Hasan KAMİLOĞLU

Tarih: 11.01.2017 09:02

#SelamünAleyküm

Facebook Twitter Linked-in

Sevgili okurlar, biz Allah’ın selamı ile yazımıza başlayıp ondan sonra da bu güzel kelamı ve bunu eleştirenleri azıcık konuşalım. Önce selam nedir ona bakalım. 

Selam anlam olarak iyilik, esenlik, mutluluk, saadet, huzur, dua anlamlarını içeren çok güzel ve bir o kadarda özel bir kavram. Özel çünkü İslami yani Müslüman'a özel ve ayrıca da ilahi bir nitelik taşıyor. Zaten emin olun karşı çıkanlar da bu sebepten dolayı karşı çıkıyor. Sırf bu yüzden üstelik 'Selamünaleyküm' ifadesi yerine nice alternatifler denediler bizlere söyletmek için. Örneğin yarısını kırpıp, sadece selam dediler, olmadı; yine aslen Farsçadan bize gelse de bin yıldır bizim olan merhabayı denediler ki biz zaten bu ifadeyi kullanırız ve selam ile merhaba ikisi de bizim olduğu için tatmin de olmadılar.
Allah akıl vermiş, şöyle bir düşünseler selam kelimesi öylesine önemli bir kelime ve de bir ihtiyaç ki bu güzel ifadenin yerine İngilizcede 'hi' Fransızcada 'bonjur' gibi ifadeler kullanılır fakat hiç biri selamünaleyküm kelimesinin verdiği hazzı, tadı, huzuru, esenliği vermez-veremez. Peki bizim derdimiz ne!? Peygamber efendimiz (s.a.v) 'Binekte olan yürüyene, yürüyen oturana, yaşlı olan genç olana versin' buyurduğu ve yine 'Aranızda yaygınlaştırın' diye ısrarla tavsiye ettiği, hiç birbirini görmemiş tanımamış iki Müslüman'ın bile herhangi bir coğrafyada karşılaştığında yıllardır birbirini tanıyormuşçasına 'esselamualeyküm' diyerek kaynaştığı selam kavramı en büyük önemini barındırdığı anlamların yanında toplumu birbiri ile kaynaştırma ve huzur ortamı oluşturmayı, hiç birbirinin semtine bile uğramamış insanların bile birbiri ile ortak nokta oluşturacak çok özel bir muhabbet özelliği taşıyan, derin anlamlı bir asgari müştereki paylaşacağı bir ifadeyi neden yasaklatmak tagı açarlar yada bunu becerebilme umutları olmasa dahi neden böyle özel bir kelimeye karşı çıkarları hem ruhsal hem de sosyolojik durumlarını değerlendirmek lazım. 
Bizim öz değerlerimize yabancı olan hatta yabancıdan ziyade içimizde yetişip içinde yetiştiği değerlere karşı duran bu kişilerin derdi aslında selam kelam vs. değildir. Onların antipatik baktıkları asıl şey onun, o kavramın islami olmasıdır. Bu ihtiyaca bizden olmayan bir alternatif aramaya çalışmaları da bundandır. 
Bu batı batı diyenlerin derdi batı falan da değildir; amaçları genel anlamda İslam karşıtlığıdır. Bugün bazı nevi-şahsına münhasır örneklerle bize gösterdikleri batı değil de bir Hint inancı ya da caynist bir felsefe de olabilir. Biz İslam’a tabi olup ilimde fen de teknolojide tıpta zirveye ulaşsak, onlar yine karşı durup başka kavramlarla karşımıza gelirler. Gelirler çünkü dertleri şu bu değil sadece İslam ve İslami değerlere karşı durmak. Neyse Allah hidayet versin diyelim. 
Şunu ısrarla ifade edelim ki hep aynı kaynaktan besleniyorlar. Selama karşı çıkan ya da ülkeye düşmanlık eden, değerlerimize milletimize bayrağımıza dil uzatan menşei ve örnekleri dışarıda olan bu tarz akımlar ve bu akımlara hizmet edenler hep aynı kaynaklardan besleniyorlar. Bu yapılanmalara karşı ciddi tedbirler alınmalıdır. Kimse fikir özgürlüğü falan demesin zira siz gidip bir Fransa’da ya da İngiltere’de ya da demokrat veya özgür dediğiniz her hangi bir ülkenin değerlerine küfür ve hakaret edemezsiniz. Bir ülkenin bölünmez bütünlüğüne fikir özgürlüğü gibi bir şeyin arkasına sığınarak dil uzatamaz ve illegal bölücü fikir ve grupları savunamazsınız. Fikrî olarak beslendikleri ve aslında dünyanın neresinde bir olumsuzluk varsa altından kendisinin çıktığı İngiltere’ye bakın, bitmiş, tükenmiş, tabir yerindeyse dükkânı kapatmış Ira lehinde bir cümle kurmanın bile cezası varken benim ülkemin düşmanları boş mazeretlerle bu kadar rahat at koşturamaz ve bizim milletimizin binlerce yıllık değerlerine dil uzatamaz.
Hepiniz sağlıcakla kalın. Allah’ın selamı üzerinize olsun.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —