1 Kasım seçimlerine katılacak olan bütün siyasi partiler aşağı yukarı seçim beyannamelerini açıkladılar. Mecliste grubu bulunmayan siyasi partilerin beyannameleri vatandaş tarafından çok dikkate alındığı söylenemez. HDP’nin vaatleri ülkenin genelini kapsamadığı gibi kendileri bile belki inanmıyorlar o vaatlerini gerçekleştirebileceklerini. Zira elde ettikleri belediyelerle bugüne kadar halkı memnun edebilecek herhangi bir icraatları yok PKK’ya destek vermek dışında.
CHP ve MHP 7 Haziran da açıkladıkları beyannamelerinden az da farklı bir strateji izledikleri gözlerden kaçmıyor. Öyle anlaşılıyor ki gerçekçi olmayan vaatlere vatandaş çok da prim vermiyor. Bunu iyi görmüşler olacaklar ki vaatleri daha makul bir seviyeye çekmeye çalışmışlar. Bunda siyasetin gizli aktörleri olan vatandaşların payı büyük hiç şüphesiz. 7 Haziran seçimlerinde siyasilere verdikleri mesaj yerine ulaşmış görünüyor. Bakalım bu beyannameler ve seçim meydanlarındaki performanslarını vatandaş bu sefer nasıl değerlendirecek.
Ak partiye gelince, hiç şüphesiz onlarda haziran seçimlerindeki mesajı aldılar ve fakat 13 yıllık iktidar tecrübesi onların beyannamelerindeki reel yaklaşım birçoklarını memnun etmese de ön görülen rakamlar daha gerçekçi bulunuyor. Vatandaşlar arasında konuşulan şu; iktidar partisi 13 yıldır ekonomiyi elinde tutuyor, neyin nerde olduğunu çok iyi biliyor. Dolayısıyla iktidar partisinin veremediğini diğer partiler nereden verecek? Vatandaşın yaklaşımı daha çok asgari ücret, emeklilerin durumu ve gençlerle ilgili yapılan açıklamalar. Diğer konuları o kadar da çok tartışmıyorlar. Asgari ücrette hükümetin tek başına aldığı bir karar olmadığı, işverenlerin de belirleyici faktör olduğunu savunuyorlar. Onun için verilen rakamın az da olsa diğerlerine nazaran makul olduğunu söylüyorlar.
Bir küçük anekdot, 1 kasım seçimlerini reel politikalardan çok yerel politikaların belirleyeceği aşikar. Çünkü AK Parti’yi iktidara taşıyan en önemli faktörlerin başında geliyor yerel yönetimlerdeki başarıları. Bugüne kadar bu faktörü AK Parti iyi kullandı. AK Parti’nin diğer bir önemli faktörü ise Erdoğan’dır. Bunu nerden çıkardık? Son yerel seçimler de seçimin Erdoğan seçimi olduğunu bilmeyen yok. Birçok bölgede çok olmasa da bir miktar oy kaybı yaşandı. Cumhurbaşkanlığı seçimin de ise yerel seçimlerde aldıkları oyun çok üstünde oy alarak cumhurbaşkanı seçildi. 7 Haziran seçiminde de tekrar oy düşüşü Erdoğan faktörünün vatandaş nezdinde çok önemli bir faktör olduğu bir gerçektir. Cumhurbaşkanlığının tarafsızlığı tartışması ayrı bir yazı konusu, ona burada değinmeyeceğiz. Şu kadarını söylemek gerekir ki, vatandaş AK Parti’yi en tepedekinden en aşağıdakine kadar hiç birini birbirinden ayrı görmüyor. Türkiye gibi demokrasisi gelişmekte olan ülkelerde toplumun genel yapısına zarar vermeden gerekli değişiklik yapılsın istiyor. Lisanı hal ile biz hükümetten ve Davutoğlu’ndan memnunuz, memnun olmadığımız yerlerdeki sorunlar giderilirse Ak partiyle devam diyor. Adayların meydanlardaki performansıyla 1 Kasım seçim sonuçları bakalım bizim bu tespitlerimizi doğru çıkaracak mı? Hep birlikte bekleyip göreceğiz.