Geçtiğimiz Cumartesi günü IHH Gebze temsilciliğinin kahvaltılı basın toplantısına katıldık, gazeteci arkadaşlarla. Bu konuyla ilgili yazımızı inşallah yarına bırakarak zaruretten dolayı 'siyaset yazıları' başlıklı konuyu irdeleyelim istedik. Gerekçemiz de şudur ki; malumunuz Batıyakası TV'de 'yerel gündem' programını yapan Atakan Akbulut bey bizim yazılarımızı büyük beğeniyle okuyor ve kalemimize sahip çıkıyordu. Programında bizi davet etmiş, fakat gidip tanışmak nasip olmamıştı. Nasip IHH programınaymış. Sağ olsunlar burada da yazılarımıza olan teveccühlerini dile getirdiler, hatta gazeteciler arasında da konuşulduğunu ifade ettiler. Gerçekten hem mutlu oldum hem de çok duygulandım. Bir şey hariç, siyaset yazmadığım zaman daha güzel yazdığım.
Bu konuya bir açıklık getirmemiz kaçınılmaz oldu. Efendim bendeniz ilk yazı yazmaya 2006’da yine Gebze'de çıkan bir yerel gazete de engelli köşesi ve engellilerle ilgili yazılar yazarak başladım. Ne var ki bu gazete aynı zamanda siyasi bir partinin il yönetiminde olan şahıslara aitti. Tecrübesiz ve yeni olmama rağmen gazeteciliğin verdiği hassasiyet ve özveriyle doğruları yazdığım için yazı işleri tarafından uyarılmanın ötesinde şiddetle karşılandım. Hiçbir karşılığı olmayan sadece engellilerin ve Gebze halkının sesi olmak için başladığım yazarlığa bu gazete de bu şartlarda devam etmenin bir anlamı yoktu artık. Bir müddet sessiz kalıp TÜKODER'deki sağlık komisyonu başkanlığını yürüttüm. Buradayken gelen bir teklif üzerine başka bir gazetede tüketici haklarıyla ilgili yazamaya başladım. Burada da soyadım problem olunca yazmayı bırakmak zorunda kaldım. Burada tanıştığımız Erhan Durak bey kardeşimiz askerlik öncesi bir gazete çıkarmıştı orada Beyzade olarak yazmaya başladık. Erhan beyin gazeteyi dergiye dönüştürmesi ve askerlik gibi nedenlerle yaklaşık bir yıla yakın yazdıktan sonra onu da bırakıp başka bir gazeteye geçtik. Onun da ömrü fazla uzun olmadı. Yaklaşık bir buçuk yıl sonra gazete kapandı. Ve Marmara Gazetesi'ndeyiz. Sağ olsun Erhan bey Yazı İşleri Müdürü olunca, ağabey yazar mısın dediğinde hiç düşünmeden evet dedim. Ağustos'tan beri elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
Yazılarımızı uzun soluklu takip edenler benim siyasete bakış açımı bilirler. Bilmeyenler için bir kez daha açıklayalım. Siyaset batılı emperyalistlerin İslam coğrafyasını bölüp, parçalayıp rahatça yönetmek için kucağımıza atılmış bir oyuncaktır. Zira oyunun kurallarını da kendileri istediği gibi koyup istediği zaman da kendi lehlerine çeviriyorlar. Türk insanının iradesiyle ve aklıyla adeta alay ediyorlar. Hatta siyasi baskılarla, darbe teşvikleriyle siyasetin dışına iterek kendi yapmak istedikleri veya yaptırmak istediklerine meşruiyet kazandırmaya çalışılıyor. Maksat içeriyi karıştırıp vatanımızı yeniden dizayn etme gayretindeler. Bu millet bu tür ayak oyunlarından çok çekti ve çok şey kaybetti. Artık kaybetme lüksümüz yok. Bendeniz acizane bu konuları milletle paylaşmak durumundayım. Siyaset kirli bir yol lakin siyaset dışı işler bundan daha çok kirli demek biraz basit kaçar, tamamen bataklık. İstemesek de biraz siyaset yazmak zorundayız. En azından kendi kültürümüzle kendi siyasetimizi üretene kadar.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
