi şoförün hiç suçu yok mu diye feveran et, akıl alır gibi değil.
Hadi bunları geçtik, sen nasıl bir profesöresin ki bu arabanın yolcularını aydınlatmak, bilinçli yolcular olarak eğitmek gibi kutsal bir göreviniz varken siz kalkın milletin seçtiği şoförü suçlayın. Ne hikmetse bombacılar, eylemciler, teröristler de hep bunların üniversite de yetiştirmek için anne babaların gönderdiği kişilerden çıkıyor. Ülkeyi uluslararası yollarda daha emin ve güvenilir şekilde seyahat etmeleri için yolları ve kuralları öğretmesi gereken sizler değil misiniz? Arada kaçak mı yetiştirdiniz bugünkü şoförleri ki şimdi eleştiriyorsunuz? Bilimsel araştırmalar yaparak arabanın yeniden dizayn edilmesi, daha modern araçlar üretilmesi, geliştirilmesi sizlerin görevi değil mi? Hangi projeleri sundunuz da kabul edilmedi? İktidarı veya cumhurbaşkanını beğenirsiniz beğenmezsiniz o sizin bileceği bir şey, bizi ilgilendirmez. Beğenmiyorsanız istifa eder aday olur çıkarsınız milletin karşısına, anlatırsınız projelerinizi. Millette sizi seçerse geçersin direksiyona, ne biliyorsan yaparsınız. Ama lütfen hiçbir sorumluluk almadan şoför suçlu diye milletin kafasını bulandırmayın. Bunun hiç kimseye de bir faydası yok. Siz bilgilerinizi paylaşın millette analizini ve gereğini yapar. Şüphesiz ki bilenlerle bilmeyenler de bir olmaz.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…