Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 10.02.2016 14:29

Siz hiç radyo izlediniz mi?

Facebook Twitter Linked-in

Sene 1973, bizim eve televizyonun girdiği ilk tarih. TRT’nin siyah-beyaz yayın yaptığı yıllar. Biz o güne kadar radyo da arkası yarın dinlerdik. Haberler ve türkülerde kaçırmadığımız programlar arasındaydı. İstanbul türküleri ve sanat müziği de vaz geçilmezler arasındaydı. Özellikle Zeki Müren’in hayranları çoktur o dönemlerde. Renkli filmleri mahallelerimizdeki açık hava sinemalarında akşamları izlerdik. Televizyon yayınları genel de akşama doğru 17:00 veya 18:00 da başlar geceye yaklaşan saatlerde de 23:00 da askeri törenle Anıt kabir de bayrak dikilerek kapanırdı. Çocuktuk, ‘televizyonunuzu kapatmayı unutmayın’ yazısı çıkana kadar bakardık ekrana. 1974 Kıbrıs çıkarmasında radyolar bir hayli ilgi alanıydı. Zira televizyon akşamları açılıp haberler saat 20:00 da olduğundan Kıbrıs’la ilgili haberleri akşama kadar radyodan takip ederdik. Radyo da yine TRT’nin radyosu.

Sene 2016, sayıları binleri aşan televizyon kanalları. Hepsini izlemeye insanlar fırsat bulabiliyor mu bilemem. Ama ben doğru dürüst hiç birini izleyemem, vaktim de olmaz. En çok izlediğim televizyon siyah-beyazken de yaptığım futbol maçları ve haberlerdir. Günümüz de herhalde artık radyoyu sadece araç kullananlar dinliyor sanırım. Zira birçok iş yerinde (özellikle berberler, kuru yemişçiler, bakkallar gibi küçük ölçekli esnaflar) televizyon var ve izleniyor. Hatta çoğu zaman müşteriyle bile gereği kadar ilgilenmiyorlar televizyon izlemekten. Gebze Belediyesi’nin etkinlikleri arasında ‘Siz hiç radyo izlediniz mi?’ programını görünce merak ettim acaba radyo nasıl izlenir diye ve gittik izlemeye.  Öyle ya televizyonun bu kadar içimize nüfus ettiği günümüzde radyocular ekran başından insanları nasıl oraya çekecek veya ne gibi argüman geliştirmişler merak konusuydu. 
El ilanları da dört isimden bahsediliyordu ama gönül dostu Şener yoktu. Fakat gelenler arasında hop dedik Ayhan, Afrikalı Ali ve radyo 7’den Erkan Koç soğuk havaya rağmen salonun 3/2 sini dolduran meraklılarına çok hoş ve neşeli dakikalar yaşattılar. Radyocuları esas cazip yapan ise radyodaki sesin kim olduğu merakı. Radyo dinleyiciler sanırım en çok bu meraklarını gidermek için iştirak etmişler. Herkesi memnun edebildiler mi bilinmez ama ben şahsen yapmak istedikleri işi destekliyorum. Ekrana kilitlenmiş monoton hayatlara değişik alternatifler sunmanın toplumsal faydaları olacaktır muhakkak. Yanlış duymadıysam Ramazanda da bir programları olacağını söylediler. Bu program içerik olarak pek fazla doyurucu değildi. Genelde sanatçılarla yaşadıkları anıları anlattılar. Bir de eski İstanbul türküleri. Unuttuğumuz o güzel türkülerle kulaklarımızın pasını açtılar adeta. Benim tavsiyem bu tür etkinlikleri içerik olarak biraz daha zenginleştirip devam etmeleri. Emin olun hem çok faydalı bir iş yapmış olacaklar hem de radyoya farklı bir etkinlikle işlerlik kazandırmış olacaklar. Ben şimdiden kendilerini tebrik ediyor, başarılarının devamın diliyorum. Gebze Belediyesi Kültürü Müdür’ü Mehmet Yılmaz beyi de unutmamak lazım, böyle güzel organizasyonlara imza attıkları için. Bugünde bu kadar haydi kalın sağlıcakla.
Selam ve dua ile…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —