Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 18.04.2017 10:53

Siyasetistan

Facebook Twitter Linked-in

Ülkemin siyaset bahçesinde ne laleler, sümbüller, şakıyan bülbüller var. Her ne kadar çoğu zamansız ve bilinçsizce ötse de bülbül mü bülbül işte. Yeter ki siyasetin S’sini görsün, duysun, ötmek için bunlara geçerli bir nedendir. Laf olsun torba dolsun mukabilinde anlayacağınız.

Referandumun ardından sonuçlar belli olmaya başladıkça bizlerde önce düşüncelerimizi sosyal medya da paylaştık. Bunlardan biri de benim Eskişehir hakkındaki görüşüm. “En çok Eskişehir’e şaşırdım, zira Yüksek Hızlı Treni en çok onlar kullanıyorlar” dedim. Yalan da değil hani. Yaklaşık 7-8 aydır aralıklarla YHT ile Ankara’ya gidip geliyorum. Bu seyahatlerde benim en çok dikkatim çeken ise Pendik’ten başlayıp Eskişehir’e kadar olan yolculukta yolcuların büyük bir çoğunluğu Eskişehir’de iniyor. İşin garibi inenlerin yerine Ankara istikametine Eskişehir’den yine doluyor. Hakeza İstanbul’a dönüşte aynı şekilde oluyor.

Bunun referandumla tabi direkt bir alakası yok. Vatandaş verilen hizmetlerden elbette ki yararlanacak, hangi parti mensubu olursa olsun. Benim Eskişehirli çok arkadaşım var. Yolda gidip gelirken de tanıştıklarım oldu. Çok samimi, sevecen, içten muhabbetleri olan insanlar. Son gelişim de ortada masa olan koltukta seyahat ettim. Karşımda da 3-4 yaşlarında oğluyla seyahat eden bir bayan vardı. Bayanın elinde Elif Şafak’ın bir romanı vardı, benim elimde de Rus yazar Ivan Turgenyev’in “Babalar ve oğullar” adlı romanı. Benim yanımda benden biraz daha yaşlı, modern görünümlü bir beyefendi bayanın çocuğuyla ilgileniyor olmak için yapmadığı muziplikler kalmadı. İkisi de Eskişehir’den binmişlerdi. Adam İzmit’te indi. Ben Gebze’ye yaklaştığımda çocuk uyumuştu. Çantamdan küçük minyatür ama çok hoş görünümleri olan mandallardan dört tane çıkardım. “Hanım efendi, ufaklık uyudu ama şu mandalları kendisine vermeme müsaade eder misiniz” dedim. Bayan biraz da şaşkınlık içinde teşekkür ederek, çok sevinecek dedi. Yani böyle sıcak kanlı iyi insanlar, bunu bunun için anlattım.

Referandumla ilgisine gelince. Yılmaz Büyükerşen 99’dan beri 4 kez oylarını artırarak 4 dönemdir Eskişehir belediye başkanlığı yapıyor. Öyle laf olsun tarzından bir belediyecilik anlayışına sahip biri değil sayın Büyükerşen, Eskişehir’e yaptıklarıyla bölge halkının büyük teveccühünü kazanmış bir başkan. Kendisi de Eskişehirli zaten. O Eskişehir’in kadri kıymetini biliyor Eskişehir’de onun. Bendeniz de Eskişehirlilerin kadir kıymet bilen özelliklerini bildiğim için “Hızlı treni en çok kullananlar” olarak bunun da kadir kıymetini bilecekleri tahminiyle referandumda daha yüksek “evet” çıkacağını tahmin etmiştim. Tabi iktidar sadece hızlı trenle değil daha başka hizmetleri de oldu Eskişehir’e. Bunlara kayıtsız kalmayacaklarını düşündüm. Paylaşımcılarım da bir soruyor, neyine hayret ettin, onların oy tercihleri belliydi diyor. İşte ben işin bu kısmına itiraz ediyorum. Belki bu başka bir yazı konusu ama konular birbiriyle böyle ilintili olunca ister istemez değiniyorsunuz. Detayları başka bir yazıya bırakıp kısaca şunu ifade edelim ki siyaset çözüm sanatıdır. Milletin sorunlarını, vatandaşın sorunlarını kim çözüyorsa o siyaset ve siyasetçi desteklenmeli. Sonuçta futbol takımı tutar gibi parti desteklemek ne ülkeye ne vatandaşa bir şey kazandırmaz. Olaya bu boyuttan bakınca ister istemez iktidarında yaptığı bunca hizmetler de göz ardı edilmemeli. İyi olan desteklenirse hep millet kazanır. Bizden söylemesi.

kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —